19.07.2020
Çizmeli Kedi, Avrupa’da derlenmiş ve diğer kültürlere de yayılmış bir
masaldır. Avrupa dışında ortaya çıktığı,
daha sonra Avrupaya geçtiği, bu masalın kökeninin Hint Pancetantra
Kitabı ve Eski Mısır olduğu hakkında görüşler de
vardır.
“Masal yazılı olarak ilk defa İtalyan yazar Giovanni Francesco
Straparola’nın “Hoş Geceler” adlı derlemelerinde (1550-1555), 1634'te İtalyan şair
Giambattista Basile tarafından toplanan Avrupa halk hikâyeleri arasında, daha
sonra Fransız yazar Charles Perrault tarafından 1697'de toplanan Anne Kazın Hikâyeleri’nde
yayımlanmıştır.”
ÇİZMELİ KEDİ
MASALI
Bir zamanlar, bir değirmenci varmış.
Bu değirmencinin de üç oğlu varmış. Fakat bir gün bu yaşlı ölmüş.
Ölmeden evvel de çocuklarını yanına çağırarak; değirmeni büyük oğluna eşeğini
ortanca oğluna, kedisini de küçük oğluna miras bırakmış.Bir müddet sonra da
ölmüş.
Değirmen büyük oğluna kaldığı için büyük oğlu çık sevinmiş . Fakat ortanca oğlu
ve küçük oğlu da kendilerine çok az şey kaldığı için üzülmüşler. Ortanca oğlu
abisine değirmen kaldığı için üzülse de, küçük kardeşinden daha şanslı olduğuna
sevinmiş. Küçük oğluna sadece kedi kaldığı için en çok üzülen de küçük oğlu
olmuş. Küçük oğlu. “Kedi ne işine yarar ki insanın bu kediyi pişirip yiyemezsin
bile.”
Kedi bunu duyunca hemen cevap vermiş.
“ Bana boş bir çuval ve bir çift çizme, şapka, eldiven ve pelerin verirseniz, neye
yaradığımı görürsünüz. En kötü mirasın size kalamadığını size göstereceğim “
demiş.
Küçük oğul, kedinin konuştuğunu görünce şaşkınlıktan neredeyse küçük
dilini yutacakmış. Kedi konuştuğu için
düştüğü şaşkınlıktan kurtulur kurtulmaz kedinin istediklerini hemen temin edip
kediye vermiş.
Kedi kıyafetleri giyip aynaya bakmış ve kendini pek beğenmiş. Sonra da
mutfağa gidip kendisine taze bir marulla güzel bir havuç almış. Üzerinde kıyafetleri
elinde marul ve havuç ile ormana doğru gitmiş.
Ormana gittikten sonra da içinde marulla havucun olduğu çuvalı açmış. Daha sonra çuvalı öylece bırakıp bir ağacın
arkasına saklanıp beklemeye başlamış
O sırada havuç ve marulları gören bir tavşan hemen koşup torbanın yanına
gelmiş. Taze sebzelerin kokusunu alan tavşan zıplayıp çuvalın içine
girmiş. Hemen havuç ile marulları yemeye
başlamış. Tam bu sırada da onu izleyen kedi zıplayıp ortaya çıkmış. Hemen çuvalın
ağzını bağlayarak torbayı sırtına almış.
Çizmeli Kedi tavşanı alarak doğruca saraya gitmiş. Elinde torbası ile saraya gelip kral ile
konuşmak istediğini söylemiş. Nöbetçi askerler sırtında torbası ayaklarında
çizmesi, üstünde kıyafeti omzunda pelerini ile karşılarında konuşan bir kedi
gördükleri için çok şaşırmışlar. Hepsi de hayretler içinde kalıp hemen krala
haber vermişler. Demişler ki “üzerinde kıyafet, ayaklarında çizme, sırtında ise bir torba ile
konuşan bir kedi sizinle konuşmak istiyor. “ Kral ise duyduklarına inanamamış
ve hemen o kediyi huzuruna getirmelerini istemiş.
Askerler, kediyi alıp kralın huzuruna götürmüşler. Çizmeli kediyi
tahtın karşısına bırakmışlar. Çizmeli kedi , kralın huzuruna çıktığında yere
eğilerek;“Yüce Efendimiz, size Efendim Marki ’den bir hediye getirdim,” demiş.
Kral kedinin gerçekten konuştuğunu duyunca daha da çok şaşırmış, kedinin
kendisine getirdiği tavşanı da çok beğenmiş. Bunun üzerine Çizmeli Kedi sürekli
olarak krala hediye götürmeye başlamış. Hatta bu durum aylarca devam etmiş. Öyle
ki Kral artık onun yolunu gözler olmuş.
En sonunda Çizmeli Kedi ’nin beklediği fırsat bir gün ortaya çıkmış. Çizmeli
Kedi o gün sahibinin yanına giderek : “Bana neden diye sormadan bu sabah ırmağa
gidip yıkanın.” demiş. Sahibi de kedinin dediklerine uyup nedenini sormadan
ırmağa gidip yıkanmış.
Çizmeli Kedi, o sabah Kral ile Prenses ’in ırmağa gidip yıkanacaklarını
biliyormuş. O yüzden sahibini de kral ile
kralın kızının yıkanacağı yere götürmüş. O sabah, Kral ile prenses fayton ile
ırmağın kenarından geçerlerken Çizmeli Kedi telaşla yanlarına yaklaşıp
“Yardım edin! Yardım edin!” diye bağırmış.
Çizmeli Kedi’nin bağırdığını duyan kral merak edip arabayı durdurmuş.
Çizmeli Kedi:
“Efendim Marki boğuluyor!” diye bağırmış.
Kral, hemen bir askerini ırmağa
yollamış. Fakat Çizmeli Kedi, Kral’a “
Ama sayın kralım, benim efendim ırmakta
yüzerken hırsızlar elbiselerini de çaldı!” diye söylemiş.
Bunun üzerine Kral, suda çıplak
kaldığını zannettiği Marki ’ye elbiseler de yollatmış.
Biraz sonra asker ile Çizmeli Kedinin sahibi değirmencinin oğlu Kral’ın yanına getirilmiş. Herkes ona Marki diye hitap ediyor ve Marki’ye davrandıkları gibi davranıyormuş. Askerler onu giy-indirdikten sonra askerler onu kralın faytonu yanına getirmişler. Kralı görünce şaşkınlığı daha da artmış.
Marki faytonun yanına geldiğinde kral onu gideceği yere götürmek için faytonuna
davet etmiş ve kızıyla tanıştırmış. Prenses de bir bakışta Marki’ye âşık olmuş.
O sırada Çizmeli Kedi de izin isteyerek ayrılmış. Çizmeli Kedi, koşa koşa giderek tarlada ot
biçen köylülerin yanına gelmiş. Köylülere
“Kral bu tarafa geliyor. Size bu tarlaların kime ait olduğunu sorarsa ona
efendim Marki’ye ait olduğunu söyleyeceksiniz. Yoksa kralın askerlerine söyler
sizi astırtırım! Diye bağırmış. Köylüler ise korkup “ tamam “ diye
onaylamışlar.
Çizmeli Kedi, oradan da ayrılıp, daha ilerde buğday biçen adamların yanına
gitmiş ve aynı şeyleri onlara da tembih etmiş.
Sonra oradan da ayrılıp yol üstünde kim varsa herkese aynı şeyi tembih
etmiş. Oralarda yaşayan bir dev ile devin şatosu da varmış. Çizmeli Kedi en
sonunda Dev ’in şatosuna da varmış.
Meğerse Kral, gittiği her yerdeki insanlara “Bu
tarlalar kime ait?” diye soruyormuş. Bu defa da aynı şeyi yapınca kime ne
soruyorsa herkes “ Burası Markiz Efendimize ait .” diye cevap
veriyormuş.
Kral da Marki’nin bu kadar çok toprağa sahip olmasına şaşırmış.
Çizmeli Kedi ’nin sahibi de olan biteni şaşkınlıkla izliyor ama hiç de
bozuntuya vermiyormuş. Zaten tüm bunların kedisinin marifeti olduğunu tahmin
etmiş.
O sırada Çizmeli Kedi Dev’in şatosuna girmiş. Şatoya gelip şatonun kapısını çalmış.
Dev kapıyı açtığında karşısında çizmeli kediyi görmüş. Çizmeli Kedi, Dev’in
nefesinin kokusundan iğrendiğini gizlemeye çalışarak. “Senin sihirbaz
olduğunu söylüyorlar doğru mu? “
diye sormuş. Dev, karşısında
konuşan bir kedi görünce çok şaşırmış. Kedinin konuşmasına ve giydiği
kıyafetlere bakmış.
Hayret içinde kaldığından;“Öyle diyorlarsa, öyledir,” demiş ve konunun
nereye varacağını merak etmiş. Çizmeli
Kedi , “ Duydum ama inanmadım. Eğer beni aslana dönüştürürsen doğru olduğuna
inanırım “ demiş. Dev sihirbaz olduğunu kediye göstermek için kediyi hemen
aslana çevirmiş.
Çizmeli Kedi, aslan a
çevrildiğini görünce çok sevinmiş ama “ Ben zaten aslana benziyordum. Bu çok
büyük bir sihirbazlık değil ki. Ama kendini fare gibi küçültürsen senin gerçek
bir sihirbaz olduğuna inanırım “ demiş. “Fakat bu imkânsız bir şey! Sen bunu asla
yapamazsın “ demiş. Dev ise sinirlenip
“Benim yapamadığım bir sihir yoktur!” deyip kendisini küçük bir fareye dönüştürmüş.
Çizmeli Kedi hemen atılarak fareye dönüşmüş olan dev’i bir lokmada yutuvermiş. Ardından da Şatonun mutfağına gidip büyük bir ziyafet hazırlamış.
Sonra da Kral ile Prensesi şatoya davet etmiş. Şatoyu da efendisine Veren Çizmeli Kedi efendisini de Markiz ilan etmiş.
Sonunda Markiz ile Prenses nişanlanmışlar, sonra da kırk gün kırk gece süren bir düğünle evlenmişler.
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın