Dil-i üftâdegânın zerrece fehm eyle hâlinden
Sakın bu âfitâb-ı hüsnün ey meh-rû zevalinden
Gelip geçtikçe hasret-hânesin bir kerre teşrifin
Geçer bu arzû-mendin güzergâh-ı hayâlinden
Nedir bu hüsn-i suret kilk-i kudret var ise yârin
Çıkarmış nakşını bir âlem-i âher misâlinden
Müselles kaynatıp bint-i inebten zâhid-i sâlûs
Selâse akdi ile pek safâlanmış helâlinden
Açılsın guft-gû-yı kâkül ü mûy-ı miyân bahsi
Usandık derse dikkatle me’âl-i kîl u kâlinden
Mey-i gülgûn içermiş bir siyeh-perçemli dilberle
Ne dersin şeyh efendiye utanmaz ak sakalından
Bana dûşîzegân-ı Sakız’ın gabgabla pistânı
Dahi hoş geldi ey Vehbi turunç u portakalından
Günümüz Türkçesiyle:
1. Ey ay yüzlü güzel, âşıkların gönlünün halinden anla, bu güzellik güneşinin batmasından kork.
2. Bu isteklinin hayal geçidinden, gelip geçtikçe özlem evini bir kez onurlandırman geçer.
3. Sevgilinin bu güzelliği nedir? Kudret kalemi, sevgilinin bütün nakşını, başka bir hayal âleminden çıkarmış.
4. İkiyüzlü zahit, üzümün kızından müselles (şarap) kaynatıp, üçlü nikâh ile helâlinden pek safâlanmış.
5. Dikkatle, dedikodunun anlamını dinlemekten usandık derse, kıl gibi ince belin ve saçın dedikodusu yapılsın.
6. Siyah perçemli bir güzelle kırmızı şarap içiyormuş; aksakalından utanmaz şeyh efendiye ne diyeceksin?
7. Vehbî! Sakız Adasının kızoğlan kızlarının çifte gerdanı ile raf mesi, bana, mandalina ve portakalından da lezzetli geldi.