Deve Kini Tutmak
Divan şiirinde geçen halk edebiyatında da örnekleri görülen bir deyimdir. Sözlük anlamı: “Bitip tükenmek bilmeyen kin, unutulmayan büyük kin, hiçbir zaman eskimeyen, hep taze tutulan kin, nefret, “ Şeklindedir.
Deve kinine eski dilde Şütür-ü kin, veya Hıkdü’l cemel olarak da ifade edildiği anlaşılır. Şütür ve Cemel devenin eş anlamlılarıdır. Deve, Arapçada cemel, Farsçada şütür anlamına gelir. Eski edebiyatta develeri ile ilgili yazılmış yazılara da “Şütürname” denir.
Deve kini deyimi develerin inatçı ve kendilerine yapılan kötülükleri unutmayan bir hayvan olması nedeni ile üretilmiş bir deyim olmaktadır. Develerin kendilerine eziyet eden hatta hakir davranan sahiplerinin yaptıklarını hiç unutmadıkları, fırsat buldukça kendilerine eziyet edenlerin üzerine çökerek, teperek vb kendilerine eziyet edenleri ağır yaraladıkları veya öldürdüklerine dair çok sayıda anlatı vardır. Devecilerin geceleri uyurken etrflarına çuvallar dizerek uyumalarının nedeni budur. Develerin hendek atlamadıkları çuvalları geçemedikleri için sahiplerinin etraflarına çuval dizerek uyudukları eski metinlerden günümüze ulaşan bilgiler arasındadır. Aslında çok sakin ve dayanıklı bir hayvan olan develerin fakat kötü muameleyi asla unutmadıkları, asla affetmedikleri ve kin tuttukları bilinmektedir.
Bu deyimin develerin kin belediğine dair tecrübelerden çıktığı anlaşılır. A. Talat Onay Edebiyatımızda Mazmunlar adlı eserinde “ Develerin kendine fenalık yapanları asla unutmadığı üzerinden yıllar geçse de bu kininini sakladığı ve ve fırsatını bulunca sahibi de olsa intikamını aldığı, sahibi yatarken üzerine çökerek öldürdüğü meşhurdur. Deveciler yatacakları yerin etrafını denklerle çevirirler yularlı kazığı yere çakarlar deve kazığı koparsa bile denklerin üzerinden atlayamaz. Deve hendek atlamaz. Fakat gece yolda giderken sahibini ayağının altına da aldığı olurmuş“ [1]şeklinde izah etmiştir.
Pey-mal olmadan ahiri şütur –i gerdune
Padişah olsa gedası hele yeksan ancak Baki
En sonunda herkes feleğin devesinin ayakları altında kalıp yerle yeksan olacaktır. İster padışah olsun isterse fakir.
Zahit ne lazım eh -i dile kine-i şütür
Gir bezm-i ayş ü işrete sen de katara gel Baki
Ey softa arif olanlara deve kini göstermeye ne hacet. Ayş –u işret meclisine gel sen de katara gir.
Çok zaman kin tutmadır hıkdü’l cemel
Haslet-i manzumedir sanma güzel Nuhbe-i vehbi [2]
Ağehi’nin “ Şütür kasidesinde” deve kininden tam olarak söz edilmemiş, ama devenin inatçılık ve kindarlıkla ilgili yönlerine işaret edilmiştir.
Süvâr olup şütüre hücreden kaçup gitdün
Şütür fiğâna gelüp hücre eyledi şìven
Dil oldı hücrede sensiz şütür gibi esrük
Şütür ki hücrede sensüz kala tutar mı resen ÂGEHİ [3]
Sevdiğinden ayrılan şairin gönlü ten hücresinde bir şütür gibi esrik kalmıştır. Sevdiğinden ayrı kalan gönül şütürünü zapt etmek mümkün değildir:
Kaynakça