karanlık
ve aydınlığın gül yüzü
dünyalar kadar zindanın
oda duvarında asılı cenin
bir damla suda ruh
suya can üflendi
benden habersiz
var ile tanıştı tenim
ana rahminde ışık bekleyen bir yol
o benim.
dokuz ay, bilemedin onbeş ekle
arsızlığıma
KÜN denildi kulak zarıma gaipten
umudum sütten ak
düştük alemin çığırtkanlığına
avaz avaz
daha ilk nefeste gün yüzünü boğdum
ve doğdum.
masumiyetim
katık oldu canavarların yıldönümlerine
bir hengamedir gitti sürüyle hayatım
henüz ellerim pamukken taşlaştım
ve çöktüm
ne bir adım ileri
ne de azdan az biraz çoktum
birileri yanımda bahar kokladı
duydum
ben çocuktum.
sere serpe uzadıkça düşler
daha bir hazla tuttum acının yanağından
nasırlaştıkça yüreğim
ateş yakmaz oldukça yangınımı
daha bir dokundum çaresizliğime
med cezirlerim sıklaştı
volkanımda ritim tuttu
patlamalarım
yoksun (lara) varım dedim
varamadım
bir boşluğa habire dadandım
ama adamdım.
hiç görmediğim güller
solarken renklerinde
gün batımına ağıtlar yaktığımı
duymasada seher yeli
bir şiir yapıştıramasam da
özlemlerime
veya bir veda uzatamasamda
rüyalarıma
özür dilerim hayat
yaşanabilirliğini böldüm
dün geldim
bugün öldüm
Şahamettin Kuzucular
8 years ago
Mustafa Kutlu
8 years ago
Ozan Emin
8 years ago
Mustafa Kutlu
8 years ago