22.07.2020
İnsanları
ayrıştırmak ötekileştirmek o kadar kolay ki! birleştirip kaynaştırmak zor bir
iştir. Karşındakini bir kere kırdın incittin mi onun gönlünü almak çok meşakkat
ister. Bende hayatımda ötekileştirmeye gittiğim oldu mu diye düşündüm. Bir iki
örnekle yanlışımdan nasıl döndüğümü dile getirip konumuzun özüne geçeceğim.
Kendim bir
Yörük çocuğu olduğum için İki bin yılından sonraki yıllarda Yörük faaliyetleri
içinde bulunuyor etkinliklere katkı sağlıyordum. İki bin beş yılında
gazeteciliğe başlayınca cebimden para harcayıp o şölen senin bu şenlik benim
koşmaya başladım. Bu süreç içinde fazla etkileşimden dolayı herkesin Yörük
olması gerekirmiş gibi tanıştığım insanlara siz hangi Yörük’sünüz sorusunu
yöneltiyordum. Bir gün tanıdığım birinin
kardeşinin eşi hanım efendiye siz hangi Yörük’sünüz sorusunu yönelttim. Kendisinin
Yörük olmadığını Roman olduğunu dile getirince ben yanlışımı anladım ve çok
utandım.
Koskocaman
Türkiye ailesinin bize yakın olanını bizden sayıp ötesini ötekileştirmek yanlıştır.
Bu topraklar üzerinde yaşayan herkesin bir biri ile sosyal, kültürel, din, dil
hatta akrabalık bağları ayrıştırılamayacak kadar bir birine girmiştir. Büyük
güç olmak için dağılarak ayrışarak değil birleşip kaynaşmak gerekir. Bir
memleketin kalkınmasının ve insanlarının mutlu olmasının yegâne çözümü bir
birimizi sevmektir.
Sevgi demişken
birde uluslararası sevgiye sıçramaya ne dersiniz?
Her hangi bir
partili değil, Orta Asya’dan gelen Milli duygularımın etkisiyle bazen ruhum
aşırı çalkalanmadan edemiyor. Bazen Türk milletinin tüm ırklardan üstün olduğu
gibi bir düşünceye giderken başka
ırklar ile kardeşçe yaşamalıyız ile düşüncemi bitiriyordum. Evleneceğim kız
akraba, olmadı Yörük, olmadı illaki Türk olacak derken…
İki bin on sekizin başlarında Tunuslu Arap bir kız bana ilan-ı
aşk edip sevgilim oldu. Bu sefer başka bir ırktan biriyle sevgili olmakta bir
sakıncama görmedim. Birden koyduğum sınırlar ortadan kalkıverdi. Sanki ne arada
mesafeler ne devlet sınırları vardı.
Anladım ki Dünya ailesinin fertleri ile kardeşçe yaşasak bu
dünyayı cennete çevireceğiz. Dünya ailesi olarak silahlara harcadığımız yani
insan öldürmek için harcadığımız paraları insanları yaşatmak için kullanacaktık.
Bakın minnacık bir virüsle dünya ailesinin fertleri baş edemeyip çaresizliklere
sürükledi.
Artık aklımızı başımıza alıp Mustafa Kemal Atatürk’ünde
dediği gibi "Yurtta sulh, cihanda sulh" düsturu
ile dünyayı cennete çevirmeye ne dersiniz?
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın
Ezgi KUZUCULAR
4 years ago
Esa
4 years ago