Deyimler Sözlüğü L ile Başlayanlar Laçka olmak:

25.05.2011



  • Deyim Nedir ve Özellikleri,
  • Deyimler Sözlüğü :"A " ile Başlayanlar
  • Deyimler Sözlüğü :"B" Harfi ile Başlayanlar
  • Deyimler Sözlüğü: "C-Ç" Sesi ile Başlayanlar
  • Deyimler Sözlüğü "D" ile Başlayanlar
  • Deyimler Sözlüğü" E-F" ile Başlayanlar
  • Deyimler Sözlüğü " G-H" ile Başlayanlar ve Açıklamaları
  • Deyimler Sözlüğü "I-İ-K" ile Başlayanlar ve Açıklamaları
  • Deyimler Sözlüğü "L-M-N-O-Ö-P-R" ile Başlayanlar ve Açıklamaları
  • Deyimler Sözlüğü"S-Ş-T-U-Ü" ile Başaayanlar ve Açıklamaları
  • Deyimler Sözlüğü "V-Y-Z" ile Başlayanlar ve Açıklamaları




Laçka olmak:
1. Herhangi bir iş gevşek ve düzensiz yürütülmek. 2. Mil ya da vida gibi makine bölümleri eskiyip aşınarak işe yaramaz hâle gelmek."Bu vidalar laçka olmuş, kol tutmuyor."
Lafa boğmak: Birinin söz söylemesine fırsat vermeyip meseleyi gereksiz ve boş sözlerle anlaşılmaz kılmak, gürültüye getirip uzatmak.
Laf (söz) altında kalmamak: Bir münakaşa sırasında söylenen her dokunaklı söze karşılık vermek, söz altında ezilmemek.
Laf (söz) aramızda: "Söyleyeceğim sözleri başka biri duymasın, bilmesin, konuştuklarımız aramızda kalsın" anlamında kullanılır."Laf aramızda, Ali yine öç alacağım demeye başlamış."
Laf atmak: 1. Dokunaklı sözlerle sataşmak, uzaktan işittirmek. 2. Karşılıklı söyleşmek, konuşmak. 3. Sözle sarkıntılık etmek."Laf atarak beni tahrik etmeye çalışıyorlardı."
Lafa tutmak: Birini konuşarak, gereksiz meseleler anlatarak işinden alıkoymak."Onu biraz lafa tutup oyalamaya başladılar."
Laf ebesi: Söyleyecek sözü bol olan, her söze karışan, herkese söz yetiştiren, çok konuşan."Laf ebeliğini bırak da ne söyleyeceksen söyle!"
Laf etmek: 1. Konuşmak. 2. Bir şeyi dedikodu konusu yapmak."Akşam buluşalım da iki çift laf edelim."
Lafı (sözü) ağzına tıkamak: Birinin sözünü bitirmesine fırsat vermemek, onu susmak zorunda bırakmak, konuşmasını önlemek."Ağzını açar açmaz lafı ağzına tıkadılar adamcağızın."
Lafı (sözü) ağzında gevelemek: Söylemek istediğini açık olarak bir türlü söyleyememek, şundan bundan bahsetmek."Beni görünce şaşırdı, lafı ağzında gevelemeye başladı."
Lafı ağzında kalmak: Söyleyeceğini söylemeye zaman bulamamak, konuşmasını bitirememek.
Lafı (sözü) çevirmek: Konuşmasının sakıncalı bir biçim aldığını fark edince söze başka bir yön vermek, başka konuya geçmek."Beni görünce birden nasıl da sözü çevirdi."
Lafını (sözünü) etmek: Bir şey üzerinde konuşmak."Artık lafını etmeyin şu adamın!"
Lafını (sözünü) bilmek: Tutarlı ve mantıklı konuşmak, sakıncalı olmayan ve birini kırmayan sözler söylemek, saygılı ve yerinde konuşmak."O daima lafını bilir bir insan olmuştur."
Laf işitmek: Birisi tarafından paylanmak, azarlanmak,"Çabuk ol, senin yüzünden laf işiteceğiz öğretmenden."
Laf olsun diye: Rastgele, belli bir amaç gütmeden."Kızma canım, laf olsun diye söylemiştir o sözleri."
Laf (söz) taşımak: Aralarını açmak maksadıyla birinin bir kimse hakkında söylediği hoş olmayan sözlerini o kimseye ulaştırmak, söz getirip götürmek."O laf taşıyıcı adamdan uzak durmalısın."
Laf (söz) yetiştirmek: Bir söze karşılık vermekte gecikmemek, durmadan konuşmak.
Laf (söz) yok: "Kusursuz, eksiksiz, eleştirilecek bir yanı dahi yok" anlamında kullanılır."Arkadaşıma laf yok, o mert mi mert biridir."
Lâhavle çekmek: Sıkıntıyı, öfkeyi gidermek, sabır telkin etmek için "Lâhavle" ile başlayan duayıokumak. "Lâhavle çekmeden başka bir şey yapamadım."
Lamı cimi yok: "Hiçbir bahane, itiraz, mazeret, duraksama, karşı gelme yok" anlamında kullanılır."Lamı cimi yok, bu akşam bize geleceksiniz, tamam mı?"
Lastikli söz: Değişik mânâlara gelen söz.
Leb demeden leblebiyi anlamak: Daha sözün başında ne demek istediğini anlamak, anlayışlı ve kavrayışlı olmak.
Leke sürmek: Suç yüklemek, birinin onurunu sarsacak biçimde iftirada bulunmak."Zorla kadıncağıza kara bir leke sürdüler, Allah`tan hiç korkmadılar."
Leşini çıkarmak: Çok feci dövmek."Beş kişiydiler, adamın leşini çıkardılar."
Leşini sermek: Öldürmek."Ben de onun leşini sermezsem..."
Leyleğin yuvadan attığı yavru: Yakınlarından ilgi görmeyen, çevresinin uzaklaştırdığı kimse.
Lokma ağzında büyümek: Herhangi bir sebepten, acı ya da üzüntüden dolayı lokmasını yutamamak, yiyememek."Ağzında lokmalar büyümeye başladı, gözleri dolu dolu oldu."
Lokmasını saymak: Birinin ne kadar yediğine bakmak, çok yiyeceğinden korkmak.
Lök gibi oturmak: Bir yere bütün ağırlığıyla çökmek, oturup kalmak."Sedire lök gibi oturunca gacur gucur sesler duyuldu."
Lügat paralamak: Anlaşılmaz, süslü, parlak, ağdalı, konuşma dilinde geçmeyen kelimelerle konuşmak."Lügat paralamak hoşuna gitmeye başlamıştı."
Lüpe konmak: Değerli bir şeyi bedavadan, emek sarf etmeden ele geçirmek.



İLGİLİ SAYFALAR

 

  • EDEBİYAT SÖZLÜĞÜ ( T-U-Ü-V-Y-Z)
  • EDEBİYAT SÖZLÜĞÜ ( O-Ö-P-R-S-Ş)
  • EDEBİYAT SÖZLÜĞÜ ( L-M-N)
  • EDEBİYAT SÖZLÜĞÜ ( H-I-İ- K)
  • EDEBİYAT SÖZLÜĞÜ ( Ç-D-E-F )
  • EDEBİYAT SÖZLÜĞÜ ( A-B-C-D)
  • Atasözleri ve Açıklamalı Sözllüğü ( A- B ve C ilebaşlayanlar )
  • Atasözleri ve Açıklamalı Sözlüğü( D-E-F-G) ile başlayanlar
  • Atasözleri ve Açıklamalı Sözlüğü ( H-I-İ )ile başlayanlar
  • Atasözleri ve Açıklamalı Sözlüğü(K- L-M-N ) ile başlayanlar
  • Atsözleri Sözlüğü ve Açıklamaları(-S-Ş ) ile başlayanlar
  • Atasözleri Sözlüğü ( T-U-Ü V-Y-Z) Harfleriyle başlayanlar
  • Atasözleri Sözlüğü( V-Y ile Z harfleriyle başlayanlar )


Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar