Delifişek Hakkında Özeti ve José Mauro de Vasconcelos

12.07.2020


Delifişek ve  José Mauro de Vasconcelos 

Delifişek, Brezilyalı yazar José Mauro de Vasconcelos'un  Şeker Portakalı  ,Güneşi Uyandıralım ve Deli Fişek adlı romanlarından oluşan roman üçlemesinin üçüncü kitabıdır.

Üçlemenin ilki olan Şeker Portakalı  özgün adı ile  My Sweet Orange Tree,  adlı roman bu üçlemenin ilk kitabıdır. Şeker Portakalı  1968 yılında yazılmış bu romanın çok sevilmesi üzerine yazar romanın devamı olan Güneşi Uyandıralım  adlı romanını devamında da Delifişek adlı romanını yazmıştır. Yazarın bu üçlemesindeki ana karakter Zeze’dir. Zeze adlı karakter ise bizzat yazarın kendisi olmaktadır ve yazar bu üçlemesinde çocukluk yıllarından başlayarak kendi hayatını anlatmaktadır.

Üçlemenin ortak kahramanı olan Zeze tıpkı yazarın kendisi gibi Brezilya'nın Minas Gerais bölgesinde yaşayan fakir bir ailenin çocuğudur. Üçleme Zeze adlı bir çocuğun beşinci yaşından itibaren hayattaki izlenimlerini, hayallerini, çocukluk yıllarını konu edinmektedir. Bu roman serisi ve kahramanı Zeze,

Romanın yazarı olan Vasconcelos’un çocukluğunun özeti, çocukluk yıllarındaki duyguları, hayalleri, görüp ve şahit olduklarını anlatır.

Serinin ilk romanı olan Şeker Portakal’ında fakir bir aile çocuğu olarak   “acıyı keşfeden küçük…”,  Zeza’nin çevresindeki insanlar, onların hayatları, hayat mücadelesi,  Zeze’nin hayatın acılarını yaşayarak öğrenişi; dostluk, yoksulluk, fakirlik, yitiklik ve siliklik anlatılır. Şeker Portakalı ile çocukluk yıllarını anlatan yazar, “ Güneşi Uyandıralım”  ve “Delifişek “ adlı romanları ile gençlik yılları ve olgunluk dönemini anlatmıştır. 

Delifişek adlı roman, bir ölçüde Şeker Portakalı ve Güneşi Uyandıralım adlı romanlarının finbali olabilecek şekilde yazılmıştır.

 

ROMANIN ÖZETİ

 

Zeze, artık büyümüş, sorunları ile kendi başına savaşabilecek bir genç olmuştur.  Lakin artık çocukluğunda kendisine yardım eden şeker portakalı ağacı, hayali kurbağası veya hayali film yıldızı arkadaşından da yoksundur.

Zeze, artık hayali arkadaşları olmadan da hayatın zorlukları ile savaşmak, her sorunu kendi başına çözmek durumundadır. Zeze, artık sorunlarını bilen ve sorunları ile de kendi başına savaşması gereken on sekiz yaşında bir yetişkindir.

Fakat fakir bir aileden geldiği halde geleceği hakkında planlar yapması gerekirken, düşündüğü tek şey kızlarla gezip dolaşmak, onlarla konuşmak ve sık sık yüzmeye gitmek ile uğraşmaya başlamıştır.  Yetişkin bir delikanlı olmasına rağmen babası hala ona karşı ilgisizdir. Geleceği hakkında bir planı olmadığı için de genellikle abuk sabuk zevkler ve işlerin peşindedir. Harçlıksız kaldığı ve paraya çok ihtiyaç duyduğu için de okulu bırakıp bir işte çalışmaya karar verir.

Zeze, bu yüzden okulu bırakıp bir gemide çalışmaya başlamıştır. Fakat okulu bırakınca hiçbir şey umduğu gibi olmaz. Bu nedenle yüzme ile kendisini teselli etmeye başlar. Bir gün iyice açılmış aslında boğularak ölmeye karar vermiştir. Fakat bir balıkçı teknesi onu fark edip onu sahile getirmiş, intihar etmeyi bile becerememiştir.  Zeze yirmi yaşına geldiğinde kızlara kur yapmaktan başka işi gücü olmayan bir delikanlı olmuştur.

Bir gün Zeze,  çocukluk arkadaşı Sylvia'ın  geri döndüğünü haber alır. Sylvia , küçükken çirkin bir kızdır ve çocukluk yıllarında sürekli olarak Zeze’ye  sarkıntılık yapan onun la oynamak isteyen bir kız iken şimdi ise büyümüş ve güzelleşmiş bir kızdır.

Zeze, Sylvia'yı görmeye gitmiş ve o günden sonra da ikisi de birbirlerini çok sevmeye başlamıştır. Zeze ile Sylvia her gün buluşan iki sevgili haline gelir.  Fakat bu sıralarda Zeze, babasının hasta olduğunu ve kısa süre için de ameliyat olacağını öğrenir.

Zeze’nin babasının sağlığı iyice bozulmuştur. Bu nedenle babası gün güne kötüye gitmekte Zeze bu duruma çok üzülmektedir. Aksi gibi yüzme konusunda çok iddialı hale gelmiş olan Zeze’nin katılması ve hazırlanması gereken önemli bir yüzme yarışması da vardır.

Babasının ameliyatı yaklaşırken babası iyileşirse bir daha yüzemeyeceğine dair Tanrıya yemin de etmiştir. Fakat babası ameliyat sonrasında iyileşmeye başlar. Zeze de verdiği sözü tutarak yüzme sporunu bırakır ve büyük yarışa da katılmaz.

Üstellik hastalığı atlatan babası da ona iyi davranmaya başlamıştır. Zeze bu durumdan çok hoşnuttur ama bir gün babası Zeze’yi yanına çağırarak Sylvia ‘dan ayrılmasını öğütler. Zeze de pek itiraz etmeden Sylvia’dan ayrılır.  Sylvia da anlayışlı davranmış ancak bir müddet sonra her ikisi de ayrılığa daha fazla dayanamayıp yeniden buluşmaya başlamışlardır.

Fakat Zeze ile Sylvia‘nın aşkları çevrede birçok dedikodunun çıkmasına sebep olur. Bunun üzerine Zeze, bir gemide iş bulup, para biriktirdikten sonra Sylvia'yı da alarak bu şehirden gitmeye karar verir.  

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar