Sırtını dayayacağın, yeri geldi mi sırtında taşıyacağın ciğer parçasıdır dost. İki lafın belini bahane ederek çaylarımızı yudumlayacağımız, huzur sokağıdır. En güzel duraklarda en güzel yoldaşlarımızdır. En güzel duraklardan birisidir de aynı zamanda, bu huzurlu gönlün sofrası, dost sofrası.. Yiyip içmekten kasıt değil bu sofra, gönlünü açıp muhabbetin kurulu olduğu, çayın demsizinin bile hoş be hoş koktuğu gönül sofrası, dostlar meclisi.. Dost, gönül dilinin bir olduğu kişilerle kurulabilen bir kavramdır. İki gönlün birbiriyle konuşmadan anlaşmaları ile kurulur... Farkında olmadan büyür de büyür... Ruhlar aleminde tanışmış gibi daha önce konuşmuşsun gibi, o kişiyle farklı bir bağ kurulmuş gibi.. İşte bu kavram lügatta dost kelimesine isabettir. Varlığının bile iyi geldiği, konuşulmadan derinliklerinde ki acıların paylaşılabildiği, eşsiz bir tanımdır : Dost.. Dost elinin sırtına dokunması bile güven verdiği, ona dayandığında gönlünün ferahlamasıydı, bu dostluk güzelliği.. Dostluk kavramını, insan ile sınırlamamak gerekir. Çok geniş anlamlara gelebilen dost tanımı, bazıları için belki bir kitaptır.. Çayını yudumlarken her sayfasında farklı hissettirebilen, duygudan duyguya sürükleyen, farklı mana kazandıran benliğe, sıcacık saran anlatımıyla, hikayesi ile göz dolduran veyahut kalbi gülümsettirebilen samimi bir dosttur.. Kimileri içinse belki bir hayvan... Bir at mesela, dokundukça kuvvet bulunan, asil bir dost işte... Herkes için ise dost, asıl dost, gerçek dost, Allah(c.c) değil midir neticede! Düşünce dayandığın, sevindiğinde kalbinle şükür ile andığın, her şeyin sahibi, gönüllerin efendisi, en güzel dost.. Düşkünlerin, yalnızların, çaresizlerin, mazlumların, düşenin, eziyet görenin, yetimin, öksüzün, zenginin, fakirin, kalbi imanla dolu Allah'a Halis kul olanların, olmaya çalışanların, bu yolda olanların, hakiki dostudur Allah. Allah' ta bu yolda, Rahmana doğru olan bu yolculukta, bu gayede bu yola düşenlerin de, Allah'ın rızası için tüm fedakarlığı yapanların da, gayret içerisinde olanların da dostların en güzeli dosttur işte.
Madem o bize dosttur. O dost ise her şey dosttur. Her şey onun kudretiyle değil mi? Her lisanı hal onun ismi ile hareket ediyorsa şayet onun dostluğu her şeyin dostluğudur bizlere.
Dost ile aynı kökten türeyen dostluğun olmazlar olmazı; vefaya gelince ise ; vefasız biri dostluğun gayesinden bir haber değil midir sahi? Vefalı bir insanın yaradanına olan vefası ise kulluğunu, halis bir niyetle yapmaya çalışmaktır. Yolda olmaktır, yola vefalı olmaktır, yoldakilere vefalı olmaktır, yolun sahibine vefalı olmaktır. Böyle bir insan nasıl olur da Rabbine dost olmasın! Rabbi nasıl kuluna sırt çevirsin, dost olmasın böyle bir kuluna..