Chesaldın’ın Körü

30.01.2018

Acının türküsünü mırıldanıyorum...

Maja’nın örtüsünü yırtıp yok etmeye,

Chesaldın’ın  körü gibi üsün usuyla bir olmaya,

soyunmaya davet ediliyorum!..

Bir yitiş yaşıyorum ve acıların kavrayışını yürekten kutluyorum..

Bu yok olup gitmenin çığlığını , acıyı öldürmek için tarih boyu varlığa işkence yapmış nihilistlere adıyorum..

Yakılmış yitişlerin uğuruna

sahnede yankıladığım bu ses en yüksek sevinçlerden doğar,biliyorum...

Bütün biçimlendirici -görsel- sanatların tanrısı olan Apollo’ya ozanca işleyişler bırakıyorum ve işte tam da burada! Dionysos için piyanodan süzülen en kalın seslerin üzerinde soyunuyorum..

Hellence bir istencim olan bir adamın ince dudaklarını kalemimden kurtarmaya çalışıyorum.Lakin bedenimi bu kumardan kurtaramıyorum..

Dionysos yürekli soyunuşları kutlar!ve bizde kırmızı şaraplar açarız bunun için.

Cesareti merak eden Apollo için :

-Ben ,korkularımın korkunçlukları içinde yüreklenirim!..

Acı vereni bilirim , acıyı dahil ederim ve bu evrende bu bedenin bu kumarı dahil her şey bir düştür!

Bu yüzden O’nu sürekli görmek isterim , nerde olsa giderim..



Her şey Apolloca bir aldatma.!.

Ve ben ışığın kırıldığı yerdeyim.


 


(Us un eleştirisi çünkü sormak gerekir Chesaldın’ ın körü gibi beni aldatan gözüm  mü ? yoksa parmaklarım mı?..)

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar