26.08.2020
DANİŞMENT GAZİ VE HAYATINA DAİR
Anadolu Türk destanlarının ikinci halkası olan Danişment Gazi Destanı’nda ise Trabzon önemli bir mekândır. Dânişmendli Beyliği'nin kurucusu Dânişmend Gazi, 1085 yılında bütün Kapadokya'ya hâkim olur. Orta Anadolu'ya hâkim olduktan sonra kuzeydeki sınırları Trabzon'a dayanır. Trabzonlularla daha yakından mücadele edebilmek için devletin merkezini Sivas'tan Niksar'ataşır. Dânişmendlilerin Karadeniz sahillerine inme mücadeleleri ve
Karadeniz Bölgesi'ndeki faaliyetleri, Danişment Gazi zamanın da başlamış ve Niksar'dan yönetilmiştir. Danişment Gazi Destanı’nda geçen yer isimlerinin doğu sınırı, Dede Korkut coğrafyasının hemen hemen batı sınırıdır. Dede Korkut Hikâyeleri'nin batı sınırı kesin olarak çizilememekle beraber, Anadolu içerisinde Trabzon ve Bayburt'a kadar geldiği bilinmektedir. Güneyde ise Mardin yakınlarına uzanmaktadır39. Danişment Gazi Destanı’nda geçen yer isimlerinin buralardan başlaması güzel bir tesadüftür. Destanda, doğuda geçen yer isimleri Malatya, Sivas ve Karahisar (Şebinkarahisar)'dır. Danişment Gazi, Niksar'ı fethettikten sonra orduyu üçe böler. Abdurrahman-ı Dükiyye ile Süleyman oğlu Numan'ı on bin askerle Ermenistan tarafına gönderir. Bu ordunun görevi Trabzon'un arkasındaki Bulgar Dağları'na kadar olan bölgeyi fethetmektir40. Bu tarafa giden ordu zafer ve ganimetlerle döner. Ancak bu bölge ile ilgili herhangi bir yer ismi geçmez. Saltuk-nâme'nin giriş kısmında ise Danişment Gazi'nin fethettiği yerler arasında Gümüşhane de zikredilir41. Danişmentli Devleti'nin sınırı Trabzon'a dayandıktan sonra, hem Karadeniz sahillerine inmek hem de Trabzon'u almak için Danişment Gazi 1104 yılında Canik seferine çıkar. İlk olarak Canik yolunda bulunan Halkümbed/ Harkümbed Kalesi (muhtemelen Erbaa- Akuş sınırında bulunan ve bugün Kevgir Kalesi)'ne ulaşır. Kaleyi kuşatır. Kuşatma birkaç ay devam eder. Danişmentli ordusu kaleyi ele geçiremez. Ağır bir yenilgiden sonra Niksar'a geri döner Bu kuşatma sırasında Danişment Gazi de yaralanır. Danişment Gazi, 1105 yılında ikinci Canik Seferi'ne çıkar. Amaç yine Trabzon'u almaktır. Bu defaki yolu Niksar'dan bugünkü Aybastı istikametinedir. Peçenek ve Kumun/ Kıpçakardan oluşan Canik ordusu bu seferi önceden haber alırlar ve günümüzde Perşembe Yaylası ismiyle bilinen bölgede pusu kurarlar. Danişment Gazi, ordusuyla beraber burada pusuya düşer. Dânişmendli ordusunun tamamına yakını burada şehit olur. Danişment Gazi, çok ağır bir şekilde yaralanır ve az sayıdaki arkadaşıyla Niksar'a döner. Burada şehit olur42. Arkadaşları onu buraya defnedip Tokat'a dönerler43. Böylece Karadeniz sahillerine inme ve Trabzon'u alma düşüncesi Danişment Gazi döneminde gerçekleşemez. Danişmentli ordusunun pusuya düştüğü Perşembe Yaylası'ndaki şehitlik hâlâ durmaktadır. Bölge insanı bu mezarlığı çevirmiş ve buraya bir mescit inşa etmiştir. Mescidin hemen yanında bir anıt bulunmaktadır. Rivayetlere göre bu anıt, Danişment Gazi'nin yaralandığı ve kanının döküldüğü yere dikilmiştir44. Mezarlığın çevresinde her yıl temmuz ayının ilk haftasında çok sayıda insanın katıldığı sahra toplantıları yapılmaktadır. Kurbanlar kesilmekte, namazlar kılınmakta, saatlerce dualar edilmektedir. Sahra toplantılarının her yıl temmuz ayının ilk haftasında yapılması, savaşın bu günlerde yapıldığı intibaını uyandırmaktadır. Yaklaşık dokuz yüzyıl sonra bu olayın anılması ve hatıraların tazeliğini koruması dikkat çekicidir45.
---------------------
39 Muharrem Ergin, Dede Korkut Kitabı I, Ankara 1989, s. 52.
40 Bulgar Dağı'nın ismi Türkiye'de Dânişmend-nâme'de üç kez geçmektedir (Demir,
Dânişmend-nâme, s. 59, 139, 193). Fatih Sultan Mehmed, Trabzon'u fethe giderken
Uzun Hasan'ın annesi Sârâ/Sâru Hatun'la Bulgar Dağı'nın yanında karşılaşmıştır
(Fahrettin Kırzıoğlu, "Trabzon'un Fethi Sırasında Fâtih Sultan Mehmed'in
Yaya Aştığı 'Bulgar Dağı' Neresidir", Öncesi ve Sonrasıyla Trabzon'un
Fethi, Trabzon Tarihi, Trabzon Belediyesi yay., Ankara 2001, s. 128-133). Daha
sonra Bulgar Dağı'naçıkmış, bu dağın bir bölümünü yürüyerek geçmiştir (Atsız,
Aşıkpaşa Tarihi, MEB yay., İstanbul 1992, s. 135-138). Adı geçen Bulgar Dağı,
tarihî kayıtlardaki bilgilerden hareketle büyük bir ihtimalle günümüzde Kemer
Dağı ismiyle bilinen bölge olmalıdır.
Hemen doğusunda Artvin'in Yusufeli ilçesine bağlı Barkhal Beldesi ve bu
beldenin içerisinden geçen Barkhal Suyu; güneyinde ise Erzincan'ın Refahiye ilçesini
Erzurum'a bağlayan karayolunun 2. km'sinde, sağ tarafta Bulgar Çayı ve Bulgar
Çayırı bulunmaktadır. 1554'te kaleme alınan Trabzon tahrir defterlerinde
Torul'da gayrimüslim Bulgar ailelerin yaşadığı açıkça kaydedilmiştir (M. Hanefi
Bostan, XVXVI. Asırlarda Trabzon Sancağında Sosyal ve İktisadî Hayat, TTK yay.,
Ankara 2002, s. 340).
41 Şahsî kitaplığımızdaki Saltuk-nâme nüshası, vr. 3a/19.
42 Geniş bilgi için bk. Necati DEMİR, Dânişmend-nâme, Part Two, (Turkish
Translation), Published at The Department of Near Eastern Languages and
Civilizations Harvard University, Harvard 2002. 43 Dânişmend Gazi ile ilgili
1105 yılına kadar olan bilgiler eksik de olsa çeşitli tarihî kaynaklarda
mevcuttur. Ancak şehit olmasına sebep olan Canik Seferleri konusunda inceleyebildiğimiz
kadarıyla Dânişmend-nâme dışında herhangi bir kaynakta bilgi yoktur. Yalnızca
Osman Turan, Dânişmend-nâme'deki rivayetler ile Trabzon Rum devletinden söz
eden kaynaklardaki ipuçlarını mukayese ederek meselenin üzerinde kısaca
durmuştur (Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul 1993,
s.131-136). Dânişmend-nâme'deki rivayetlerin doğruluğu öteden beri tarih
araştırmacıları tarafından hep tartışılmıştır. Fakat Ordu ve yöresinde saha
araştırmaları sırasında tespit ettiğimiz Dânişmend Gazi zamanından kalmış
mezarlıklar ve bu mezarlıklarla ilgili rivayetler Dânişmend-nâme'deki bilgileri
doğrulamaktadır.
44 Anıt ve mezarlıklar çok eskiden beri ziyaret yeriymiş. İnsanlar her türlü
dertlerine çare bulabilmek için buraya gelirler, dualarda bulunup kurbanlar
keserlermiş.
45 Geniş bilgi için bk. Necati Demir, "Dânişmend Gazi ve Şehadeti",
Tarih ve Medeniyet, S. 34, Ocak 1997, s. 24-27.
DANİŞMEND BEYLİĞİNİN KURULMASI VE DANİŞMENT GAZİ’NİN HAYATI
Danişmend Gazi ya da Danişmend Ahmed Gazi veya Danişmend Taylu (ö. 1104), Anadolu'daki Danişmendliler beyliğini kuran Alevi kökenli Türk devlet büyüğüdür, 108- 1104 yılları arasında hüküm sürmüştür.
Danişmendlileri Kurması
Danişmend Gazi, 1063 yılından itibaren Selçuklu Sultanı Alparslan’ın hizmetine
girmiş bir savaşçıydı. Danişmend Gazi cesareti ve yiğitliğiyle Alp Arslan'ın
dikkatini çekmiş ve en güvenilir komutanları arasında yer almıştır. Malazgirt
Savaşı'na da katılan Danişmend Gazi, zaferin kazanılmasında önemli rol oynadı.
Sultan Alparslan, savaşa katılan emirlerinden, Anadolu’da fetihlerde
bulunmalarını istemiş ve fethedecekleri yerlerin kendilerine verileceğini
bildirmişti. Zaferden sonra fetihlere girişen beyler, Anadolu’nun çeşitli
şehirlerini alarak buralarda kendi adlarıyla anılan beylikler kurmuşlardı.
Danişmend Ahmed Gâzi de, zaferden sonra Bizanslılardan Sivas’ı aldı ve
Danişmendli Hanedanını kurdu (1080). Rivayete göre Türkmenlere öğretmenlik
yaptığı için Dânişmend Gazi diye anılan Ahmed Bey, Anadolu Selçukluları Sultanı
Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın ölümüyle nüfuzunu daha da artırdı. Ankara,
Kastamonu, Çankırı’yı ele geçirdi.
Sivas’ı bir üs olarak kullanan Danişmend Gazi; Çavuldur, Tursan, Kara Doğan, Osmancık, İltekin ve Karatekin adlı emirleriyle Amasya, Tokat, Niksar, Kayseri, Zamantı, Develi ve Çorum’u fethederek, beyliğine kattı. Bu sırada I. Haçlı seferi başlamış ve Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıçarslan 19 Haziran 1097 yılında başkenti olan İznik'i Haçlılara kaybetmişti. I. Kılıçarslan yalnız başkenti değil oradaki asker ve hazineleri de kaybederken Haçlı kuvvetleri de Eskişehir yönünde ileri harekete geçtiler. 30 Haziran 1097'de I. Kılıçarslan Haçlıları Eskişehir ovasında karşıladı. Danişmend Gazi'nin ordularının da I. Kılıçarslan'a yardım ettiği Eskişehir Savaşı arkadan yetişen zırhlı Haçlı şövalye birliklerinin karşısında Türklerin yenilgisiyle sonuçlandı. I. Kılıçarslan Anadolu içlerine çekilirken çeşitli yörelerdeki Türk Beylikleri’ni kendisine katılmaya çağırdı. Danişmend Gazi ve Kayseri Emiri Hasan Bey I. Kılıçarslan'ın yardımına koştu. Vur-kaç taktiğini kullanan Türkler, Antakya’ya ulaşıncaya kadar, Haçlıların büyük bir bölümünü yok etmeyi başardılar.
Malatya Kuşatması
Anadolu'daki bir çok şehir Malazgirt Savaşı'ndan sonra ya Türklerin eline
geçmişti. Bazı şehirler de Bizans Devleti'nden bağımsız olarak yönetilmekteydi.
1086 yılından beri Malatya'nın başında da Gabriel adında Ermeni asıllı bir Rum
bulunmaktaydı. Danişmend Gazi önceleri Gabriel'le dostluk ilişkileri içindeydi.
Ancak I. Haçlı seferi'nin başlamasından sonra bu ilişkiler bozuldu. O sırada
Haçlı kumandanlarından Tarantolu Boemondo Antakya'yı ele geçirerek Antakya
Prensliği'ni kurmuştu (1097). Malatya hükümdarı Gabriel, Boemondo’dan Danişmend
Gazi'ye karşı yardım istedi. Karşılığında da, Malatya’yı ve güzelliğiyle meşhur
kızı Morfia’yı vermeyi teklif etti.
Bunu fırsat bilen Boemondo, pek çok Haçlı liderini ve bir
kısım Ermeni prenslerini toplayıp, Malatya’ya hareket etti. Haçlıların
topraklarına gelişlerini önce memnuniyetle karşılayan Ermeniler, zulümlerini
görünce endişeye düştüler ve durumu Danişmend Gazî’ye haber verdiler.
Boemondo'nun kuvvetleri 1100 yılında Malatya’yı Aksu Vadisinden ayıran dağlık
bölgeye girdiğinde, pusuda beklemekte olan Danişmend Gazî’nin askerlerince
kuşatıldı, çok kısa süren çetin bir savaştan sonra, Haçlı ordusu imha
edilirken, Müslümanlara zulümleriyle meşhur olan Bohemond ve ileri gelen
adamları esir alındı. Danişmendlilerin, Haçlılara karşı kazandıkları bu büyük
zafer, bütün Müslümanları çok sevindirdi. Bohemond gibi bir kontun, Müslüman
Türkler tarafından esir edilmesi ise, Haçlıları derin bir üzüntüye soktu.
Ayrıca, Danişmendlilerin saygınlığını arttırdı. Danişmend Gazi, 1100 senesinde
kazandığı bu zaferden sonra, başkenti olan Sivas’a geri döndü.
Danişmend Gazi, ertesi yıl tekrar Malatya'nın üzerine yürüdü ve 3 yıl süren bir
kuşatmadan sonra şehri fethetti (1103). Danişmend Gazi sıkıntı içindeki Malatya
halkına, kendi ülkesinden buğday ile ziraat için, öküz ve diğer ihtiyaçları
getirterek halka dağıttı. Önceleri zulüm altında inleyen Malatya halkı, bu
davranışa memnun ve hayran kaldılar. Pek çoğu İslamiyet'i kabul etti. Danişmend
Gazi, elinde esir bulunan Boemondo’yu iki yüz altmış bin dinar karşılığı
serbest bıraktı. Ancak bu hareketi, I. Kılıç Arslan ’la arasını açtı. Maraş civarında
yapılan savaşta yenik düşen Danişmend Gazi, 1104 yılında vefat etti. Beyliğin
başına oğlu Emir Gâzi geçti.
ALINTI VE DERLEME YAZI: Rehber Ansiklopedisi ve Diğer Kaynaklar
0
0
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın