Dedi: oğlum bu dünyada artık nedir umudum?
Allah senden hoşnut olsun! Ben köyümden hoşnudum,
Hepsi yalan geldi geçti, fanî dünya bir düştür!
Gönlüm, gözüm bu yerlerde ne şenlikler görmüştür…
Gelen gitti, konan göçtü; kervan geçti ben kaldım,
Yalnızlıktan dilsiz oldum; ıssızlıktan bunaldım,
Şimden sonra nerde olsam, benim için mezardır!
Nerde ölüm pençesinden kurtulacak yer vardır?
Bak ben artık sararmış, bir kurumuş yaprağım
Burda rahat ölmek için, ölenlere ağladım
Nice candan ayrı düştüm, kara yazma bağladım.
Aslan gibi üç oğlumu kurban ettim uğurunda
Çifti sattım, evi, barkı viran ettim uğurunda
Altmış sene oldu belki ben bu köyden çıkmadım;
Ormanından, deresinden, kuşlarından bıkmadım.
Oğul ! arzum budur benim: burda ölmek isterim…
Yad ellerde neylerim?.
Türk Yurdu, 10 Haziran, 1914.