Dağ Üstü Bağ Dağ ve Bağ Sözlerinde Mecaz, Cinas Tevriye ve İham
Bağlar, çalılık taşlık, kayalık yerlerin sökülüp ıslah edilmesi ile yapılır. Bu nedenle bağlar genellikle dağların, bayırların üzerine de oluşmuştur. Taşlık çalılık yerlerin çalışıp çabalayıp ıslah edilerek sürülüp sulanarak, fidanlar dikilerek bağ olması “ Dağ üstü bağ kurmak” deyimi ve mazmununu ortaya çıkarmıştır.
Bakarsan bağ olur bakmazsan dağ olur “ atasözü de bu meyanda ortaya çıkmıştır. Divan şirinde kullanılan yara anlamındaki dağ ile coğrafik yükselti anlamındaki dağ arasında cinaslar, tevriyeler ve ihamlar yapıldığı bilindiğine göre yara anlamındaki dağ ile yaranın kabuğunu bağ kelimesi ile ilişkilendirmek ifade etmek anlayışı vardır.
Vücudun çeşitli yerlerinde ortaya çıkan yaraların üzerini bağlamak, sarmak, sargı bağlamak eyleminden hareketle gerçek anlamındaki bağ sözcüğü yaranın kabuğu anlamında da kullanılmıştır. [1] Dağ ve bağ sözcükleri böylece yara ve kabuk, dağ ve bahçe anlamları ile de cinaslı, ihamlı, tevriyelei kullanılmışlar ve dağ ve bağ sözcüklerinin sesteşlik ilişkisinden çeşitli anlam oyunları yapmışlardır.
Bu vîrân sînemi ma‘mûr idel’den dâglar yer yer
Görenler dir ki bu hâlî beyâbân kûy u kend olmış Vizeli Behişti Ramazan
Dağ üzre yareler bana dağ üstü bağdır
Serv-i gül ile zinet olan lale zarıdır. Hasbi
Ateş-i haddünle kim var lalenin bağrında dağ
Ol heva ile ana olup turur dağ üsti bağ Kemal Zerdi.
Beyitte lalenin ortasındaki leke yara olarak görülmüştür.
“Dağ üstü bağ “ sözünün kalıplaşmış olarak kullanıldığında Divan şairlerinin bu deyimi “yaraların iyileşmesi” yarelerin güle dönmesi” gibi düşündükleri ortaya çıkar. Hatta A. Talat Onay’a göre “ Dağ üstü bağ tutmak” deyimi “ kederden sevince, zaruretten refaha intikal gibi manalarda” [2] kullanılmıştır. Dağ üstü bağ deyimin divan şairleri cihetinden keyif, çıkarmak, haz duymak, zevk almak, tadını çıkarmak manalarına geldiği anlaşılır. Örneğin “ Enveri için mihnet dağında sevgiliyi hayal etmek dağ üstünde bağ kurmaktır “[3]
Hayli kuyını gözden giderme kûh-ı mihnette
Eğer ki Enveri dirsen sana dağ üstü bağ olsun Enveri
Kısaca divan şairleri dağ ve bağ kelimelerini mecazi ve gerçek anlamlarıyla, yahutta hem mecaz hem de gerçek anlamlarını kast edecek şekillerde hem de cinaslı olarak kullanmışlardır. Dağ üstü bağ divan şiirmizde belli başlı kalıp sözlerden biridir. M. Fatih Köksal adı geçen yazısından bu deyimin ne kadar sık kullanıldığını ispat etmek için “ Sırf Mecmü’at ün nezairde 40 ın üzerinde beyitte yer almaktadır” [4]diye ifade eder.
Gel hele bir kerecik seyret göze olmaz yasağ
Olsu Sadaabad şimdi sevdiğim dağ üstü bağ Nedim
Mihr-i ruhuñla dilde kimüñ tâze dâgı var
Tâb-ı çerâg-ı şems ü kamerden ferâgı var Baki
Kâkülün boynıma saldı sinemüm dağın görüp
Hamdülillah oldı Yahya bana dağ üstü bağ Yahya
Şükürler olsun ki Sevgili gönlümdeki yarayı görüp kâkülünü boynuma dökerek yaramın üzerine sargı yapıp dağ üstü bağ yaptı.
Sinemün dağın görüp rahm eylese sarılsa yar
Bunca derdüm var iken dağ üstü bana bağ olur. Necati Bey
Yarim sinemdeki yaraları görüp bana sarılsa bunca derdimin arasında bana dağ üstü bağ olur.
Uş bana dağ üstü bağ old bu gün yoldaşlar
Ol leb-i gonca gül-ü rana-yı gördüm bir nazar Hayreti
Kuh-ı gamda mive-i vaslın umarsın ey gönül
Sende ol devlet mi var k’ola dağ üstü bağ Ahmet Paşa
Hayali gibi ger aşık sana dağ üstü bağ olmaz
Melamet tablını derbedd-i gamda çalabilmezsin Hayali Bey
Dâg-ı dilümi mihr-i dırahşâna değişmem
Çeşm-i terümi çeşme-i hayvâna değişmem Semerkândî-i Âmidî Âgâh
Derûnum dağ dağ olsun
Ko aşk içre çerâğ olsun
Hemân ol şûh sağ olsun
Gönül dâğ üstü bâğ olsun Enderunlu Fazıl
Açılmış pembeden güller seraser cismi dağ ancak
Bihamdillah gamınla aşıka dağ üstü bağ ancak Necati
Sine-i pür dağa çekseydim Revani dilberi
Ey gül endam ile olurde bana dağ üstü bağ Revani[[5]
Dağ kelimesini yara anlamında kullanmayı bilen halk ozanlarımız da vardır. Hatta divan şiirine de vakıf olan bazı halk şairlerimiz dağ üstü bağ deyimini de şiirlerinde kullanılır. Hatta dağ mazmununu divan şairlerine özenmeyen halk şiirimizde ve şairlerimizde dahi karşımıza çıkar.
Sinem üstü düğüm olsun, dağ olsun;
Çevre yanı mor sümbüllü bağ olsun;
Irak, yakın kömür gözlüm sağ olsun;
Hayalin gönlümde eğler, gezerim. Karacaoğlan
Saba sen de dost gidersen
Değme muylarına hata edersin
Hayal-i zülfüne eğer değersen
Zihni’nin bağrında dağı görürsün Bayburtlu Zihni
Kaynakça
[1] A. Talat Onay, Edebiyatımızda Mazmunlar, Shf 177
[2] A. Talat Onay, Edebiyatımızda Mazmunlar, Shf 177
[3] M. Fatih Köksal , Edebiyatımızda Kalıp Sözler, www.journals.istanbul.edu.tr/iutded/article/download/..
[4] M. Fatih Köksal , Edebiyatımızda Kalıp Sözler, www.journals.istanbul.edu.tr/iutded/article/download/..