Dört Temel Can Sıvısı Ahlât-ı Erbaa Dört Hılt
AHLÂT-I ERBAA
İnsan bedeninde insanın canlılık fonksiyonlarını temellendiren dört hılt yani “ bir şeye karışmış olan insanın biyolojik, ahlâkî ve psikolojik fonksiyonlarını etkileyen dört sıvıdır. Bu dört sıvı ise safra, kan, sevda ve balgam olarak düşünülmüştür.
Ahlat – Erba İslam ansiklopedisi : “Antikçağ ve Ortaçağ’da insanın biyolojik, ahlâkî ve psikolojik fonksiyonlarını etkilediği kabul edilen dört sıvı madde.”[1] Şeklinde açıklamış, M. Talat Onay ise , “bir şeye karışmış dört hılt, sevda, safra, dem ve balgam olarak izah etmiştir.”[2]
Eskilerin inançlarına göre hastalıklar bu dört sıvıdan birinin diğerine galebe çalmasından baskın çıkmasından, birinin diğerinin dengesini bozarak birinin kirlenmesinden ortaya çıkmaktadır. Eski tıbba göre, kan, balgam, safra ve sarı safranın insan vücudunda dengeli olması gerekir eğer bunlardan birisi kirlenirse veya hasta bu hıltlerden birinin kirlenmesine maruz kalmışsa hastalanmış demektir.
Antik Mısırlı hekimler, bünyedeki kan, balgam, kara safra ve sarı safranın kirlenmesini hastalık nedeni olarak düşünmüşler tedavilerini kirlenmiş bu sıvıların t boşaltılması (kan almak, müshil vermek vb.) ile düzelebileceği yolunda düşünmüşlerdir. Ahlat nazariyesini ise Hipokrat geliştirmiş bu anlayış XIX. yüzyıla kadar tesirini sürdürmüştür. [3] Bu teze göre sağlık vücuttaki sıvıların dengede oluşu, hastalık ise bu dengenin bozulması şeklinde düşünülmüştür.
Eski tabiplere göre bu dört sıvı ve onlara nisbet edilen sıcaklık, soğukluk, kuruluk ve yaşlık şeklindeki nitelikler, İslâm dünyasında mizaç teorilerinin geliştirilmesine yol açmıştır. Demevî (sanguin), balgamî (flegmatique), safravî (colerique) ve sevdâî (mélancolique”[4] Bu dört sıvının vucuttaki baskınlıkları veya kirlenmeleri p sikolojik tiplemeler yanı sıra, mahrur (sıcak tabiatlı), mebrûd (soğuk tabiatlı), yâbis (kuru tabiatlı) ve mertub (yaş tabiatlı) şeklinde dört niteliğe dayalı karakter oluşturmuştur.[5]
Safra: Kara ve sarı safra öd kesesindeki maidir. Öd kesesinde bulunan sarı veya mavi renkli sıvıdır. Safravi ise mizacında safra galip gelen kişidir. Bu kişilerin gözükararır,başı döner., yüzü ve gözü sararır.
Balgam: Boğazda hasıl olan cerahat ve kirlenmedir. Balgami ise mizacında balgam hıltı etken olan kişidir.
Dem : Kan demektir. Demevi ise kanı çok olan kanı diğer hıltlerine gelip gelen kişidir.
Sevda: arzu, tamah, hırs ve aşk gibi illetlere tutulmuş olan mizacında bunlar galip gelmiş olan kişidir. Bu illet insanda ortaya çıkınca gama düşer, sıkıntılı olur, bazan de kendini telef eder, yok eder.
Bu eski düşünceye göre hastalık bu sıvılardan birisinin diğerine galip gelmesi ile ortaya çıkmaktadır. Bu dört sıvı bir diğerine baskın gelince ortaya çıkar, bu hastalıklardan kendisini koruyan durum ise mizaçtır. Ahlat-ı Erbaa sı yerinde ve dengeli olma durumu sıhhati ve mizacı ifade eder.
Ahlat-ı erba inancı edebiyatımızda çok kullanılmış, divan şiirinin başlıca malzemelerinden birisi olmuştur. Edebiyata bu hıltların her biri ayrı ayrı mazmunlar halinde kullanılmıştır.
Hamdü lillah ki mizacında veliyyy-i niamın
İ’tidal oldu bedidâr u tagayyür nâbûd Sünbüzade Vehbi
Şükürler olsun ki velinimetimizin ahlat-ı erbası dengeye geldi yani sıhhat buldu. Şimdi bütün hıltlarda itidal baş gösterdi. [6]
KAYNAKÇA
[1] Ayşegül Demirhan Erdemir, AHLÂT-ı ERBA, TDV İA, cilt: 02; sayfa: 24
[2] A Talat Onay, Edebiyatımızda Terimler, MEB, İstanbul, 1996 shf 91
[3] Ayşegül Demirhan Erdemir, AHLÂT-ı ERBA, TDV İA, cilt: 02; sayfa: 24
[4] Ayşegül Demirhan Erdemir, AHLÂT-ı ERBA, TDV İA, cilt: 02; sayfa: 24
[5] İhvân-ı Safâ, Resâil, Beyrut 1376-77/1957
[6] A Talat Onay, Edebiyatımızda Terimler, MEB, İstanbul, 1996 shf 91