DÜŞ-TÜ

26.12.2016
Bu korkunç bekleyişten yüreğim zâra düştü.
Kabul görmedi sevdam; belki nazara düştü.

İçin için kemirdi gururumu nefretim,
Değersiz bir mal gibi yürek pazara düştü.

Lakin seni silmedi gözyaşımdan bu sevda;
Sen bahtiyar ol diye gönül bîzara düştü.

Dikenler acıtmasın diye narin elini,
Sana gülleri sundu; kendisi hâra düştü.

Vuslatını terk etti; sana kavuşmak için,
Gönül, hasret denilen derin mezara düştü.

Yalnız dost ağlamadı bu garibin haline,
Tasası hem ahbaba, hem de ağyara düştü.

Leyla dağında sustu Mecnun'un intizarı;
Çöllerin ortasında gönül avara düştü.

Mevsimler gelip geçti sen gelmedin ey güzel;
Yine mi visal vakti başka bahara düştü?

Aşkın mahkemesinde cellâdım oldu canan.
Ne garip, kalemimi kırmak o yâra düştü.

Anladım, gayri ölüm visalime haberci;
Seni mujdelemenin vebali dâra düştü.
Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da