KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarDalkılıç Dal Taban Dal- ı Arak Çin ve Dal Taç

Dalkılıç Dal Taban Dal- ı Arak Çin ve Dal Taç

08.09.2015

Dal Kılıç- Dal Taban-  Dal- ı arak çin-, Dal- Taç

Dal sözcüğü çıplak, kol, yalın demektir. Dal sözcüğü ile çok sayıda deyim  kurulmuş ve kullanılmıştır. Da kılıç, dal yatağan, dal taban, dal-ı arak- çin,  Dal – fes,  dal taç,  bunlardan bazıları ve en önemlileridir.  Bu deyimler şiirimizde sık sık karşımıza çıkar.

Eski devirlerde   kavuk, taç, arakiye, börk   ve diğer başlık türleri  bir sosyal bir grubu diğerlerinden ayıran en  belirgin nişanelerdi. Osmanlı devrinde her meslek gurbu sosyal, idari ve  meslek grubunun kendine özgü giyinme ve  serpuş takma özelliği vardı. Bu giysi ve serpuşlar  mevkileri ve statüleri belli eden en mühim göstergelerdi.

Tasavvuf aleminde de taç ve börk mecazi manada kademeleri  ifade ettiği gibi dervişin  ulaştığı kademeleri de gösteriyordu.  Mecazi manada taç giyme şeyhlik makamıydı.  “ Taç, şeyhin veya  sülukta belli bir mertebeye ulaşmış dervişin  tarikat kıyafeti olarak giydiği   ve mertebesine göre kullandığı renkleri şekilleri tarikatlarına göre değişen   tarikatına göre farklı renklere ve şekillere  göre farklı renk ve  şekillere sahip, yün ya da pamuklu çuhadan mamul serpuş, külah, fahir,  kalensüve, kavuk, sikke ve takke türünden başlıkların ortak adı ydı.”

Cihanda  ariflerin  tacı  dört  terklidir.

Terk-i dünya  terk-i ukba , terk-i hesti, terk –i terk ,

Dal Kılıç:  Çıplak kılıç, sadece kılıç, elde, kolda  kılıçla saldırmak  anlamına gelir. Divan, halk ve çağdaş edebiyatımızda nesir ve şiirlerde karşımıza çıkar.

Day-i Cezayir’i nazmım ki felekte

Keşt-i beyanımda sühan dal- yatağandır.     Vasıf.

Dayi: eski dilde Cezayirli korsanlara verilen addır.  Cezayir korsanları gibi olan şiirimin  namı feleklere kadar çıkar.  Sözlerimin gemisini götüren beyan kuvvetim yalın kılıç  rüzgâr  ile dalgalar  gibidir.

Dal- ı arak –çin: Eskiden giyilen  kavukların  ve börklerin  içine konulan astar  gibi kullanıldığı anlaşılan bir örtüdür.

Köy göçtü de destarın alıp destine

Öldürdü beni  dal-ı arak  çin ile kâfir.  

Dal- fes-:  Fes çıktıktan sonra fes giyenleri  ifade etmek için kullanılmış olan bir deyimdir.  Başına fes giymiş anlamına gelir.

Çeker mi bade Refet dün gece meclisteki saki

Benim hala hayalimden  o şuh – dal fes gitmez.     Refet

 

Dal Taç:  Eskiden  hükümdarlar sefere çıktıklarında taçları düşmesin diye, taçlarını heybelere koyarlar, başlarına hafif bir şey örterlermiş [3]buna dal fes denmiştir.

Guya  hazır olur erte salat-ı ıyde

Dal tacın başına giydi spihri gaddar.    Baki

Hain felek sabahleyin bayram namazına hazırlanmış bir hükümdar  gibi  sarıksız tacını başına giydi.

Günümüzde başa fes, taç, kavuk, arak takmak kalkmış, daha çok başların açık kalması tercih edilmiştir.  Fakat  erkekler için bile namaz kılarken  başı kapatmak daha  makbul sayıldığından, bere,  takke,  arak-çin benzeri örtülerle başı kapatmak âdeti devam etmektedir.

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da