Dağ Yolu Hakkında ve özeti Hamdullah Suphi

20.12.2019
 
 
 
 
Dağ Yolu adlı eser kendisine Milli Hatip unvanı verilmiş olan Hamdullah Suphi’nin ilk baskısı 1931 yılında yapılan bir eseridir.  Dağ Yolu adlı eser 1930 yılında meydana gelen Menemen Vakası ve laik idareye ve yönetime karşı çıkan gericilerin genç bir subay olan Kubilay’ın kafasını kesmesi sonrasındaki psikoloji ile yazılmıştır. Eserin ilk bölümü de zaten bu vakadan söz eder.
Fakat bu eser Hamdullah Suphi’nin çeşitli vesileler ile yazdığı nutuk türündeki yazılarını bir araya getirmiş olan bir eser niteliğindedir.
 
Hitabet ve Nutuk türünde Türk Edebiyatının en seçkin ediplerinden birisi olan Hamdullah Suphi, Cumhuriyet idaresine, Atatürk’e ve inkılâplara sıkı sıkıya bağlı bir yazardı. Hamdullah Suphi bu eserini Atatürk ilke ve inkılâplarına sahip çıkılması gerektiği, ilmi gelişmelere yabancı kalmayarak Türk Cumhuriyetinin ilelebet payidar kalmasının sağlanması ana düşüncesi ile yazmıştır.
 
Eser yazarın Nutuklar şeklinde yazdığı ve sıraladığı yazılarından oluşur.   Kitap on dört bölümden meydana gelir. Bu kitap Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Yüz Temel Eser arasına alınmış, okurlar, öğrenciler ve öğretmenlere okunması için tavsiye edilmiştir.
 
 
KİTABIN ANA FİKRİ
 
İtiklal Mücadelesini başarı ile kazanan Türk halkı ülkesini savunmakta gösterdiği mehraet kadar ilmi gelişmelerde de kendisini göstermelidir. Türk halkı Atatürk İlke ve inkılaplarına bağlı olmalı, gerci düşüncelerden kurtulmalı çağdaş bilim ve sanatta da kendini göstermelidir.
 
DAĞ YOLU KİTABI'NIN ÖZETİ

Kitabın birinci bölümü:  Kubilay’ın şeriat yanlıları tarafından şehit edilmesini anlatır.  Kubilay, bu uğurda can veren ne ilk kişi olmuştur ne de son olacaktır.  Şeriat yanlısı halkı şeriata çağıran binlerce kişi ve onlarca kurum onlarca kurum oldukta sonra bu olaylar bitmeyecektir.

Kitabın ikinci bölümü:   Bu bölümde Hamdullah Suphi başında bulunduğu Türk ocaklarının tarihini ve Türk Ocaklarına karşı yapılan İftiraları anlatır.  Tük İstikbalinin en güçlü nüvesinin Türk Ocakları olduğunu anlatır. İstanbul un işgali sırasında da bu kurumun ilk hedef olarak görüldüğü üzerinde durur.  Türk ocaklarının Türk milletinin birleştirici gücü olduğunu anlatır.

Kitabın üçüncü bölümü:  Türk İnkılâplarının önemini saltanat ve hilafet ile karşılaştırarak Atatürk İnkılâpları ile mukayese eder.  Saltanat ve hilafetin Türkiye’ye kök saldığını kolayca sökülüp atılamayacağını anlatır.  Ama Türkiye’nin kurtuluşu için bu illet düşüncelerden kurtulmasının elzem olduğunu ortaya koyar.
 

Dördüncü bölüm:   Saltanat ve hilafetten kurtulunsa  bile en büyük tehlikeyi teşkil eden sarıklılardan kurtulmanın güçlüğü anlatılır. Sarıklılar halka yön vermekte Cumhuriyet İnkılâplarına karşı çıkmaktadırlar. Ülkenin aydınlanması sarıklılar ve etkilinden kurtulmakla mümkündür.
.
Beşinci Bölüm:  Türk ocakları merkez binasının açılması bölümünde yaptığı konuşmanın önemi anlatılır.  

Altıncı bölüm:  Mehmed Emin Yurdakul’un doğumunun altmışıncı yıldönümü münasebetiyle Mahmud Esad Beyin verdiği ziyafette yaptığı konuşmadan söz edilir. Türk ocaklarının yaptığı işler anlatılır.  

Yedinci bölüm: e sanat ve istikbalimizi anlatan konuşmasında türk milletinin son nesillerinin milli ve mahalli sanatların umumi bir düşünlüne şahid olmaktan doğan bir mazi kadar kuvvet kaynağı olabilecek bir şey düşünülemez.

Sekizinci bölüm:  17 Kasım 1992’de Ankara Öğretmenler Derneği Kongresinde ve Hakimiyeti Milliye Gazetesinin 23,24,26 ve 27 Kasım 1922 tarihli sayılarında yer alan söylevlerini eklemiştir. Konuşma metninin içeriği  Milli Eğitim Politikalarımız ve Milli Eğitim Sistemimizin geleceği  ve Milli Eğitim politikalarımızın nasıl olması gerektiğidir.  

Dokuzuncu Bölüm: Anadolu halkının Kurtuluş Savaşını nasıl kazandığını Türk halkının bu zaferi kazanmak için nelere katlandığını, halın sabrı, iradesi vatanperverliği konulu yazılarından oluşur.  Bu zaferin devamlı getirmek için neler yapılması gerektiği  ve bağımsızlığını korumak  için  yapılması gerekenleri anlatır

Onuncu bölüm:  Yazar bu bölümde bir camide cemaate yaptığı konuşmayı almıştır. TBMM nin emri ile memleketin bugünkü durumu hakkında bilgi veren bir söylevdir.

On Birinci bölüm:  Türk halkının Yedi Düvele karşı yaptığı bağımsızlık mücadelesini istilaya karşı gösterdiği direniş fedakârlıklar ve kazanılan zaferin değerini anlatır.

On İki ve On Üçüncü bölümler:  İstanbul mitinglerinde yaptığı  “ Zavallı Kadınlarımız” başlıklı söylevleri yer almaktadır. Bu söylevlerinde halkça ve milletçe son sözlerimiz ve son kararlarımızın neler olduğunu vurgular.  Türk düşmanlarının kendi hükümlerini vereceğini ama bizim bu hükümler yerine kendi hükümlerimizi uygulamamız gerektiğini vurgular.  
.
Kitabın on dördüncü ve son bölümü ise Türk kadınlarına ithaf edilmiştir.

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar