Dal Kılıç- Dal Taban- Dal- ı arak çin-, Dal- Taç
Dal sözcüğü çıplak, kol, yalın demektir. Dal sözcüğü ile çok sayıda deyim kurulmuş ve kullanılmıştır. Da kılıç, dal yatağan, dal taban, dal-ı arak- çin, Dal – fes, dal taç, bunlardan bazıları ve en önemlileridir. Bu deyimler şiirimizde sık sık karşımıza çıkar.
Eski devirlerde kavuk, taç, arakiye, börk ve diğer başlık türleri bir sosyal bir grubu diğerlerinden ayıran en belirgin nişanelerdi. Osmanlı devrinde her meslek gurbu sosyal, idari ve meslek grubunun kendine özgü giyinme ve serpuş takma özelliği vardı. Bu giysi ve serpuşlar mevkileri ve statüleri belli eden en mühim göstergelerdi.
Tasavvuf aleminde de taç ve börk mecazi manada kademeleri ifade ettiği gibi dervişin ulaştığı kademeleri de gösteriyordu. Mecazi manada taç giyme şeyhlik makamıydı. “ Taç, şeyhin veya sülukta belli bir mertebeye ulaşmış dervişin tarikat kıyafeti olarak giydiği ve mertebesine göre kullandığı renkleri şekilleri tarikatlarına göre değişen tarikatına göre farklı renklere ve şekillere göre farklı renk ve şekillere sahip, yün ya da pamuklu çuhadan mamul serpuş, külah, fahir, kalensüve, kavuk, sikke ve takke türünden başlıkların ortak adı ydı.”
Cihanda ariflerin tacı dört terklidir.
Terk-i dünya terk-i ukba , terk-i hesti, terk –i terk ,
Dal Kılıç: Çıplak kılıç, sadece kılıç, elde, kolda kılıçla saldırmak anlamına gelir. Divan, halk ve çağdaş edebiyatımızda nesir ve şiirlerde karşımıza çıkar.
Day-i Cezayir’i nazmım ki felekte
Keşt-i beyanımda sühan dal- yatağandır. Vasıf.
Dayi: eski dilde Cezayirli korsanlara verilen addır. Cezayir korsanları gibi olan şiirimin namı feleklere kadar çıkar. Sözlerimin gemisini götüren beyan kuvvetim yalın kılıç rüzgâr ile dalgalar gibidir.
Dal- ı arak –çin: Eskiden giyilen kavukların ve börklerin içine konulan astar gibi kullanıldığı anlaşılan bir örtüdür.
Köy göçtü de destarın alıp destine
Öldürdü beni dal-ı arak çin ile kâfir.
Dal- fes-: Fes çıktıktan sonra fes giyenleri ifade etmek için kullanılmış olan bir deyimdir. Başına fes giymiş anlamına gelir.
Çeker mi bade Refet dün gece meclisteki saki
Benim hala hayalimden o şuh – dal fes gitmez. Refet
Dal Taç: Eskiden hükümdarlar sefere çıktıklarında taçları düşmesin diye, taçlarını heybelere koyarlar, başlarına hafif bir şey örterlermiş [3]buna dal fes denmiştir.
Guya hazır olur erte salat-ı ıyde
Dal tacın başına giydi spihri gaddar. Baki
Hain felek sabahleyin bayram namazına hazırlanmış bir hükümdar gibi sarıksız tacını başına giydi.
Günümüzde başa fes, taç, kavuk, arak takmak kalkmış, daha çok başların açık kalması tercih edilmiştir. Fakat erkekler için bile namaz kılarken başı kapatmak daha makbul sayıldığından, bere, takke, arak-çin benzeri örtülerle başı kapatmak âdeti devam etmektedir.