27.05.2020
Mahlası olmalı mıydı yitip giden
hevesin ve şiirin?
Hani düş pınarlarında yıkanan ümitler
Belki de boyu çeken bir umut bulutuna
Serpilen nice mizansen
Ve mozaik gölgeler
Elbet şah damarından yakın iman
Şiirin kürediği her yürek ve liman…
Doyumsuz sözcükler dolgun gecede boy
veren
Ne sır kalır geride ne methiye
Öykündüğümüz tümden gelen coşku
Aşkın da neşriyatı elbet tüten hüzün
Benzi soluk aşka kükreyen her hecede
Soluksuz misafir bağdaş kurup da
imgeye.
Tevekkül yüklü bir minval
Ve göğün katmanlarında
Suyolunda kırılan su testisinden
taşan her hece
Elbet kayıt altına aldık ömrü de günü
de
Bukalemun üzünçler istifli madem
Kıyama durmamak ne kelime?
Hatırına yolların
Yol verdiğimiz dünün de tutuk nutku
Künyemizde işaretli şeceresi ufkun
Karambole gitse de ömür
Devasa yalnızlığı bölen sevgiye dair
her yüküm.
Yaşlı kuşlar ve yaslı kırlangıç
Göğe döşek seren kalem
Elbet minvali askıda bir özlem şiirin
kokusu
Titrek sesi de değil matemin
Bilakis serildiğimiz ümit bahçesi.
Mintanı kirli değil düşlerin
Düşlere bata çıkan azığa aldığımız
geminin de
Dümeni alamadı gözlerini
Azgın dalgalardan düşen payımıza nice
hediye
Gün yüzlü bir ömür dilerken
Sandalımız su alsa da
Hala batmadığımız değil mi ki tek
gerçek
Duygular fora o zaman
Önünü alamadığımız bahtın rüzgârına
Damlattığımız her içten gözyaşı
Elbet buzları eriten sevgi niyetine
Harmanladığımız bir hüzün ki
Dönüşü yok aldığımız bunca yolun.
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın