KategorilerYAZILARMakaleDemokrasi Adına 1

Demokrasi Adına 1

26.09.2012

Bu Eser 02.03.2014 Tarihinde Günün Yazısı Seçilmiştir


Demokrasi adına gibi bir tanımlama, belirsizliği koruyan bir tanımlamadır.  Örneğin; 'Ayşe ve Ali adına, kamu alacaklarından doğan haklar nedeni ile'; bir talep girişmesi başlatılsa; bunun bir anlamı olurdu.

Çünkü, Ayşe ve Ali’nin bilinen bir som varlıkları vardır. Ve Ali ile Ayşe’nin kendi somut olan  toplumlarıyla da  somut bir ilişkisi vardır. Demokrasi bu anlamda somut bağıntılı toplumsal olacaktan talep eşilir, bir hak arayışın, yol ve yöntemidirler.

Oksimoron, zıtlıklar olan hukuk, demokrasi, laiklik gibi kavramların çelişmeler entegresiyle, sistem dinamiğini bir arada işlev ve denge unsuru kılınmasıdırlar. Hukuk sistem tutumlarını belirleyip, sınırlarken, demokratik tutumlar sanki bu sınırların; bu belirlenmelerini; hukuku ve laikliği yok saymadan az az kemirirler yumuşatır.

Ya da demokrasi hukukun kullanımını yumuşatırken, hukuk ve laiklik yok gibi davranmaz. Laiklik kullanımı bu iki yapının işleyişine karşı gibidir. Eğer laiklik uygulanmazsa hukuk ve demokrasiyi de ortaya koyamazsınız. Hukuk kişinin tekilci hallerine fazla parçalanamadığı için Laiklik ve demokrasiye karşı biraz ceberut gibi olmaktadır.

Burada gözetilmesi gereken üçlü entegre bağıntıyı gözetebilmektir. Kimi durumlarda demokrasi galebe çalarken hukuk ve laiklik biraz gerileyebilir. Kimi yerde Laiklik yoğunlaşması biraz artarken; hukuk ve demokrasi mini minnacık gerileye bilir. Gel yapılan yerde birazcık git, git yapılan yerde birazcık gel olacaktır. Değilse birisi diğerinin yerini alan bir dışlama ve doldurma olmamalıdır.

Demokrasi için ne hukuktan laiklikten vaz geçilmeli; ne hukuk için demokrasi ve laiklikten vaz geçilmeli; ne de laiklik içine hukuk ve demokrasiden vaz geçilmelidir. Hukuk çok genelken, sosyo topluma şamilken; demokrasi iş hayatını düzenler. Ve iş hayatının tutumları ve demokrasisi farklılaşır. Birine demokrasi olurken diğer alana o tutum demokratik olmayacaktır.

Yine demokrasi yöneten otoriteden, yönetilen sosyo toplumsa yapının talep yapabilme etkileşme ve düzen eşmesidir. Otoritenin (gücün) basıncını ayarlar. Değilse gücü tüm ortada kaldırmaz. Laiklik bu iki sistemi, sizin elinize alabilmenizin muktedirliğidir. 

Laik olmayan sistemler hukuksuz olamaz ancak hukuku toplum sal olmayan kaynaklardan oluşacaktır. Demokrasinin esamisi olmayacaktır. Bu sistemin hukuk osilasyon kaynağı ile (ilahı olanla) talep eşemezsiniz. Otoriteyle toplu sözleşmelere, oturamazsınız vs. Bu sistemin ilişki tipi, efendi-köle ilişkisidirler.

Hukukun belirleyen sınırlayan yapısı yanında demokrasi ve laiklik az biraz gerileyecektir. Bu işlevler; biri birini, gözeten; bir birini dışlamayan bir uyumluluk birlikteliği ve işlev eşmesi ile genel ortalama sekans çalışması, denge unsurlarını gözetmelidir. Yapının çalışması için dengenin biraz biraz bozulması gerekirken sistem kararlılığı için; bütünün içinde, denge noktalarına (düğümlerine) ulaşılmalıdır.

Hukuk, demokrasi, laiklik tekil insan dışında, tekil insandan bağımsız ama tekil insana dek yararcı inşa ve indirgenir direkt veya dolaylı oluşlarıyla var olup gelişen; yönetime dek oluşmaların işlev eşilme yönetim organlarıdırlar. Hukuk;  demokrasi ve laiklik eli ile bireylere dek nüfuz eder. Laiklik toplum ile sosyal yaşam arasında bir selekte işlevle ayırma süzgeci gibi çalışır. Yoğunlaşmalar süzgecin her iki berisi olur alan içine oluşur.

Güncel aydınların ekranlara çıkıp, gazete sütunlarında demokrasi de; demokrasi, deyip hukuk ve laikliği katletmeleri gibi sığlık ve banalliğe düşülmemelidir. Aydınlar burada demokrasiden çok cahilliklerini konu özürlerini tartışmaktadır.

Hele bir kaçı var ki alimallah ekonomi dersiniz onlar, siyaset dersiniz onlar, sağlık, ilaç dersiniz onlar, eğitim dersiniz onlar, hukuk dersiniz onlar, hes olayları dersiniz onlar; işçi sorunları dersiniz onlar, terör dersiniz onlar, güvenlik gücü konuları dersiniz onlar, uluslararası ilişki dersiniz onlar, Haydar Dümen işi dersiniz onlar, din iman işleri, laiklik, hukuk, demokrasi, tarih, bigbeng, evrim, Cern olayları dersiniz hep onlar. Maşallah! Ülke de işte bugünleri yaşamakta!

Vesselam güncelde spor, yemek tarifi, kozmotik, moda, estetik vs. ne varsa medyada boy boy onlar. İnsanlık eski yapılaşışlarından bu yana şöyle ya da böyle bir hukukun kurulmasının sahibi olmuşlardı. Bu tür icrai sahip olunan hukuk, isteseler de, istemeseler de konjonktürsel üretim ilişkileri ve sosyal yapılaşmalar nedeniyle, demokrasi ve laiklik gibi bu kabil işlev yapılarını da bu kabil hukuk sistemleri içinde çıkartmıştırlar.

Hukuk, konjonktürse durumla ne kadar çeşitli ise, demokrasi ve laiklik anlayışları da o kadar çeşitlidir. Bunların Dünya  sentezli, birleşen yapılaşmaları harıl harıl oluşmaktadırlar. Medya aydınları! sorunun nedeni değilseler de, yanlış ve bilinçsiz, kör dövüşü yapan bir kamu oyu oluşturmakla; çözümsüzlüğün bir parçasıdırlar.

Bir zamanlar sıcak kanlılığın oluşmadığı dönemlerde, akşamın serinliği ile yavaş yavaş filim karesi gibi donuşa geçen yapınız için, yapınızın selametine istinaden güvenlikli alanlara çekilmenin hesaplamasını yapıyordunuz. Bu hesaplamayı size tepede olan ve tepe göz dediğimiz ışığa duyarlı, göz olmayan bir organ yapıyordu.

Bu organsal işlev yapı olan tepe göz, ışığa göre kendinizi ayarlama işlevinizdi. Sadece ışığın tepede oluşu ve olmayışına göre duyarlı, tepe göz kabili bir organ; bugün göze dönüşmüştür.

 Sürecek

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da