Dâr – Berdâr Darağacı ve Sevgilinin Zülüfleri
Osmanlıca yazılışı; dâr : دار
Osmanlıca yazılışı, ber-dar : بردار
Dâr: Arapçada ev, yer, yurt, mekân, konak anlamlarının yanında Farsça dâr ise tutan üç direkten meydana gelen idam sehpası anlamlarındadır. Kısaca Farsça kökenli d’ar ile Arapça kökenli dâr eş sesli olan ve anlamları farklı olan kelimelerdir.
Arapça dâr kelimesi ile pek çok terkip ve tamlama kurulmuştur. Dâr-ı bekâ: Bâki olan yer. Dâr-ı Beka, Cennet-i Bâki, Dâr-ül amân: Sığınılacak, korunacak yer.
Dâr-ül belvâ: Dünya, imtihan yeri. Belâ ve musibet âlemi. Dâr-ül cihâd: İslâm sınırlarının haricindeki ülkeler. Dâr-ül cinân:Cennet yurtları. Dâr-ı dünya., Dünya. (Dâr-ı fenâ da denir.)Dâr-ı emân: gayr-i müslim bir ahali, Dâr-ül hicre: Medine , Dâr-ül hikmet: Hikmet yeri - Şeyh-ül İslâmlık makamı, Dâr-ül hilâfe: Hilâfet Merkezi. Dâr-ül huld, Cennet. Dâr-ül ikâb: Cehennem.
Dâr-ül imtihan:İmtihan yeri Dünya. Dar-ı mihnet, (İmtihan)Dâr-ül karar, kıyametten sonraki yer. Dâr-ül Beka. Dâr-ül maarif: mekteb. Dâr-ül mesâi:Çalışma yeri. Dâr-ül mülk: Başkent, baş şehir... Bunlardan bazılarıdır.
Ber-dâr Nedir
Ber-dar بردار ise ber – ve dar kelimeleri ile kurulmuş bir terkiptir ve salbedilmiş, asılmış, sallanmış, idam edilmek için bağlanmış anlamlarına gelmektedir.
Dâr-ı dünyâ deli gönlüm gibi vîrân olsa
Ne cihân olsa ne cân olsa ne hicrân olsa Taşlıcalı Yahya
Dar kelimesi ile yapılan terkipler arasında edebiyat dünyamızda en çok karşımıza çıkanı Berdâr olmak, idam olmak terkibidir. Berdâr ise sözlük anlamları ile: Asılmış, yukarı kaldırılmış. Tutucu. İtaat edici ve ettirici. Meyveli. Meyve verici olan anlamlarındadır. Fakat daha çok edebiyatta sevgilinin saçlarında idam olmak hayali ile ilgili bir anlamda kullanılmıştır.
Özünü eşşeyh gören serdâr olur
Enelhak davâ kılan berdâr olur
Er oldur, Hak yoluna baş oynaya
Döşekte ölen yiğit murdâr olur Kadı Burhaneddin
Dâr şiir dünyamızda en çok idam sehpası olarak karşımıza çıkar. Bu idam sehpası ise sevgilinin kapkara saçlarıdır. Sevgilinin saçları, zülüfleri, kâkülleri yüzüne doğru dökülen telleri âşık için darağacıdır. Sevgili aşığı alıp zülüflerinde sallandırıp idam eder. Sevgiliyi kızdıracak bir hareket yapan aşığın cezası idam edilmek, saçlardan sallandırılıp asılmaktır.
Kılalı zülfün kemendi gönlüm ey dildâr dâr
İderem bülbül gibi ben ey yüzi gülzâr zâr Sarıca Kemal[1]
Ayağı yer mi basar zülfüne ber-dâr olanın,
Zevk u şevk ile verir cân u seri döne döne. Necati
Senin zülfüne asılanın ayağı yere basar mı? Canını ve başını zevkle ve büyük bir arzuyla, istekle döne döne verir.
İdam sehpası anlamı ile birçok telmih’e de başvurulur. Bunlardan bir tanesi “ Enel Hak “ diyen Hallâc-ı Mansûr'un darağacında can vermesidir.
Özellikle Alevî Bektaşî nefeslerinde ve dini tasavvufi aşık ve divan şiirlerinde Berdar olmak ve Halllac-ı mansur’un idam edilmesini hatırlatmak amacına çok sık rastlanılır.
Zulfunun darında ber-dar etmeğe dil düzdünü
Hâkim-i kudret ızârına veripdir dest-hat Ahmed Paşa
Girelim Ali nuruna
Duralım Mamur darına
Kufrumuz iman yerine
Sayamazsın demedim mi Pir Sultan Abdâl
Vücûdum dârını ma’mûr iden yâr
Beni zâkir iken mezkûr iden yâr Abdülahad Nûrî[2]
Meramı raz-ı aşkı ketrn idi Matısur-ı ber-darın
Deyip gitti Ene'l-Iiak namını ketmetdi Dildar'ın İzzet Molla
Mansur aşkı hakla kendini dâre
Kementletüp asmış deyu kınaman
Ferhat Şirin için sarp kayaları
Külünk ile kesmiş deyu kınaman Deliktaşlı Ruhsat
Enel hak dedim de çekildim dara
Edep erkan bize doğru yol oldu
İki melek gelmiş sual sormaya
Yardımcımız şah-ı merdan Ali oldu Aşık Daimi
İster dara çekdir ister gul eyle
Goymuşam emrine gol incimerem
Hesretinden Mecnun oldum sehrada
Can alırsan canım al incimerem Aşık Elesger
KAYNAKÇA