Devletoğlu Yûsuf ve Vikâyenâme
Devletoğlu Yûsuf, 15yy ilk yarısından yaşamış olan bir müelliftir. Hayatı hakkında kaynaklardan alınabilecek bir bilgi bulunamamıştır. Devletoğlu Yûsuf ‘un eseri hakkında doktora çalışması yapan Bilal Aktan ve İ. H. Uzunçarşılıya göre 798/ 1396’da doğmuştur. ( Aktan 2002: 3; Uzunçarşılı 1341: 18) [1]
Devletoğlu Yûsuf ‘un eserlerinden anlaşıldığına göre tam adı Yûsuf bin Hüseyin el-Kirmastî (Balıkesrî) dir. Kirmasti bugün için Bursa ili sınırları içerisinde kalan Kemalpaşa (Kirmast) ilçesinin 15. Yy daki adıdır.[2] Kirmast kasabası, o yüzyılda Balıkesir hudutları içerisinde olduğu için de genellikle Balıkesirli olarak kabul edilmiş ve gösterilmiştir. Müellif de kendisini “ Balıkesrî olmuş anın mevlîdi” dizesinde de ifade ettiği gibi Balıkesirli kabul eder. [3]
Devletoğlu Yûsuf ‘un eserlerinden çıkarılacak neticelere göre çok iyi düzeyde Arapça bildiği, Farsça’ya hakim olduğu anlaşılır yirmiye yakın eserinin birisini Türkçe diğerlerini Arapça kaleme almıştır. Bu ise çok iyi düzeyde bir eğitim aldığını kanıtlamış olur. Nitekim eserlerinden çıkarılan bilgilere göre medrese eğitimini Fâtih devrinin meşhur hocalarından Hoca-zâde Muslihuddîn Efendi’nin (ö. 893/1488) yanında tamamlamış kendisi de müdderris olduktan sonra birçok yerde müderrislik yapmış, nihayette devrin en önemli medresesi olan Fatih’in kurduğu Sahn-ı Semân Medresesi’nde müderrislik yapmıştır. [4]
Devletoğlu Yûsuf kadılar siciline göre Bursa ve İstanbul kadılığını da yapmış 906/1501 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Fatih Camii civarında yaptırdığı medreseye defnedilmiştir (Akbayar vd. 1996: 1692). Fakat doğum tarihi olarak gösterilen 1396 ile ölüm tarihi olarak gösterilen 1501 rakamlarından birisinin yanlış olması kuvvetle muhtemeldir. 105 yaşında iken ölmüş olması fazla inandırıcı gelmemektedir. Fakat Devletoğlu en tanınmış eseri olan, Vikâye Tercümesini 827’de(1423) tercüme etmeye başlamış ve 828’de(1424) Sultan II.Murad’a sunmuştur. Be eseri en az 20 yaşlarında iken yazabileceğine göre doğum tarihi bir kaç yıllık sapma ile 1400 yıllarında olabileceğinden ölüm tarihinin 1501 olması hususu gözden geçirilmelidir.
Devletoğlu Yûsuf’un yirmiden fazla eseri vardır. Bunlardan Vikâye Tercümesi Türkçe, diğerleri Arapçadır:
Devletoğlu Yûsuf’un en mühim eseri Vikâye Tercümesi olarak kabul edilir. Anadolu sahasında Türkçe ilk manzum fıkıh kitabı olan ve VikâyeTercümesi, II. Murat’a takdim edildiği için Murâdnâme olarak da anılır. [5]Eser daha çok Vikâyenâme adıyla meşhur olmuştur. Eser, Burhânu’ş-Şerî’a adıyla da anılanMahmûd bin Ahmed el-Mahbûbî’nin (ö. 679/ 1274) Vikâyetü’r-Rivâye fî-Mesâ’ili’l-Hidâye adlı eserin geliştirilmiş Türk Edebiyatının ilk manzum fıkıh kitabıdır.[6]
“Balıkesrî olmuş anın mevlîdi
Hem sekiz yüz dagı yigirmi yedi
Hicrete târîh ana ermiş iken
Hem yigirmi sekize girmiş iken
Bunu nazm etti o yıllarda hemân
Kim hakîkat maksûd olur bîgümân”
Dizlerinden de anlaşılacağı gibi [7]Devletoğlu bu eseri 827’de(1423) tercüme etmeye başlamış ve 828’de(1424) tamamlayarak Sultan II.Murad’a sunmuştur. " 6960 [8] beyit olan eser mesnevi tarzında ve aruzun “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” kalıbıyla nazmedilmiştir."
Eser, Ö besmelenin fazileti, tevhid ve na’t , “Sebeb- ı Kitâb” şer’î hükümler, kadılıkla ilgili meseleler, hakkında Hanefi mezhebine göre bilgiler verdikten sonra klasik fıkıh konularına geçer.
Eser, halka dinî bilgi vermek, kadılara yardımcı olmak maksadıyla kaleme alınmıştır. Eser tam bir çeviri olmayıp müellifi tarafından bazı ilaveler ile genişletilmiş yarı tercüme, yarı telif bir eser özelliği taşır. [9]
Devletoğlu eserini hazırlarken farklı kaynaklardan da yararlanmış alıntılar eklemiştir. Vikâyenâme’ de didaktik amaçlar öne çıkmış eser, sanat değerine, nazım tekniklerine ve özelliklerine çok dikkat etmemiştir. Vikâyenâme de yazar halkın bilgilendirilmesini temel amaç olarak görmüş, klasik vikayelerin sistemine uygun olarak yazmış, eserinde, abdest, namaza, başlangıç, temizlik, ibadetler gibi İslamiyetle alakalı pek çok hadiseden söz etmeye çalışmıştır.
Eserin dili bir hayli sadedir. 240 varak olan Vikâyenâme’nin pek çok kütüphanede çeşitli yazma nüshaları bulunmaktadır (Süleymaniye Ktp. Beşir Ağa, nr.71; Ankara Milli Kütüphane, nr.A94; British Museum, Or., nr.1266; Bibliothéque Nationale,Supplément Turc., nr.26).[10]
KAYNAKÇA
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın