DOSTA SELAM DİZELER

05.04.2017

DOSTA SELAM DİZELER
 
Önsözü gözyaşı
sonsözü gözyaşı
unutulmuş acılar kitabıyız biz
Aynalar kırılır an be an içimizde
ama ne acı
kanamaz hiçbir yanımız
Ne şarkılar eskir dudaklarımızda
ne elimizde eşyalar          
Kaybolan yüzler albümüdür gönlümüz
gidenlerin bir daha dönmediği
Tutunmak için insana yeniden
sarıp ağyar gönüllerde yaralarımızı
çıkalım hüzn ü Yusuf kuyularımızdan
 
Bir ulu nazarla d/okunmuşken dostluğumuz
ihtişamla geçerdi her karınca önümüzden
Buğday tanesi
çekirge bacağı
Süleyman’dan hikayeler
ve anlamlar taşırdı
yükünden ve kendinden ağır
…….. unuttuk
Şimdi
‘‘karıncayı ‘bile’ incitmeyiz’’ sözde
ama incinir k/arınca bu kibirli söyleyişten
bilir ki bir değeri yok artık g/özde
 
Zil takıp ayaklarımıza yürüsek
kaldırır mı başını topraktan börtü böcek
Kıralım kalbimizin kilitlerini yerinden
yaşamaya dursunlar bizde yeniden
Bir yudum suyla kanarken iki dünyaya
bardağımızı öpmeyi unutalı
bıçaklar hem ekmeği
hem dostlukları kesti
Tahtacılar unutmuşlarsa
baltalarını saklamayı
ya dostluklar tam olsun
yatalım bıçaklara İsmailce
ya da vurulsun bıçaklar taşa
bilenmesin kurbanlar önünde delice
 
Kan gülünden bir yürek devşirip göğüslere
aşmak için gönül d/ağını
geçelim yaralarımızla tuz göllerini
ateş denizlerini
Gidelim kalbistana
bütün dostluklar dile gelsin
zerreden güneşe kadar
bütün aykırılıklar mümkün olsun
Bedence konuşulan çağa inat
şerbet içisin kelimeler
bal damlasın dudaklardan
Kardeşlik kanda değil canda olsun
ahde vefayı unutanlar özünü d/arda bulsun
 
Hava aynı toprak aynı su aynı
dünyası çıkmış çivilere döndük
sesimiz ç/alınırken uçurumlarda
yok bizi çakıldığımız yerden çekecek bir el
Uzayıp gidiyor içimizde bir yalın yürüyüş
düşünce zindanımıza ötelerden o ışık
sevgi kuşatması ve bir dostluk şehrayiniyle
Peygamber ve şu mağara dostu
bir yatak ve paylaşılan bir ölüm
titretir içimizin en soğuk köşelerini         
Ne gölge ne ateş ne de filozofun ideası
kapamış gönlüyle dost mağara deliklerini
kutlu Nebi uyanık uykusunda Ebu Bekir’e emanet
kardeşlik duasında yatağında Şah-ı Velayet
sade bir gerçeklik var ortada
büyüyor sonsuzlukta dostluğa o şahadet
 
Emanet büyüdün
emanetler büyüttün ey Resul
Tutuşmasa da kanatlarımız aşktan
bir kuş taziyesinden dönüşün
diriltir içimizdeki bütün ölü kuşları
Sarar dost sesin uzak asırlardan
gözlerimizdeki Burkina Faso yetimliğini
 
Arakan mazlumluğunu
Ellerin aralarken birlik kapılarını
toplarsın bir dua burcunda milyonları
Biliriz
gözden uzak gözyaşını silensin
dile bile dökmeden derdimizi bilensin
 
İnsan bir yürek kanaması
soluyor mahzenlerde kimsesiz gülüşleri
Değse yüreğinin burçlarına bir sıcak ses
çiçekler suyla bahçeler yağmurla buluşacak
güneş düşecek zindanlarına
Bir gülün açılışını duyacak ruhunda
sesi kısılmış türkü
şen şakrak şarkı olacak insan
Kelime su, kelime ırmak, kelimeler bulut
dönmüyorsa içimizde paslı kilitler
yaşamak için el ele
açsın gönül kapılarını kelimeler
Kırarak topraktan aynaları
ayaklar altında bir bir        
bozalım şu büyüyü yıkılsın arada kibir
bulmak için insanın yüzünde yüzümüzü
düşelim yollara
gidelim dost illerine

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Seferi (Nurcan Bedir Ören)

Seferi (Nurcan Bedir Ören)

7 years ago

"Karıncayı bile incitmez" sözü karıncayı incitirmiş. Boyutunun bize göre küçük oluşu, onu küçük görmemize sebep değilmiş. Gönlünüze sağlık...

Sebahattin Günday

Sebahattin Günday

7 years ago

@sebahattingunday408 | Teşekkürler...