Cönk
Cönk veya cönkler halk âşıklarının şiirlerinin derlendiği el yazması şeklinde olan, üzerleri genellikle deri kaplamalı defterlerdir. “Saz şairlerinin kendilerinin ve başkalarının şiirlerini derledikleri, uzunlamasına açılan deri kaplı defterdir.”
Genellikle dikey ve aşağıdan yukarıya doğru açılan, halk arasında “danadili “veya “sığırdili” gibi adlar ile de anılan şiir kayıt defterleri olmaktadır. M. Sabri Koz’a göre ise cönk, “Çoğunlukla Âşık Edebiyatı, Halk edebiyatı ve halkiyat ürünlerini ihtiva eden; uzunlamasına açılan, ensiz, uzun yazma mecmualara verilen ad” dır.[1]
Cönkler özellikle âşık şiirimiz için çok önemli bir kelimedir. Çönkler hayatları hakkında hiç bir şey bilmediğimiz pek çok şairin şiirlerinin kaybolmamasını sağlamışlar böylece adı sanı unutulmuş, hayatları hakkında dahi en ufak bir şey bilinmeyen halk ozanlarının şiirlerine cönkler sayesinde ulaşılmıştır. . Cönkler genellikle âşıkların şiirlerini derlemiş olan defterler olmakla birlikte bazı cönklerde divan şairlerinin şiirleri de bulunmaktadır. Cönklerin Divan edebiyatındaki karşılıkları şiir mecmualarıdır.
Cönk, Türk Halk edebiyatında saz şairlerinin, kendilerinin veya başkalarının şiirlerini derledikleri, (alttan yukarıya) uzunlamasına açılan, çoğunlukla deri kaplı defterlerdir. Antolojiye benzeyen bu defterlerde saz şairlerinin derlenmiş ve yazıya geçirilmiş şiirleri bulunur.
Cönklerin içeriğinde bulunan şiirler belli bir metot ile sıralanmamıştır. Fakat cönklerin şekilleri belli bir özellik gösterir. Uzun yapraklı bu defterler boyuna doğru açılırlar. Böyle bir şekle sahip oldukları için halka arasında cönklere "sığırdili" veya "danadili" denmiştir.
Cönk kelimesinin aslı gemi manasına gelen conk veya cönktür. Bu kelimenin Arapçası ise sefinedir. [2]Cönkler doğal olarak Osmanlıca yazılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra da yazılmış şiir defterleri olsa bile 20.yy dan dan önce yazılmış cönklerin kıymeti ortadadır. Klasik düzenlerine göre cönkler besmele ile başlar ve temmet (tamamlandı) ibaresiyle biter. Bu defterleri şiir meraklıları veya bir tekkeye bağlı olan, tekkeye mensup şairlerin şiirlerini kayıt altına alan kişiler doldurmuşlardır. Bu defterler tamamen yazan kişinin zevkine göre seçilmiş şiirleri kapsar, belli bir şairin şiirlerini kapsayan cönk sayısı azdır.
Cönkler aharlı veya aharsız kâğıtlara da yazılmışlardır. Deri ciltli özenle hazırlanmış olanları da bulunur. Tamamen hazırlayan kişinin zevkine göre seçilmiş şiirler yer alır ve cönkler tek nüsha olarak yazılır.
Genellikle cönklerin yazarları bilinmez, zaten genellikle halk ozanlarının şiirlerinin derlemesi olduğu için yazarının isminin de bilinmesi gerekmez. Cönkler saz şairlerinin şiirlerini muhafaza eden eserlerdir. Fakat nadir de olsa divan şairlerine ait şiirleri de ihtiva ederler. Dini bilgiler ihtiva eden, çeşitli hutbe ve vaaz metinleri barındıran dini ağırlıklı cönkler de mevcuttur. Bunların dışında cönkler dualar, şifa reçeteleri, büyü tarifleri, maniler, hikâyeler koşma, türkü, ilahi, şarkı, gazel, destan, beyit, müseddes, gibi birçok farklı bilgiyi barındırabilir. İçeriklerine göre cönkler, ilahi cöngü, âşık cöngü gibi isimlendirilebilir.” Saz şairlerinin şiirlerinin toplandığı cönklere, yazmalara ve defterlere supara da denilmektedir (Dizdaroğlu 1980: 2-18)”.[3]
Hayatları ve şiirleri unutulan veya haytaları hakkında hiçbir bilgi dahi bulunmayan din dışı âşık ve tasavvufi halk şairlerinin şiirleri cönkler sayesinde elimize ulaşabilmiş, kendileri unutulsalar dahi cönkler sayesinde şiirleri kalmıştır.
Cönklerin hakkında dağınık akademik çalışmalar yapılmış buna karşın günümüze kadar ulaşan cönklerin sayısı hakkında sağlam bir veri ortaya konulmamış, cönklerin tasnifi yapılamamıştır. “Sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan yazmalar.gov.tr adresinde kayıtlı bulunan 571 adet cöngün mevcudiyeti “[4] dahi bu konuda neler yapılması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Cönklerin divan şairleri tarafından da tutulduğu, şiirlerin yansıra duaların, ilahilerin, hutbe ve vaazların defterlere yazıldığı buna sefine de dendiği divan şairlerimizden de anlaşılmaktadır.
Cönklerin sadece şiir ihtiva etmedikleri bazı cönklerin içinde bilmece, atasözü, mani ve türkülerin de olduğu görülmüştür.
Hemişe zevrak- mey çekmedir işim Sabri
Sefine –i gazel-i dil- guşaya el mi değer. Sabri-i Şükri
Sabri sürekli olarak Şarap sandalı çekiyor gazel mecmuasına eli mi değiyor.
Cönküne yanlışlıkla yazdım ise ger dua
Lütfedip ma’zur tut yazmaz yanılmaz bir Hu’da Cemali
KAYNAKÇA
[1] KOZ, M. Sabri (1977). “Cönk”, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, İstanbul: Dergâh Yayınları, C. 2, s. 83-85.
[2] A. T. Onay, Edebiyatımızda Mazmunlar, MEB, 1996, shf 159
[3] Prof.Dr. Ali Berat ALPTEKİN, Türk Halk Şiiri
[4] Arş. Gör. Meltem YILMAZ, CÖNKLER ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALAR BİBLİYOGRAFYASI, SEFAD, 2016 (35): 165-196