Dublaj Nedir
Dublaj Kökeni ve Sözlük Anlamları
Türkçeye dublaj olarak geçen bu sözcüğün kökeni Fransızca “ doublage “ kelimesidir. Bu kelime dilimizde “çekilmiş bir filmi sonradan seslendirme, yabancı dilde çekilmiş bir filmi yerli dile çevirme” işi olarak tarif edilebilir.
TDK Sözlükleri bu kelimeyi “Görüntülerle birlikte saptanmamış konuşmaların, sonradan, filmin görüntüleriyle eşzamanlı olarak seslendirme yoluyla filme katılması” olarak tarif etmiştir.
Dublaj, yabancı dilde çevrilmiş ve seslendirilmiş filmlerde ki diyalogların başka bir dile çevrilmesi işi. Yabancı veya sessiz filmi sözlendirme, sesli hale getirme işlemidir. TDK bu terim yerine seslendirme sözcüğünü önermiştir. Şu halde Fransızca kökenli bir sözcük olan dublaj sözcüğünün Türkçedeki karşılığı sözlendirme veya seslendirmedir.
Bir başka ve daha kapsamlı bir şekilde tarif edilecek olursa : “Sinema veya televizyonculukta; film, dizi, belgesel gibi çeşitli eserlerdeki ses veya seslerin, yeniden üzerine okunarak, genellikle dudak hareketleriyle senkronize olmasına özen gösterilen ses kayıt işlemine “ denir.
Dublajın - Seslendirmenin - Özellikleri
Dublaj işlemlerinde yapılan şey yabancı dildeki konumları başka dile çevirmekten ibaret değildir. Filme eklenen müzik ve efektler de dublaj yapma işlemlerinin bir diğer parçasıdır. Dublaj gösterimde yer alan konuşmaların, müziklerin ve ses efektlerinin stüdyo ortamında oluşturularak gösterime monte edilmesi işidir. Kısaca dublaj: yabancı film ve dizilerdeki konuşmaların başka dile çevrilmesi ve stüdyoda hazırlanan müzik ve ses efektleri ile ve seslendirilen konuşma metinlerinin filme montaj edilme işlemidir.
Dublaj kelimesi Cumhuriyetin ilk yıllarında dilimize girmiş, film endüstrisi sayesinde dublajcı ve dublajcılık kelimeleri de dilimize girmiştir.
Fakat TDK Türkçeyi sadeleştirmek çalışmaları sonucunda TDK dublaj kelimesine karşılık olarak “sözlendirme” ve “seslendirme” kelimesi önermiş, bu sayede seslendirme kelimesi dublajın yerine tercih edilmiştir. Buna bağlı olarak da dublâjcı ve dublâjcılık kelimeleri yerine seslendirici ve seslendiricilik kelimeleri kullanılır hale gelmiştir.
Türkiye’de seslendirme 1932 yılında “Bir Millet Uyanıyor” filmiyle başlamıştır.