1997- 1998- ÖSS TÜRKÇE SORULARI VE CEVAPLARI
(I) Bu konuda, günümüze değin hayli kalem oynatılmış. (II) Ancak bir iki yazar dışında kimse amacına ulaşamamış. (III) Oysa sizin eseriniz bugüne kadar yazılmış olan en ciddi ve en bilimsel olanı. (IV) Bunda araştırıcı kişiliğinizin, yeteneklerinizin yanında, seçtiğiniz yöntemin de önemli bir payı var. (V) Yöntemdeki çağdaşlık ve bilimselliğin bir konuya kazandırdığı berraklık ve bütünselliği sizin eserinizde, bütün yönleriyle görebiliyoruz.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde eseri beğenme söz konusudur?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) III. ve IV. D) III. ve V. E) IV. ve V.
1997-ÖYS
2. 1997-ÖYS
(I) Günlerden bir gün benim gibi çalışan bayanların katılacağı bir dağcılık macerası yaşamaya karar verdim. (II) Sabahtan akşama değin işlerinde yorulan, ev işleriyle gününü tamamlayan kadınlar, boş zamanlarında bile ev - iş ikileminden kurtulamamaktadır. (III) Neden onlar da bir günlerini yalnızca kendilerini ayırıp dağa, doğaya gitmesinler? (IV) Bu düşünceyle, her türlü sorununu dağın eteklerinde bırakmaya razı olacak gönüllüler aramaya koyuldum. (V) Şaşılacak kadar kısa bir sürede, oldukça kalabalık bir grup oluşturdum.
Bu sözleri söyleyen kişinin sözünü ettiği etkinliği düzenlemesine yol açan durum, numaralanmış cümlelerin hangisinde belirtilmiştir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
3. 1997 - ÖYS
(I) Birçok sanatçı gibi o da edebiyata şiirle başladı. (II) Ölçülü olarak yazdığı ilk şiirlerinde halk şiirinin izleri açıkça görülür. (III) Bu şiirleri içeren ilk kitabı yayımlandığı zaman olumlu yankılar uyandırmasına karşın, nedense sanatçı şiiri bırakıp öykü ve roman türüne yöneldi. (IV) İlk öyküsü 1930 yılında o dönemin ünlü bir dergisinde yayımlandı. (V) Daha sonraki ürünleriyle, Cumhuriyet sonrası, Türk öykücülüğünün gelişiminde köşetaşı sayılan bir sanatçı kimliğini kazandı.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi ötekilere göre anlamca daha geniş kapsamlıdır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
4. 1997 - ÖYS
(I) Sanatçı öyle oyunlar yapıyor ki, şiirlerinde okuyucuyu hiç düşünmüyor. (II) Okuyucusuz bir 'yazı türü düşünülemeyeceğine göre, buna bir eksiklik, hatta bir tür suç gözüyle bakmak yanlış olmasa gerek. (III) Şair okuyucuyu yönlendirmemeye özen gösteriyor. (IV) Daha doğrusu okuyu- cunun kendi çabasıyla o şiire gelmesini bekliyor.(V) Sanatçının, oyunlara yaslanan ve okuyucuyu
hiçe sayan bu tutumu, ister istemez okuru yoruyor, şiirden soğutuyor. (VI) Bunu okuyucuya karşı sorumluluk duygusundan yoksunluk diye adlandırabiliriz.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde sanatçıya yöneltilen eleştirinin olumlu ya da olumsuz olduğu açıkça belirtilmemiştir?
A) I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV.
D) IV. ve V. E) V. ve VI.
5. 1997-ÖYS
Anlatımında gözlem gücünden büyük ölçüde yararlanıyor; ancak seçtiği ayrıntıları, olduğu gibi değil değiştirip yeniden kurgulayarak anlatmayı yeğliyordu.
Bu cümle aşağıdakilerden hangisine anlamca en yakındır?
A) Amacı, çevresine ayna tutmak değil, aynaya yansıyanları yeniden biçimlendirmekti.
B) Okurlarına gerçeğin sesini duyurabilmek için ; gündelik yaşamı anlatan öyküler yazdı.
C) Hayal gücüne dayalı olayların yerine, tümüyle gerçeklerin yönlendirdiği konuları işledi.
D) İnsanı dışlayan, doğayı ve doğadaki varlıkları öne çıkaran öykülere öncelik verdi.
E) E) Öykülerinde, değişik anlatım teknikleri kullanarak yaşamı bütün zenginlikleriyle yansıt-
maya çalıştı.
6. 1997 - ÖYS
Roman kişileri, yaratıcılarının kişiliklerindeki zayıflıklarla zenginlikleri bir arada taşırlar. Çünkü romancının yarattığı kişiler, romancının oluşturduğu ve kendi kişiliğinin özellikleriyle sınırlı kalan bir dünyada varlıklarını sürdürürler.
Aşağıdaki cümlelerden hangisi, bu parçada anlatılana anlamca en yakındır?
A) Romancılar çizdikleri karakterleri, kendilerinde bulunmasını düşledikleri niteliklerle donatırlar.
B) Romancının başarısı, büyük ölçüde kendisi ve kendi düş dünyasını ustaca anlatmasına bağlıdır.
C) Roman kişileri, gerçek yaşamdaki kişilere benzediği ölçüde inandırıcı olur.
D) Romancının kişilik özellikleri, bütün yönleriyle, onun yarattığı kahramanlarda görülebilir.
E) Romancı, roman kişilerinin ruhsal ve fiziksel
özelliklerini anlatarak gerçeğe ulaşır.
7. 1997 - ÖYS
Sanatçı her sergisinde yeni arayışların, yeni düşüncelerin ürünü olan yapıtlara yer veriyordu.
Bu cümle, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülebilir?
A) Yapıtlarında kendinden önceki sanatçıların deneyimlerine bağlı kalıyordu.
B) Yapıtlarını, izleyicilerin beğenisini göz önünde bulundurarak biçimlendiriyordu.
C) Yapıtlarında, denenmemişi deniyor, kendine özgü bir üslup yaratıyordu.
D) Son yaptığı tablolarla, daha önce yaptıkları arasında konusal bir ortaklık görülüyordu.
E) Yapıtlarında, herkeste aynı etkiyi ve düşünce-
yi uyandıran bir renk uyumu göze çarpıyordu.
8. 1997-ÖYS
Bence otobiyografik bir eser, hiçbir zaman edebî bir eser niteliği taşımaz; çünkü edebî bir eser, yaratıcılık gerektirir, buluş gücü gerektirir.
Bu cümleden aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
A) Bir kişinin gerçek yaşamıyla sınırlı kalan bir yapıt edebiyat değeri taşımaz.
B) Yaşanılanları olduğu gibi yansıtma, edebî eserin yapısıyla bağdaşmaz.
C) Kendi yaşamını anlatan yazarların yapıtlarında yaratıcılık bulunmaz.
D) Bir yapıtın edebî değer taşıması, yazarının ortaya koyduğu sanatsal buluşlara bağlıdır.
E) Gerçek yaşamdaki kişileri anlatma, giderek
yazarların yaratıcılığını sınırlar.
9. 1998-ÖYS
(I) O kitabın sayfalarının çoğunu, satırların altlarını çizerek okudum. (II) Bu yazımda, o kitaptan aldığım tatların tümünü aktarmam olanaksız.(III) O, gerçek bir yazar; sevgiyi bilen, öğreten ve öykülerine sindiren. (IV) Bu kitabı, özellikle yazar olmaya hevesli kişilerin mutlaka okuması gerekir. (V) Çünkü sevginin öykücüsü bu yazarımızın yazılarından öğrenilecek çok yararlı şeyler var.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde, övücü sözler kullanılmadığı hâlde övgü anlamı vardır?
A) I. ve II. B) I. ve IV. C) II. ve III.
D) II. ve V. E) III. ve IV.
10. 1998-ÖYS
(I) Yapıtlarında yazarın araya girişi yok denecek kadar azdır. (II) Çünkü o, romanını, öyküsünü diyaloglarla kurar. (III) Yazı tekniğinin en belirgin özelliği diyaloglarda kendini gösterir. (IV) Kişileri, çaresizlik içinde ne denli bunalırsa bunalsınlar, dünyaya değiştirilmez bir karamsarlıkla bakmazlar. (V) Tersine, en kötü koşullar altındayken bile yaşamda aydınlık bir yön bulurlar. (VI) Bütün bunlar, yazarın insanlara yaklaşımı, onları eksiksizce tanıma ve yansıtmadaki ustalığıyla açıkla-
nabilir.
Bu parçada, sözü edilen yazarın yapıtlarındaki özelliklerin temel nedeni numaralanmış cümlelerin hangisinde belirtilmiştir?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
11. 1998-ÖYS
(I) Bu oyunların kuruluşu sağlam. (II) Dünyanın her yanında rastlanabilecek türden oyunlar bunlar. (III) Konu seçimi ve düzeyli bir izleyicinin anlayabileceği eleştirel yaklaşım, oyunları çekici kılıyor. (IV) Yazar dünyaya hiç gülümsemeden bakıyor. (V) Yer yer kişilerini gülünç göstermeye çalışıyor. (VI) Bunlar da oyunların itici yanını oluşturuyor.
Yukarıdaki parçada, numaralanmış cümlelerin hangisinden başlayarak söz konusu oyunlara yönelik olumsuz bir eleştiri yapılmaktadır?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
12. 1998-ÖYS
(I) Bu ülkede yaşayanların tümü sağlık hizmetlerinden bedava yararlanır. (II) Altmış beş yaşına basan her kişi, hem sağlık sigortası primi ödemez hem de ilaçlarını parasız alma hakkını kazanır. (III) Gelir düzeyini ölçüt alan devlet, dar gelirli yaşlılara, kira fonundan yardım ederek onların kira derdinden uzak kremalarını sağlar. (IV) Böylece konunun parasal yönü sorun olmaktar çıkar; ama kimi yaşlılarda görülen yalnız kalmışlık duygusu ortadan kaldırılamaz. (V) Üretim ve tüketim düzeni genç kuşaklara göre ayarlandığından devlet, yaşlılığın manevi depremlerini gideremez.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde "devletin yardımcı olmayışından' söz edilmektedir?
A) I. ve II. B) I. ve V. C) II. ve III.
D) III. ve IV. E) IV. ve V.
13. 1998-ÖYS
(I) Bu sanatçı, içinde yaşadığımız çevreyi, günlük olayları yansıtıyor. (II) Bunları, ancak okurken görebileceğimiz, incelikli ayrıntılarla ustaca anlatıyor. (III) Bu yapıtında da büyük kentin aylak insanlarını, küçük memurlarını tonu alıyor (IV) Sevgiye, insanca yaşamaya özlemi olanların arayışlarını inceliyor. (V) Bunları, alçak göni.-lü bir gözlemcilikle önümüze seriyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde beğenme sezilmektedir?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve V. D) III. ve IV. E) IV. ve V.
14. 1998-ÖYS
(I) Genel anlamda edebiyat, düz yazıya dayalı ürünlerden oluşur. (II) Düz yazı, mantığa en ço-başvurulan anlatım yoludur. (III) Bir dildeki düşünme biçimi, o dilin düz yazısına yansır. (IV Ayrıca dilin anlatım gücü de düz yazıda kendin gösterir. (V) Düz yazı, bilimin, düşüncenin halka seslenmesini kolaylaştırmasının yanı sıra roman, öykü, deneme gibi türleriyle o ulusun düşüncesini de geliştirir. (VI) Uygar anlayış ve görüşe ulaşmayı sağlar.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde "düz yazının işlevi" belirtilmiştir?
A) I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV. D) IV. ve V. E) V. ve VI.
15. 1998-ÖYS
Aşağıdakilerden hangisinde eylem, gerekçesiyle birlikte verilmiştir?
A) Benim avcı olduğumu duymuşlar
Bir daha bahçeye gelmedi kuşlar
B) Gündüzleri oyunlar oynardım
Akşamları masallar anlatırdı dadım
C) Çözülen bir demetten indiler birer birer
Bir pınara döküldü bembeyaz güvercinler
D) Sesin odaya girmiş bir serçe gibi ürkek
Ellerim açık kalan panjuru gösterecek
E) Göklerden bir yıldızın gölgesi düşmüş suya
Dalmış suyun koynunda bir gecelik uykuya
16. 1998-ÖYS
Bir dili durağan kılmaya yönelik her türlü çaba ister istemez başarısızlığa uğrar.
Bu cümle aşağıdakilerden hangisine anlamca en yakındır?
A) Dilin kullanımı yazardan yazara değişiklik gösterir.
B) Dili oluşturan kurallar zamanla yerleşir, pekişir.
C) Dilin söz varlığına yeni sözcükler kazandırmak güçtür.
D) Dil, sürekli gelişim ve değişim süreci içindedir.
E) Dilin, bireyleri birbirine bağlayan bir gücü vardır.
17. 1998-ÖYS
Şiir, sanatların içinde en ulusal olanıdır: çünkü o, yalnız söylendiği dilin ürünüdür.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümledeki düşünceyi desteklemez?
A) Bir şiir, ancak yazıldığı dilde güzelliğini koruyabilir.
B) Yabancı dillere çevrilen şiirler, aslındaki güzelliklerini bir ölçüde yitirir.
C) Dillerde, şiire özgü ortak söyleyiş özellikleri vardır.
D) Dillerin anlatım gücü, büyük ölçüde o dillerdeki şiirlerde yansır.
E) Ozanlar en iyi şiirlerini anadillerinde yaratabilirler.
18. 2000-ÖSS
ı. Zekânın, pek kolay kavranamayan çok kar-
maşık bir yapısı vardır.
ıı. Zekâ, doğuştan getirilen gücün, çevre ola-
naklarıyla işlenmesi sonucu oluşur.
ııı. Zekâ ne sadece kalıtsal ne de sadece çevre-
sel etkenlerle açıklanabilir.
ıv. Önce zekâyı tanımlamak, sonra da bu tanı-
ma uygun bir ölçme aracı geliştirmek gerekir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) ı. ve ıı. B) ı. ve ıv. C) ıı. ve ııı. D) ıı. ve ıv. E) ııı. ve ıv.
19. 2000-ÖSS
ı. Yapılan her yanlış daha iyi bir sistem oluştur-
mak için bir fırsattır.
ıı. Yaptıklarının bilincinde olmayanlar, yanlışla-
rını sürekli yinelerler.
ııı. Hiç yanlış yapılmaması, her şeyin kusursuz
olduğu anlamına gelmez.
ıv. Doğruya ulaşabilmek için, yapılan yanlışlar-
dan ders almasını bilmek gerekir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) ı. ve ıı. B) ı. ve ıv. C) ıı. ve ııı. D) ıı. ve ıv. E) ııı. ve ıv.
20. 2000-ÖSS
(ı) Öykülerimdeki biçimsel ve içeriksel yenilikler salt kendi çabalarımın ürünü değildir. (ıı) Onları oluştururken öyküyü öykü yapan bütün geleneklerden ve yeniliklerden yararlanmaya çalışıyorum. (ııı) Olay, konu, karakter, tip, durum, kesit, diyalog... (ıv) Öyküyü oluşturan bütün öğeler eşit ölçüde girmeli öyküye diye düşünüyorum. (v) Öykünün ağırlık merkezini yaymaya çalışarak bunlardan birinin, ötekinin önüne çıkmasını engellemek istiyorum.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I. ve II. B) I. ve IV. C) II. ve III. D) II. ve IV. E) IV. ve V.
21. 2000-ÖSS
Şiir öylesine bir dilsel düzenlemedir ki sözcüklerinden biri çıkarılır ya da birinin yeri değiştirilirse şiirin tüm büyüsü bozulur.
Bu cümlede anlatılmak istenenle aşağıdakilerden hangisi arasında anlamca yakınlık
yoktur?
A) Şiirde her sözcük, bulunduğu yerde güzeldir.
B) Sözcük, şiirin en önemli öğesidir.
C) Şiirde dil, kendine özgü bir biçimde kullanılır,
D) Şiirin dili, seçilen imgelerin çeşitliliğiyle zenginleşir.
E) Şiirin güzelliği, sözcüklerin birbiriyle uyumundan gelir.
22. 2000-ÖSS
(I) İhtiyar Adam ve Deniz, Ernest Hemingvvay'e Nobel Ödülü kazandıran romanlarından biri. (II)Psikolojik yanı ağır basan ve sinemaya uyarlanması neredeyse olanaksız görünen bu roman,ünlü bir yönetmence sinemaya uyarlanmış. (III)Filmde, balıkçılıkla geçinen ihtiyar bir adamın yaşamı, ilgi çekici bir biçimde anlatılmış. (IV) Uzun süredir balık yakalayamayan ihtiyar adamın, son kez şansını denediğinde büyük bir balık avlaması ve onu karaya çıkarmak için gösterdiği insanüstü çaba, izleyiciyi oldukça etkiliyor. (V) İhtiyar Adam ve Deniz, izlenmeye değer en iyi filmlerden biri.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde öznellik yoktur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
23. 2000-ÖSS
(I) Toroslar, Çukurova'nın bereketli topraklarını İç Anadolu'nun bozkırından ayırır. (II) Çukurava'yı at nalı biçiminde kuşatmış bir duvardır sanki. (III) Ovadan bakılınca çelikten dev bir testere ağzını andıran tepeler, yaz kış ışıl ısıldır. (IV) Toroslar öylesine sarp ve yüksektir ki kolay kolay geçilmez. (V) Tren bile Toroslar'ı geçerken tünelin birinden çıkıp ötekine girer.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde benzetme yapılmıştır?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve III.
D) II. ve IV. E) IV. ve V.
24. 2000-ÖSS
(I) Anadoluhisarı'nın bulunduğu bölgenin tarih eskiye dayanıyor. (II) Kaynaklara göre, Anadolt-hisarı, Boğaz'dan geçişleri kontrol etmek amacıyla Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılmış. (III) Yapılırken kullanılan malzemeler arasında, Bizans yapılarından alınmış taşlar da var. (IV) B. durum, burada eski bir Zeus Tapınağı'nın bulunduğu yolundaki düşünceleri daha da güçlendiriyor. (V) Boğaz'ın en dar yerinde, Göksu Deresi kıyısında bulunan bu bölgenin, bugün olduğu gibi, Osmanlı öncesinde de yerleşim alanı olarak kullanıldığı çeşitli kaynaklarda belirtiliyor.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde belirtilenler "tahmin" niteliği taşımaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
25. 2000 - ÖSS
(I) Günlük yaşamımızda renklerin önemli bir rol vardır. (II) Bu nedenle renklerle ilgili pek çok bilimsel çalışma yapılmıştır. (III) Yapılan araştırılmalar göstermiştir ki soluk alışımız, kan basıncmız, renklere bağlı olarak değişebilmektedir. (IV) Renklerden açık mavi, gevşetici ve rahatlatıcı koyu mavi, uyarıcıdır. (V) Bu da renklerin etki gücünün birbirinden farklı olduğunu göstermektedir. (VI) Bu gerçeği göz önünde bulunduran içmimarlar, ev içi ışık düzenlemelerinde renk öğesine özel bir önem verirler.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisi, kendinden önceki cümlede belirtilen yargıyı örneklendirmektedir?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
26. 2000-ÖSS
(I) Günü gününe pek uymaz bu kentin. (II) Bir bakarsın, yaz ortasında buz kesmişsin; bir bakarsın, kasım ortasında ceket fazla gelmiş. (III) Geçen eylül ayının son günü kente yağmur yağarken, kentin sırtını dayadığı dağa kar yağıyordu. (IV) Ertesi gün ise mayıs sonu güneşine benzeyen, pırıl pırıl bir hava... (V) Neredeyse tüm ekim ayı, böyle geçti. (VI) Oysa daha güneyimizdeki bir başka kente çoktan kış gelmişti.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangisi kendinden önceki cümlenin açıklaması durumundadır?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
27. 2000 - ÖSS
(I) Türk yazınının önemli yapıtlarından olan Dede Korkut öyküleri yeniden okurlarla buluştu. (II)Öykülerin dili, özüne dokunulmadan sadeleştirildi. (III) Dede Korkut öykülerinin üslubu ve dili,her şeyden önce, 13.-14. yüzyıllarda konuşulan Oğuz Türkçesine dayanmaktadır. (IV) Bu öykü-lerde Türkçenin yüzlerce yıl önceki güzelliğini ve şiirselliğini tadacak, kendi dil evreninizin sınırlarını genişleteceksiniz. (V) Bu güzel öyküleri okudukça, Türk dünyasının görkemli ve zevkli serüvenlerini tanıyacak; kültürümüzün zenginliğiyle övüneceksiniz.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin;hangilerinde, söz konusu öykülerin okurlara
sağlayacağı yararlardan söz edilmiştir?
A) I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV.
D) III. ve V. E) IV. ve V.
28. 2000 - ÖSS
(I) Karagöz'ün yaşamımızdaki yeri için: "Bitti."deniyor. (II) Bu doğru değil. (III) Karagöz, 14
yüzyıldan beri kendini sürekli yenileyerek bugünlere gelmiştir. (IV) Onda, edebiyat, müzik kısa- ca güzel sanatlar adına ne biliyorsak, hepsi vardı. (V) Dinî bakımdan bakarsanız, tasavvuf var- dır onda. (VI) Böyle bir sanatı nasıl yok etmeye çalışırız?
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde, I. cümlede belirtilene karşı çıkışın gerekçelerine yer verilmiştir?
A)II. III. IV. B) II. IV. V. C) III. IV. V.
D) III. V. VI. E) VI. V. VI.
29. 2000 - ÖSS
Bir öykünün, yer aldığı kitaba adını verebilmesi için kitaptaki öteki öyküler arasında seçkinlik ka- zanması gerekir. (I) Okuduğum son öykü de bu türden. (II) Olay yine parçalı, kişilerin ağzından tek tek anlatılıyor. (III) Her anlatıcı konunun bir yönünü tamamlıyor. (IV) Kişiler öylesine doğal, içten konuşturuluyor ki hemen her kişi benliğinize girerek sizi zenginleştiriyor. (V)
Düşüncenin akışına göre, "Böylece siz de öykünün bir parçası oluyorsunuz." cümlesinin yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerden hangisine getirilmesi uygun olur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
30. 2001 - ÖSS
Ailede tüm yükümlülükleri üzerlerine alan, çocuklarını her türlü sorumluluktan uzak tutan anne babalar ……….. bireyler yetiştirirler.
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) her bakımdan kendilerine benzeyen
B) işini seven, görevlerinin bilincinde olan
C) bulundukları her ortama kolayca uyum sağlayan
D) karşılaştıkları güçlükleri yenmek için her türlü yola başvuran
E) yaşamını biçimlendiremeyen, başkaları tarafından yönetilmeyi bekleyen
31. 2001 - ÖSS
Birçok sanatçının sanat dünyasından silinip gitmesinin nedeni ……….
Bu cümle, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülemez?
A) gelişme ve değişmelere uyum sağlayamamasıdır
B) her geçen gün yeni sanatçıların ortaya çıkmasıdır
C) kendisini sanatına bütünüyle vermemiş olmasıdır
D) yeni ve özgün yapıtlar ortaya koyamamasıdır
E) çağın gereklerine ayak uyduramamasıdır
32. 2001 - ÖSS
Tiyatro eleştirmeni, izlediği oyunun en çarpıcı, en belirleyici yönlerini yakalayıp belgeler.
Aşağıdakilerden hangisi, bu cümleye anlamca en yakındır?
A) Tiyatro eleştirisi yazma, öteki eleştiri türlerinden daha güçtür.
B) Tiyatro eleştirmeni, bir oyunu her izleyişinde oyunun farklı bir özelliğini yakalar.
C) Tiyatro eleştirisi, oyunun ayırıcı ve etkileyici yanlarına yönelik düşünceler içerir.
D) Tiyatro eleştirisi, belirli ölçütlere bağlı kalmayı gerektirir.
E) Tiyatro eleştirisi yazmak için oyunu birkaç kez izlemek gerekir.
33. 2001 - ÖSS
(I) Roman yazarken konuşmalara yer vermek çoğunlukla kaçınılmazdır. (II) Hatta salt konuşmalardan oluşan romanlar bile vardır. (III) Bu romanlarda herhalde amaç, tip yaratmaktır. (IV) iki satırlık bir konuşma, bir karakteri on sayfalık bir betimlemeden daha başarılı bir biçimde çizebilir. (V) Bunun başarılı örneklerine M. Ş. Esendal'ın Ayaşlı ve Kiracıları adlı yapıtında rastlıyoruz.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde "karşılaştırma" yapılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
34. 2001 - ÖSS
Halk şiiri doğal ve içtenlikli bir anlatım üzerine temellenir.
Aşağıdakilerden hangisi, bu cümleye anlamca en yakındır?
A) Halk şairi, sözünü şiire dönüştürürken içinden geldiği gibi söyler.
B) Aşk, halk şiirinde en çok işlenen konulardan biridir.
C) Halk şiirinde sazla, sözle, daha doğrusu müzikle sıkı bir kan bağı vardır.
D) Halk şiiri, halkın içinde bulunduğu somut koşulların ürünüdür.
E) Halk şairi, şiirlerinde, halkın acılarını, çilelerini yansıtır.
35. 2001 - ÖSS
(I) Geçen yıl, yitirdiğimiz ressam ve dokuma sanatçısının eserleri, bu ayın sonuna değin İstanbul Sanat Galerisi'nde sergileniyor. (II) Bunlar, büyük bir sabır, beceri ve ileri bir teknikle oluşturulmuş. (III) Dokumalarını adeta bir yağlıboya tuvaline dönüştüren sanatçının esin kaynaklarını, kurumuş yapraklar, ağaç kabukları ve parşömen kâğıdı oluşturuyor. (IV) Tüm bu dokuların, renklerin ve tonlarının değişik anlamları var; sanatçı bunlarla hem gelişmeyi, hem de yaşamın sürekliliğini ve gelip geçiciliğini vurgulamak istiyor. (V) Yapıtlarında yansıttığı yaşam kimi yönleriyle bugünün insanını da kuşatıyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi sözü edilen sanatçının, yaşama yönelik görüşünü içermektedir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V
36. 2001 - ÖSS
(I) Hiçbir şey ak ya da kara diye ayrılmaz onun romanında. (II) Mutluluklar, hüzünler, sevinçler, acılar iç içe yaşanır. (III) Bunları anlatırken mekanik kurgulardan, neden - sonuç ilişkilerinden özellikle kaçınır. (IV) İzlediği bu yol, okurun olaylara romancının gözüyle bakmasını sağlar. (V) Roman boyunca, roman kişileriyle yazar arasında bir çatışma olmaz. (VI) Bu da kişilerin inandırıcılığını artırır büyük ölçüde.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi I. cümlede belirtilen görüşü destekleyici niteliktedir?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
37. 2001 - ÖSS
(I) Üç adasıyla Malta, Sicilya'nın güneyinde, Akdeniz'in ortasında. (II) Malta'nın üç adasından biri olan Gozo, ilginç kayalıkları, mağaraları ile birçok doğal güzelliğe sahip. (III) Adada ağaç olmadığı ve tarih boyunca dışarıdan getirildiği için evlerin neredeyse tamamı taştan yapılmış. (IV) Zengin kireçtaşı yatakları, burada taş işçiliğinin gelişmesinin en önemli nedeni. (V) Her köyün, kusursuz işçiliğe sahip kiliseleri, mimaride taşa mahkûm olmanın yansıması olarak yorumlanabilir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde olumlu bir durum olumsuz bir ifadeyle anlatılmaktadır?
A)I. B) II. C) III. D) IV. E)V.
38. 2001 - ÖSS
(I) Yaşamöyküsü yazma, birtakım ön çalışmalar yapmayı gerektirir. (II) İlkin, yaşamöyküsü yazılacak kişiyle ilgili kaynaklar, belgeler saptanır: bunlar değerlendirilir. (III) Bu yönden belgesel boyutludur yaşamöyküleri. (IV) Kişinin mektuplarından, günlüklerinden, anılarından yararlanılır. (V) Ayrıca, o kişinin eşinden, dostundan, onu tanıyanlardan bilgi alınır. (VI) Bunlar yapılmadan oluşturulacak bir yaşamöyküsü hem ilgi çekici olmaz, hem de kişinin yaşam serüvenini tüm boyutlarıyla kuşatmaz.
Bu parçanın I numaralı cümlesinde belirtilen düşüncenin nedeni, kaçıncı cümlede açıklanmıştır?
A) II. B) III. C) IV. D) V.
39. 2002 - ÖSS
İnsan, bazı şeyleri söylemeyi seçtiği için değil, onları belli biçimde söylemeyi seçtiği için "yazar" dır.
Bu cümle aşağıdakilerden hangisine anlamca en yakındır?
A) İnsanların, düşüncelerini söyleyiş biçimiyle söz dağarcığı arasında ilişki vardır.
B) Bir yazarın neyi söylediğinden çok, nasıl söylediği önemlidir.
C) İnsanın, söyleyeceklerini seçerken çok özenli davranması gerekir.
D) Bir yazının okuyucu üzerindeki etkisi, onun anlatım biçimine göre değişir.
E) Bir yazar, düşüncelerini sınırlamadan, özgürce yazmalıdır.
40. 2002 - ÖSS
Bir yazarın çocukluğu, o yazarın banka hesabıdır.
Bu cümlede öne sürülen görüş aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Yazarın sanatsal yaratıları, çocukluk anılarıyla, çocuklukta yaşadıklarıyla beslenir.
B) Yazarların çocukluktaki birikimleri, yaşlılık döneminde anlam kazanır.
C) Mutlu bir çocukluk dönemi geçirenler sonraki yıllarda yazar olabilir.
D) Her yazar çocukluğunda, farkında olmadan, yazarlığa hazırlık dönemi yaşamıştır.
E) Bir kimsenin yazar olmasında ilk adım, çocukluğunu anlatmasıdır.
41. 2002 - ÖSS
(I) Türkçe öğretmenimiz, sınıfa girdiği ilk gün bize yaşamöyküsünün ne olduğunu anlatıp kendi yaşamöykümüzü yazmamızı söylemişti. (II) O zaman, bu çalışmanın gerekçesini anlayama-
mıştım. (III) Bugün, ben de öğretmen olduktan sonra, düşünüyorum da bu çalışma, öğretmen ile öğrenci arasında kurulabilecek güçlü bir iletişimin başlangıcı olabilir. (IV) Ayrıca öğrencilerin, kendilerini tanımalarını sağlayabilir. (V) Keşke tüm öğretmenler bu tür çalışmalarla öğrencilerini, iç dünyalarıyla hesaplaşmaya yönlendirse, kendilerini tanıma konusunda cesaretlendirse.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde "dilek" söz konusudur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
42. 2002-ÖSS
(I) Bu yapıt, romantik romanın bütün özelliklerini taşımaktadır. (II) Romandaki olaylar bilinçli olarak seçilmemiştir. (III) Romancı, olayları istediği biçimde geliştirmek için rastlantılardan büyük ölçüde yararlanmıştır. (IV) Olayları öyküleyişteki neden - sonuç kopukluğuna karşın, kişilerin konuşmalarını yansıtmadaki başarısı romanın en güçlü yanlarından biridir. (V) Kişiler, kültür düzeylerine uygun biçimde konuşturulmuştur.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde, sözü edilen yapıtın "hem olumlu hem de olumsuz" yönleri bir arada verilmiştir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
43. 2002-ÖSS
(I) Bir öykü ustası olarak girdi edebiyat dünyasına. (II) Öykülerinde de romanlarında da hiçbir zaman kolaya kaçmadı. (III) Bunda, sanata duyduğu sorumluluk kadar okuruna duyduğu saygının da payı vardır. (IV) Yapıtlarının hepsinde sanatsal ve kültürel gelişmeyi besleyici öğeler, ayrıca, okuru, düşünmeye yönelten özgür önermeler görülür. (V) Bu usta, biçimsel yeniliklere açılmaktan hoşlanır ve bunları dener. (VI) Basmakalıp reçetelerden, alışılmış neden - sonuç ilişkileriyle oluşturulan yapay anlatımlardan kaçınır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde, II. cümledeki davranışın nedeni açıklanmaktadır?
A) I. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
44. 2002-ÖSS
(I) Eleştirmenler, şiirlerinin kolay kolay anlaşılmayan, kapalı bir yapısı olduğunu söyler. (II) Oysa onun yaşam serüvenini bir ölçüde biliyorsanız o şiirler, sizin için hiç de kapalı bir nitelik taşımaz. (III) Onlarda toplumsal baskılar altında ezilen insanların sıkıntılarını, bilinçaltı dünyalarını bütün yönleriyle bulabilirsiniz. (IV) Bunları yansıtan imgeler, yoğun anlamlar içerir. (V) Bu durum, şiirlerini her okuyuşunuzda onların başka bir yanının ayrımına varmanızı sağlar.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden, "şiirlerinde, şairin yaşantısından izler bulunduğu" anlaşılmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
45. 2002-ÖSS
Aşağıdaki yargılardan hangisi kişisel düşünce içermemektedir?
A) Bu kitap, duyguları etkileyen betimlemelerden uzak, günlük konuşma dilinin inceliklerin içinde barındıran bir dille yazıldığı için her yaştaki okurun beğenisini kazanıyor.
B) Yazar, bu kitabıyla engin bir birikimi yapıtlaştırarak okura farklı bir dünyanın kapılarını açıyor.
C) Geçen yıl yitirdiğimiz romancımız adına düzenlenen yarışmada bu yazar, ilk romanıyla ödül aldı.
D) Bu yazar, gücünü çekici anlatımından ve ilginç olaylardan alan, genellikle şaşırtıcı so- nuçlarla biten öyküleriyle tanınmıştır.
E) Öyküde kahramanın, güçlüklerle savaşmaktan yılmayan, üretken ve yaratıcı bir insan ol-
duğu gösterilmek istenmiş.
46. 2002-ÖSS
(I) Bu zorlu uğraşta, kendimi hiçbir zaman şair olarak görmedim. (II) Bana "şair" diyenlere de içimden hep gülümsedim. (III) Ben, şiir yazma yolunda tutarlı olduğunu sandığım bir biçimde yürüyen, sıradan bir şairim. (IV) Şiir yazma serüveninde, tüm yeteneğimi ortaya koyarak, ulaştığım düzeyi düşünmeden yol alıyorum. (V) Bu tutumum, işimi bir bakıma zorlaştırdığı gibi az şiir yazmama da neden oluyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinden, konuşan kişinin alçakgönüllü olduğu anlamı çıkarılamaz?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve IV.
D) III. ve V. E) IV. ve V.
47. 2003-ÖSS
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı bir düşünce dile getirilmiştir?
A) Üslup, insanın konuştuklarını ve yazdıklarını biçimlendiren kişisel bir öğedir.
B) Bir sanatçının üslubu, o sanatçının kendisidir.
C) Sanatçı, sözcükleri seçip yan yana getirirken, onlara kendi damgasını vurur.
D) Üslup, sanatçının kişiliğini yansıtan bir aynadır.
E) Bir sanatçı, yarattığı yapıtın türüne göre üslup kullanır.
48. 2003-ÖSS
(I) Jules Verne'in serüven tutkusu, denizcilik, tarih, coğrafya gibi alanlardan aldığı öğelerle beslenerek yazdıklarının çekirdeğini oluşturur. (II) Sayısı iki yüze yaklaşan romanları çeşitli bilim dalları üzerine temellenmiştir. (III) Yazar bu bilirr dallarına ilişkin bilgilerini, saatlerini geçirdiği kütüphanelerdeki binlerce kitaba borçludur. (IV) Hiçbir bilim dalında uzman olmadığı hâlde yaşadığı dönemdeki her türlü gelişmeyi ve değişmeyi yakından izler. (V) Böylece hem çağını çok iyi tanır hem de çağının getirdiği yenilikleri özümseyerek geleceğe yönelik öngörülerde bulunur.
Bu parçadaki numaralı cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I. ve II. B) I. ve IV. C) II. ve IV. D) III. ve V. E) IV. ve V.
49. 2003-ÖSS
(I) İnsanlar çocukluk döneminde, çevrelerindeki kişilerin diliyle konuşmaya başlar, daha doğrusu„ konuşmayı onlardan öğrenirler. (II) Yetişkinlik döneminde konuşma sanatının inceliklerini, güzelliklerini ve olanaklarını kavramaya çalışırlar (III) İyi bir konuşmanın, insanı başarılı kılmada önemli bir etken olduğunu anlarlar. (IV) Ayrıca bunun, insanın kişiliğini ve düşünsel düzeyin yansıtan bir araç olduğunun ayrımına varırlar (V) Bu nedenle de sözlü anlatım gücünü yaşamları süresince geliştirmeye çalışırlar.
Bu parçadaki numaralı cümlelerin hangilerinde konuşmanın işlevinden söz edilmiştir?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve V. D) III. ve IV. E) IV. ve V.
50. 2003-ÖSS
Yahya Kemal: "Şiir, düşünceyi duygu hâline getirinceye kadar yoğurmaktır." der.
Ozanın, bu sözüyle anlatmak istediği düşünceyi içeren cümle aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şiirde düşüncenin payı duygudan daha fazla dır.
B) Duygular, şiirle etkili bir biçimde anlatılır.
C) Şiir, düşüncenin, duyguların öz suyunda turnesiyle oluşur.
D) Şiir, duyguların toprağını besleyip zenginleştirir.
E) Şiirin etki gücü, içerdiği düşünceye bağlıdır.
51. 2003 - ÖSS
I. Çocukların her isteğine karşı çıkmak ya da bunları bütünüyle yerine getirmek, kimi sorunlar yaşanmasına yol açabilir.
II.Çocuklara, güçlerini aşmayacak sorumluluklar yükleyerek onların kendilerine güvenmelerini sağlamak gerekir.
III. Çocuklara kazandırılan davranışlar ileriki dönemlerde de varlığını korur.
IV. Yanlış yapacağı korkusuyla kendisine sürekli yardım edilen çocuklarda, çekingen, kendini kanıtlayamayan bir kişilik yapısı oluşur.
Yukarıdaki numaralı cümlelerin hangilerinde aynı düşünce farklı biçimlerde dile getirilmiştir?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve III. D) II. ve IV. E) III. ve IV.
52. 2003-ÖSS
Aşağıdakilerin hangisinde yargının nedeni belirtilmemiştir?
A) Ülke toprakları yanlış kullanım yüzünden yok olup gitmektedir.
B) Ülkede tarımsal üretimi geliştirmeye yönelik çalışmalar yıldan yıla azalmaktadır.
C) Tarıma yeterince önem verilmediğinden bu ülke, pamuk, sebze, meyve üretiminde dünya sıralamasında gerilerde yer almaktadır.
D) Kimi ülkelerde, tarıma dayalı üretimin bilinçli bir biçimde yapılmaması, halk sağlığı bakımından tehlike oluşturmaktadır.
E) Çevre bilincinin yeterince gelişmemiş olması,hava ve su kirliliğine yol açmaktadır.
53. 2004-ÖSS
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde üslupla ilgili bir özelliğe değinilmemiştir?
A) Sağlam bir roman tekniğinin yanı sıra canlı, en az sözcükle çok şey anlatmayı amaçlayan, yoğun bir anlatımı vardı.
B) Şiirlerinde, okurun değişik duygularını etkileyen imgeleri, sıradan sözcüklere yeni anlamlar yükleyerek oluştururdu.
C) Yapıtlarındaki karakterler, halk arasından seçilmiş, zengin bir duygu dünyası olmayan, tek boyutlu kişilerdi.
D) Şiirlerini oluştururken sözcükleri, ses, anlam ve çağrışım yönünden sıkı bir değerlendirmeden geçirerek kullanırdı.
E) Betimlemelerinde gözlem gücü ağır basar,özentili ve coşkulu bir söyleyişten özellikle
kaçınırdı.
54. 2004-ÖSS
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı bir düşünce dile getirilmiştir?
A) Aynı kavram alanıyla ilgili söz değerlerinin oluşturduğu sözcük salkımları, Türkçemizin zenginliğini göstermektedir.
B) Anlamca ilişkili söz değerlerini içeren sözcük grupları oluşturmaya yönelik çalışmalara, ders kitaplarında gereğince yer verilmemektedir.
C) Öğrencilere, Türkçe düşünme alışkanlığı kazandırmak için, işlenen parçalarda geçen ve aralarında anlamsal bağıntılar olan sözcük kümeleri bulundurulmalıdır.
D) Sözcükler arasında bağlantı kurma, karşıtlık ya da benzerlikleri ortaya çıkarma, Türkçe öğretimindeki temel etkinliklerden biri olmalıdır.
E) Türkçe ve yazın derslerinde sözcük çalışma-
ları, çeşitli sözcüklerin temel ve yan anlamla-
rını içerecek biçimde yapılmalıdır
55. 2004-ÖSS
Aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı, bir "gerekçe" içermektedir?
A) - Resim çalışmalarınızda en çok hangi malzemeyi kullanırsınız?
- Tümüyle yerli malı olanı seçip kullanırım.
B) - Ayrıntıya önem verir misiniz?
-Evet, güzelliğe ulaşmak için ayrıntıları önemsiyorum.
C) - Resim yaparken nasıl bir yol izlersiniz?
- Önce dikkatimi ele alacağım konu üzerinde yoğunlaşırım, onunla yaşamaya başlarım;sonra çalışmaya koyulurum.
D) - Türk resim sanatının günümüzdeki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Resim sanatçılarımızı, erişmeleri amaçlanan yerin de ötesinde görüyorum.
E) - Resme yeni başlayanlara neler öneriyorsunuz?
-İlgilendikleri konuda eğitim görmelerini, sonra da öğrendiklerini uygulamaya çalış-
malarını öneriyorum.
56. 2005-ÖSS
Bu sanatçımız kendisine söylenen: "Eline sağlık,resimlerin çok güzel olmuş." türünden basmakalıp sözlerin kendisine bir şey kazandırmayacağına inanır. Çünkü ……….
Bu cümlenin sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olmaz?
A) onun için önemli olan, yansıtmak istediklerinin anlaşılıp anlaşılmadığıdır.
B) o, yöneltilen eleştiriler doğrultusunda kendisini geliştirecektir.
C) onun için sanat, insanları etkileme, belirli duygularla donatma işidir.
D) o, yapıtın biçim ve içerik yönünden eleştirilmesinden yanadır.
E) o, eleştirinin işlevsel bir nitelik taşımasını ister.
57.2005-ÖSS
Bir yazar şöyle diyor: "Düşüncenin canı kısa sözde, onun yoğun anlatımındadır."
Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Derinliği olmayan düşünceler daha kolay anlaşılabilir.
B) Güçlü anlatım, sağlam bir düşünce yapısı gerektirir.
C) Bir düşünceyi özetlerken ana noktalar üzerinde durmak gerekir.
D) Sözü uzatmak, anlatımı gereksiz sözlerle doldurmak düşünceyi gölgeler.
E) Kısaltılarak anlatılan bir düşünceyi, hemen herkes anlayabilir.
58. 2005 - ÖSS
Her ressam, aynı doğa parçasını tuvaline farklı biçimlerde yansıtır ……….
Bu cümlenin sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olmaz?
A) Doğa, her sanatçı için değişmez bir konu alanıdır.
B) Çünkü olaylara, durumlara bakış açısı sanatçıdan sanatçıya değişir.
C) Bu, aynı zamanda biçemle ilgili bir durumdur
D) Bunda sanatçının doğayı algılama biçiminin etkisi vardır.
E) Bunu, yaratıcılığın bir gereği sayabiliriz.
59. 2005-ÖSS
(I) Sanatçı bu yapıtında, öteki yapıtlarından değişik bir yöntem izleyerek bireylerin gündelik yaşamdaki çatışmalarını anlatmaktan kaçınıyor
(II) O, bu yapıtında çok farklı bir düşünceden yola çıkarak yazdıklarını, dünün bugünü, bugünün de yarını aydınlatacağı düşüncesine dayandırıyor. (III) Bunun için de kent ve köy yaşamından değişik kesitler sunuyor. (IV) Kurmacasal öğelerin dışına çıkmadan gerçekçi karakterler çiziyor (V) Bu tutumuyla okuyucuyu, derinden etkileyen renkli bir roman ortamına taşıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisiyle "Sanatçı, kimi durumlarda tarihçinin görevini de üstlenen bir yaklaşım içinde olur." cümlesi arasında anlamca bir ilişki kurulabilir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
CEVAP ANAHTARI :
1.D 2.B 3.E 4.B 5.A 6.D 7.C 8.E 9.B 10.E 11.C 12.E 13.C 14.E 15.A 16.D 17.C 18.C 19.B 20.E 21.D 22.A 23.C 24.D 25.C 26.A 27.E 28.C 29.E 30.E 31.B 32.C 33.D 34.A 35.D 36.A 37.E 38.E 39.B 40.A 41.E 42.D 43.B 44.B 45.C 46.E 47.E 48.A 49.D 50.C 51.D 52.B 53.C 54.A 55.B 56.C 57.D 58.A 59.B
SINAVA HAZIRLIK İÇİN EN ÇOK TIKLANAN İLGİLİ KATEGORİLER
Yazım İmla Kelime: ( Kategorisi ) /Edebiyatlar.aspx?id=3
Anlam Anlatım, Cümle ( Kategorimiz) Edebiyatlar.aspx?id=7
Yazı Türleri: ( Kategorimiz ) /Edebiyatlar.aspx?id=5
İSLAMİYET ÖNCESİ DÖNEM. /Edebiyatlar.aspx?id=8
DİVAN ŞİİRİ VE ŞAİRLERİ /Edebiyatlar.aspx?id=15
TANZİMAR DÖNEMİ /Edebiyatlar.aspx?id=17
SERVETİ FÜNUN FECRİ ATİ /Edebiyatlar.aspx?id=18
MİLLİ EDEBİYAT VE MİLLİ MÜCADELE /Edebiyatlar.aspx?id=19
CUMHURİYET DÖNEMİ ŞAİRLER /Edebiyatlar.aspx?id=20
http:CUMHURİYET DÖNEMİ YAZARLAR /Edebiyatlar.aspx?id=22
Türkçe'nin Kelime Türetme ve Anlam Karşılama Yöntemleri
Düşünceyi Geliştirme: Tanımlama,Örnekleme,Karşılaştırma...
Paragraf : Tanımı, Yapısı, Türleri, Konusu ve Anafikri