Dime kim yârda yok cevr ü cefâdan gayrı
Ne dilersen bulınur mihr ü vefâdan gayrı
Beni aglan beni kim üstüme gelmez ölicek
Bir avuç toprak atar bâd-ı sabâdan gayrı
Elif-i kâmetün ile kaşuna râ diyeli
Gönlümi egleyimez kimse bu râdan gayrı
Hatt u hâlün elemi yitmedi mi gönlüme kim
Çeke hicr âteşini bunca belâdan gayrı
Ne garaz eyleye uşşâk visâlün var iken
Ne murâd eyleye bîmâr devâdan gayrı
Dûd-ı âhum ne aceb göklere tutsa yüzini
Âşıkun kimisi var ola Hudâdan gayrı
Yüzine tutsa Necâtî ne aceb haclet elin
Nesi var yüze gelür dest-i du‘âdan gayrı
(Tarlan 1963: 520-521).
Not : Fuzuli'nin "Hasılım yoh ser-i gûyunda belâdan gayrı " adlı gazeli Necati'nin bu gazeline yazılmış olan bir naziredir.