Şimdi kim bilir hangi göz gezinmekte söylediklerimde
Neler geçiriyor aklından, sarılıyor iplerime?
Bir terzi olup kıyafetler mi dikiyor yeni doğmuş bebeklere?
Diz kapaklarındaki yaraları mı okşuyor anne şefkatinde?
Hüzün postacısı mı ya da dizdiğim sokaklardan soluk çalan
Ortaçağdan kalma veba kokulu çiçekler mi ekiyorlar sözlerime?
Hayır hiçbirinin parmak uçları değmeyecek dudaklarımda kelime yanıklarına
Denizin tuzunu sakladığım yanaklarımı görmeyecekler
Yaslamadılar sırtlarını kışa göğüs germiş sır dolu çam kabuklarına
Hayret de etmediler belki kirece bulanmış gövdeye çıkan karıncaya
Bir isyan kokusu olmadan bulaşmayacak onların kıyafetleri
Benim cebinde rüyalarla uykuya yatmış çocuğuma
Bayramlık kıyafetler gibi güzel olmayacaklar, karşılanmayacaklar yastık altlarında
Beklenmeyen misafir yabancı görülecek açılmayacak kapım
Şiir çocuğum şair babası olmadığı için
Kapının arkasında ses çıkarmadan çekilmelerini bekleyecek
Apartman boşluklarında ruhu zedelenmiş beton mezarlarda keyif sürenlerin.
Av köpeklerine özenmiş yaralı vücut arayan gözlerin..
Ayşe Gönül
6 years ago
Duru Dalgıç
6 years ago