Dekadanlar ve Dekadanlık Meselesi
Dekadan, (decadent) 'düşkünleşmiş' hatta Fransızcada küçük eşek- eşeğin yavrusu- sıpa anlamına gelen Fransızca bir kelimedir.
Bu kelime edebiyatın soysuzlaştırlması anlamında kullanılmış, bu tabir ilk önce Fransız edebiyatında ve 19 yy da çıkan Naturalistler tarafından , edebiyatı soysuzlaştırdıklarını ima ettikleri Sembolistlere karşı ortaya atılmıştır. Edebiyat geleneklerini yıkma yoluna giden , toplumsal ve sanatsal düzenin dışına çıkmayı planlayan sembolist sanatçılar Naturalistler tarafından dekadanlıkla suçlanmışilardır.
Naturalisteler, Parnasyen edebiyatçıların katı kurallarına tepki olarak doğan , aşırı inceliğe ve hastalık derecesinde imgeye önem veren sembolistelere dekadan demişlerdir. Dekadan kelimesi sanattan başka gaye gütmeyen, bohem hayatı yaşayan, aşırı sorumsuzluk ve iyimserliği birbirine karıştıran, soylu ve zengin çevrelerden gelmelerine rağmen düşük bir hayat yaşayan özellikle Baudlaire ve sembolizmin diğer öncü sanatçıları olan Mallarme , Varleine gibi sanatçılara söylenmiştir.
Bu sözcük zamanla felsefe tarihinde de bir terim haline gelmiş; cemiyetlerin ve müeseselerin gerilemesi, “ toplumlarda ve kültürlerdeki çökme, bozulma, dejenere olma “ yozlaşma anlamında da kullanılmıştır.
Bu tabir Türk edebiyatında ilk kez Ahmet Mithat Efendi tarafından Servet-i Fünun sanatçıları için kullanılmış, edebiyatımızda yaklaşık beş yıl sürecek olan tartışmaları başlatır. Servet-i Fununcuların yaptıklarını yozlaşma olarak gören , onların yenilikçi taraflarını aşırı bulan, Ahmet Mithat Efendi 1895 yılında Sabah Gazetesinde “ Dekadanlar” başlıklı bir yazı ile Edebiyat-ı Cedidecileri gülünç duruma düşürür. Ahmet Mithat Efendi bu yazısında Servet-i Fununcuları “ dekadanlıkla suçlar. Bu itham i “Edebiyat-ı Cedide” hareketini yadırgayanları harekete getirmiş ve tarafların bir birleriyle yer yer çok kötü ithamlar ve kötü polemiklere girdikleri bir tartışma yaratmıştır.
Bu yazı ile başlayan tartışma yaklaşık beş yıl sürecek olan kalem savaşına dönüşür. En çok Cenap Şahabedin’in hedef alındığı bu yazıdan sonra tartışmalara, Hüseyin Cahid , Ahmet Rasim ve Ahmet Hikmet ‘de katılmış taraflar bir birlerini onlarca yazı ile taciz edip eleştirmişlerdir. Hucuma uğrayan Servet-i Fünun yazarları kendilerine saldıran Sabah Gazetesi ve yazarlarına sert cevaplar verince uzayan bu tartışmlar edebiyatımıza “Dekadanlık Meselesi” olarak geçmiştir.
Dekanlik meselesi, biraz da "ölçüsüz" sayılabilecek bir şekilde batılılaşma yanlısı Edebiyat-ı cedideciler ile ılımlı bir batılılaşma taraftarı olan Ahmet Mithat Efendi’nin temsil ettiği cenah arasında cereyan etmiş bu tartışmalar edebiyatımızda eleştiri türünün gelişmesine, Fransa’da “dekadan” sayılan edebiyat akımları ve şairleri hakkında da değerli yazılar yazılmasına vesile olmuşlardır.