Dilbilgisi Terimleri A ile Başlayanlar, Ad- Adaptasyon...

25.05.2011



A


AD :
İng.name, almn.der name, frnsz. le nom : Varlıkların ve kavramların dilde var olan karşılığına, sözcük türü yönünden ad denir.

ADAPTASYON
. (Uyarlama) ing. adaptation | Uyarlama, metin yazı, dil , sözcük, oyun, adapte etmek, uyarlamak

Ad Aktarması (Mürsel Mecaz
) : İng. Name transfer,Frnsz.Nom de transfert, Almn. Name Übertragung : Bir sözcük ya da sözün, benzetme amacı güdülmeden, anlamca ilgili olduğu başka bir sözcük ya da söz yerine kullanılmasıdır. Bu mecaz türüne, "düz değişmece" de denir
Sözcüklerin yeni anlamlar yüklenmesinde bir etken de ad aktarmasıdır. Örnek :
İç -dış ilgisi
" Çamaşır kazanı kaynadı,
"Evden izin aldım
Sınıfı bahçeye çağırın.
Parça - bütün ilgisi
"Bu dergide usta kalemler bulunuyor"
Ankara, Atina’nın tavırlarından tedirginlik duyuyor."
"Tekne yükünü Samsuna götürüyor
Neden - sonuç ilgisi
"Hay mübarek! Bereket yağıyor bereket!"
"Bahar aylarında rahmet düşmezse ürün iyi olmaz."
Yer, yön, bölge, çağ - insan ilgisi
"Bu yaz doğuyu gezdik."
"Batı ve Doğu, inanç ve felsefe yönünden hem birbirini etkilemiş hem birbirine uzak durmuştur." ( BKZ:https://www.edebiyadvesanatakademisi.com/anlatim-bozukluklari/mecazi-mursel-ad-aktarmasi.html )

Ad (isim) Cümlesi
: Almn.Name (Name) Sätze, İng.Name (name) Sentences,Frnsz.Nom (nom) Peines: Yüklemi ek eylemle çekimlenmiş bir ad ya da ad soylu sözcüğün bulunduğu cümlelerdir. Örnek : Bu yaşlı kadın, olayın tek tanığıymış.

AD ÇEKİMİ :
İng.AD DRAFT ,Almn.AD ENTWURF,Frnsz. AD PROJET: Adlara iyelik eklerinin getirilmesi, örneğin; kardeşim (kardeş—im), kardeşin (kardeş— in), kardeşi (kardeş—i), kardeşimiz (kardeş—i—miz), kardeşiniz (kardeş—i—niz), kardeşleri (kardeş—ler— i) gibi.

AD DURUMU:
(İsmin hali). İng,AD STATUS,Almn, Anzeigenstatus,Frns. État de l'annonce:Adların yalın, —i, — e, — de, — den durum ekleriyle çekimlenmesi: Ev, evi (ev—i), eve (ev—e), evde (ev—de), evden (ev—den) gibi.

AD GÖVDESİ
: İng. body name Frnsz.Ad Corps, Almn.Body Namen:Ad ya da eylem köklerinden yapım eki alarak türeyen ad, koş-ma, bil-gin, kes-mece, tuz-luk, uç-ak

ADLİ SESBİLİM
(Forensic Phonetics), dilbilimcilerin ve sesbilim uzmanlarının adli amaçlar doğrultusunda sesbilim araştırmalarında ya da adli davalara ışık tutabilecek ilgili soruşturmalarda kullanılmalarıdır.
Sesbilimcilerin bu tür araştırmalarda ve soruşturmalarda üzerinde çalıştıkları konular

AD SOYLU SÖZCÜKLER:
İng. noble words in the name, Almn.hehre Worte im Namen, Frnsz.nobles paroles au nom : İsim ya da isimlerle ilgili olan sözcüklerdir. İsim , sıfat, zarf, zamir, edat, bağlaç ve ünlemlerdir.

Ad Tamlamaları
: İng.Name Complements,Almn.Name Ergänzungen, Frnsz.Compléments NomEn az iki adın, aralarında anlam bağlantısı kurarak oluşturduğu, bir nesnenin parçası olduğunu ya da bir nesnenin başka bir nesneyle tamamlandığını gösteren ad takımıdır. Ad tamlamalarında kullanılan tamamlayıcı öğeye tamlayan, birinci nesnenin parçası durumunda olan ikinci öğeye ise tamlanan denir. Örnek :
Aralarında anlam ilgisi bulunan, iki veya daha çok isimden meydana gelen söz gruplarına İSİM TAMLAMASI denir.
İsim tamlamalarında birinci isim tamlayan, ikinci isim tamlanandır. Tamlayan veya tamlanan ek alma durumuna göre isim tamlamaları dörde ayrılır:
1. Takısız İsim Tamlaması: Bir tamlamada tamlayan ve tamlanan isim veya isim soylu kelime ek almazsa takısız tamlama oluşur.gümüş çerçeve    demir kapı
2. Belirtisiz İsim Tamlaması: Bir isim tamlamasında tamlayan ek almaz, tamlanan ek alırsa belirtisiz isim tamlaması meydana gelir. soba boru - s -u    pencere cam - ı
3. Belirtili İsim Tamlaması: Tamlayanla tamlananın ek aldığı isim tamlamalarına belirtili isim tamlaması denir. Ev - in pencere -s - i    Dolab - ın kapağ - ı    Ceket - in düğme - s - i
4. Zincirleme İsim Tamlaması: İkiden fazla ismin anlamca birbirini tamamlarken oluşturdukları tamlamalardır. Evimizin dört bir yanı    Pencere çercevesinin camı ...

ADDAN TÜREMİŞ AD
( isimden türemiş isim). İng. the name derived from the name: Ad kök ya da gövdelerinden yapım ekleriyle türetilmiş ad: Gözlük (göz—lük), Türkçe (Türk—çe), yurttaş (yurt—taş) vb.

ADDAN TÜREMİŞ EYLEM
(İsimden fiil). İng.gerund, Almn.Gerundium,Frnsz. gérondif : Ad kök ya da gövdelerinden yapım ekleriyle türetilmiş eylem; Sulamak (su—la—mak),, evermek (ev—er—mek), ki— litlemek (kilit—le—mek) vb.

ADIL:
ing pronoun,Almn. Pronomen,Frnsz.pronom : Zamir, isim olmadıkları halde ismin yerlerini tutarak onlarıo hatırlatan veya onların yerine kullanılan kelimelere denir, İşaret, soru, şahıs, belgisiz,dönüşlülük, ek halindeki zamirler giibi türleri vardır. Şahıs zamirleri: Ben sen, o, biz siz onlar, işaretzamirleri: Bu ,şu,o, bunlar, şunlar , onlar,
dönüşlülük zamiri, kendim, kendin kendisi..., belgisiz zamir: Bazıları, birkaçı, birkısmı, Soru zamirleri, kimi, neyi, ne kadar , ek halindekiler ise iyelik eki halindeki, ben- im, evim-iz gibi eklerdir.
Zamirler, belirtme durumu ekini alabilirle. BEN-İ, ONLAR-I, İYELİK EKİ ALABİLİRLER, BEN-İ

AĞIZ:
ing.dialect, : Bir lehçe veya şive içerisinde, daha küçük yerleşim bölgelerinde yazı diline oranla söyleyiş bakımından farklılık gösteren konuşma biçimlerine ağız denir. İstanbul ağzı, Adana ağzı, Konya ağzı, Ka radeniz ağzı

AKSAN:
ing. accent,almn.Akzent,: Aksan, bir ülkenin insanlarına veya bir çevreye özgü söyleyiş özelliğidir. Bir dilin bölgesel söyleyiş yada konuşma şekli.

ALFABE:
İNG. Alphabet,Abece ya da yabancı kökenli karşılığıyla alfabe, her biri dildeki bir sese karşılık gelen harfler dizisidir. "Abece" sözcüğü, Türkçe'deki ilk üç harfin okunuşundan oluşur.

ALICIYI HAREKETE GEÇİRME İŞLEVİ
:ing.RECEIVER FUNCTION PENETRATION ACTION : Bu işlevde ileti alıcıyı harekete geçirmek üzere düzenlenmiştir. İletinin bir çeşit çağrı işlevi gördüğü bu işlevde amaç, alıcıda bir tepki ve davranış değişikliği yaratmaktır. Propaganda amaçlı siyasi söylevler, reklâm metinleri, genelgeler, el ilanları genellikle dilin bu işleviyle oluşturulur. Dilin alıcıyı harekete geçirme işleviyle hazırlanan metinlerde gönderici, iletiyi alanı işin içine sokmayı, onu sorgulamayı ister.

ALTAY DİL AİLESİ
. İNG.Altaic family | : Türkçenin de içinde yer aldığı Hint Avrupa dilleri arasındaki Ural-  Altay kolunun , Altay dil ailesi kolu

ANADİL.i
ng.main language, almn. Die Hauptsprache, Frns.La langue principale: Kendisinden başka diller türediği kabul edilen asıl dil. Örneğin, Lâtince; Rumence, İtalyanca, Fransızca, İspanyolca gibi dillerin türemesine kaynak¬lık ettiği için bir anadildir.

ALINTI:
ing,citation,almn. Zitat,frnsz.Référence: bir yazıda, başkalarından (alanında tanınmış, yetke durumundaki kişilerden) aynen alınarak tırnak içinde yazılan, yazarın kendisine ait olmayan bölümdür.
alıntı, bir görüşü desteklemek, açıklamak ya da örneklendirmek için yapılır. bir anlamda tanık göstermedir. alıntı yapılırken ekleme ve çıkarma yapmamalı, aynen alma yoluna gidilmelidir. aynen alınmamışsa, bu durum belirtilmelidir. alıntının kimden ve hangi kaynaktan yapıldığı ya yazı içinde ya da dipnot biçiminde sayfa sonlarında belirtilmelidir.

ANLAM:i
ng.Meaning,almn.Bedeutung,frnsz.Signification : 1. Bir sözcüğün belirttiği, düşündürdüğü (şey). 2. Bir önermenin, bir tasarımın, bir düşüncenin ya da yapıtın anlatmak istediği (şey).sÖZCÜKLERİN ZİHNİMİZDE UYANDIRDIĞI KAVRAM, GÖRÜNTÜ, İZLENİM.
T. : mana İng.: meaning, sense, signification Fr.: sens, signification Alm.: Bedeutung, Sinn
Bir kelimenin veya bir sözün anlattığı fikir. Anlam türlü bakımlardan sınıflara ayrılır: GEÇER ANLAM (S. usuel) ve UĞRAMA ANLAM (S. occasionnel) ; YALIN ve KARMAŞIK ANLAM (S. Simple, S. complexe) ; TEMEL VE KATKIN ANLAM (S. fondamental, S. accessoire) ; İLKEL ve TÜREME ANLAM (S. primitif, S. dérivé) ; SOMUT VE SOYUT ANLAM (S. Concret, S. abstrait) ; ÖZ VE MECAZ ANLAM (S. propre, S. figuré).
T. : mâna Fr.: sens dilbilimci hem de bir filozof olarak bilinen Chomsky tarafından dikkat çekilmiştir. O, dilin sesli ve dış dünyayla bağlantılı olan tarafını “haricileştirilmiş dil” (externalized language), zihinle ilgili olan tasarlama aşamasını da “dahilileştirilmiş dil” (internalized language) olarak isimlendirir.

ANLAM BİLİM:
(ing. Semantik) almn.Semantik, Frnsz.Sémantique: anlamları inceleyen bilimdir.nlam, dilbilim bağlamında söylemlerin ve yazılı metinlerin zihindeki çağrışımları olarak tanımlanabilir. Ancak bu tanım çoğunlukla eksiktir. Çünkü birçok kaynakta değişik tanımlamalar mevcuttur. Anlam bir bakıma niyet, değer, bilgi vb. pekçok kavramı karşılayan bir terim olarak karşımıza çıkmaktadır.Bir başka deyişle göstergelerin anlamlarının ait olduğu bilim veya teoriye anlambilim veya semantik denir.

Anlam Daralması
ng.Narrowing of meaning,almn.Verengung der Sinne,frnsz.Rétrécissement de sens : Sözcükler, anlamda daralma ya da genişleme yoluyla başka bir anlama geçerek yan anlamlar kazanabilir.
Sözcüğün eskiden anlattığı şeyin ancak bir bölümünü, bir türünü anlatır duruma gelmesine anlam daralması denir.Yemiş sözcüğünün yaş, kuru tüm yemişleri karşılayan kavram alanından sadece incir anlamına daralması gibi.
Sözgelimi "oğul" sözcüğü başlangıçta kız ve erkek anlamlarını içerirken sonradan yalnızca erkek çocukları için kullanılarak anlam daralmasına uğramıştır.
"Erik" sözcüğü, şeftali, kayısı, zerdali anlamını içerirken, sonradan bir tür meyve için kullanılarak anlam daralmasına uğramıştır.
Anlam Genişlemesi :ing. Extension of Meaning, ing.semantic extension, almn.Erweiterung der Bedeutung, frnsz.Extension de sens: Bir varlığın bir türünü ya da tekini anlatan, kullanım alanları dar olan şeyleri gösteren sözcüklerin zamanla o varlığın bütün türlerini birden anlatır duruma gelmesine anlam genişlemesi denir. Örneğin ; "alan" sözcüğü, "düz ve açık yer" anlamını içerirken anlam genişlemesine uğrayarak "iş, meslek, araştırma-inceleme" anlamlarını da kazanmıştır.
Anlam kapsamı dar olan bir sözcüğün anlam kapsamının genişlemesi. Terkos sözcüğünün göl adı anlamından genişleyerek evlerdeki içme suyunu da karşılar hale gelmesi. Sözcüklerin zamanla yan anlamlar kazanması da anlam genişlemesidir.

ANLAM İYİLEŞMESİ :
İNG.amelioration,meaning healing :  Temel anlamı daha kötü anlamı olan bir kelimenin daha iyi bir anlam kazanması, kötü anlamından dah iyi bir anlamda kullanılıyor hale gelmesi. Huysuz , edepsiz, kavgacı, hır çıkaran anlamındaki Yavuz sözcüğünün bahadır , yiğit anlamına dönüşmesi . anlam yücelmesine örnektir.
İyinin zıt anlamlısı yaman kelimesi, güçlü becerikli anlamına yüceleşmiştir.

Anlam Kayması : i
ng. Meaning Shift,Bakınız : Başka Anlama Geçiş.

ANLAM KÖTÜLEŞMESİ:
Temel anlamı olumlu olan bir sözcüğün temel anlamından daha kötü bir anlama dönüşmesidir.

ARA ÜNL
Ü :( bkz, Ünlü türemesi, Yardımcı ünlü)  ing.abnormal vowel |: kökün yapsında olmayan ve çekim eki yada , yapım eki görevleri de olmayan sadece söyleyiş kolaylığı yaratan bir seslinin yardımcı bir ünlü vazifesinde kök ve ekler arasında türemesidir. Yor şimdiki zaman eki ile kök arasında , sessiz ile biten sessiz ile başlayan kök ve ekler arasında türer:  yap ( ı ) - yor, koş ( u ) -yor,

AŞINMA
. ing.WEAR, almn.wear, frnsz.PORTER.: Ayrı sözcüklerde karşılaşan ünlü harf¬lerden birinin düşmesi: karaca(0) ğlan- Karaç'oğlan, Cuma —ertesi (cumartesi), kahve—altı (kahvaltı) vb.

ARASÖZ
. ing.,Digressions,almn.Abschweifungen,Frnsz.Digressions: Konunun iyi anlaşılması için tümce, arasına alınan açıklayıcı söz: «  Ali- istemeyerek de olsa- kitapları teslim etti.»

ARATÜMCE
. ing.Search phrase, almn.Suchphrase,Frnsz,Phrase de recherche: Konunun iyi anlaşılması için tümce arasına alınan açıklayıcı tümce: «Babası oğluna  son aldığı romanın— Hugo'nun Sefilleri'indeki karakterlerin özelliklerini— tip ve karakter analizlerini  yaptırtıyor»
Argo : ing. Slang,almn.Slang, frnsz.Argot : Genel dilin sözcüklerine yan anlamlar kazandırarak genel dilden ayrılan, bir meslek ya da topluluk arasında kullanılan özel dile argo denir. Argo, tek sözcükten oluşabileceği gibi söz öbekleri ve deyimlerden de oluşabilir. Örnek :
Okutmak (elden çıkarıp - satmak)
racon (adet - usül)
şabanlık (aptallık - sersemlik)
keklemek (kandırmak - aldatmak)

AYRILMA DURUMU
( Bkz- çıkma, uzaklaşma hali: DATİF EKİ : Eklendiği kelimeyi dolaylı tümleç yapar; “çıkma, ayrılma, uzaklaşma” bildirir. İsmin ayrılma hâli, yani dolaylı tümleç, yükleme sorulan “nereden, kimden, neden” sorularının cevabıdır. okul-dan çıktı, ev-den ayrıldı, yurt-tan

AYRAÇ
(Parantez).Frnsz. Les parenthèses, Noktalama imlerinden biri. Görevleri : 1 — Tümce içinde geçen bir sözün açık¬lanmasını ya da başka bir dildeki karşılığını içine alır. Örneğin :
Ben o tarihte postanede (evrak dağıtım bölümünde) çalışan genç bir adam idim.
2. Piyeslerde kişilerin söz dışında nasıl davrana¬cakları ayraç içinde belirtilir. Örneğin:
Ayşe— (paravanın arakasına geçerek) Yangın var!

AYRI YAZILAN DE
: frnsz.Les parenthèses: Bağlaç olan da, de ayrı yazılır. Kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak ünlü uyumlarına uyar: Kızı da geldi gelini de. Durumu oğluna da bildirdi. Sen de mi kardeşim? Güç de olsa. Konuşur da konuşur.
UYARI : Ayrı yazılan da, de hiçbir zaman ta, te biçiminde yazılmaz.Ya sözüyle birlikte kullanılan da mutlaka ayrı yazılır: ya da.Da, de bağlacını kendisinden önceki kelimeden kesme ile ayırmak yanlıştır: Ayşe de geldi (Ayşe'de geldi değil).
( BKZ: https://www.edebiyadvesanatakademisi.com/yazim-ve-imla-kurallari/ayri-ve-bitisik-yazilan-de-ki-mi-ekve-kelimeleri-i.html )

AZLIK ÇOKLUK ZARFI
:ing.  adverb of quantity | Tr. ölçü belirteci, nicelik belirteci, azlık-çokluk zarfı: Bir sıfatın , bir eylemin, bir eylemsinin, başka bir zar fın anlamını azlık- çokluk açısından belirleyen, kısa rak sınırlayan zarflardır.Azlık-çokluk zarfı olarak kullanılan sözcüklerden ba zıları şunlardır:
Çok, pek, en, daha, kadar, pek çok, az çok, biraz, fazla, azıcık...

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar