25.05.2011
Opera, baştan sona bestelenmiş, sololu, korolu, orkestralı sahne oyunudur.
Oyuncuların her şeyi şarkıyla anlattığı oyunun metnine "libretto" denir. Oyun süresinin çoğunu sözlü bölümler oluşturur. Sözler, konunun akışına göre belli başlı şu müzik türleri içinde bestelenir: Arya bir kişinin duygu ve düşüncelerini yansıtır. Düet, terzet, kuartet, kentet vb iki, üç, dört ve beş kişinin duygu, düşünce ve konuşmalarını iletir. Resıtatif kişilerin sözlerini konuşurcasına bir-şarkıyla söyledikleri bölümdür. Koro ise oyundaki kamu vicdanının sesini ortaya koyar. Bunların dışında oyun başlarken genellikle bir giriş parçasına (uvertür) ve oyun içinde yer yer orkestra bölümleri ya da geçitleri gibi çalgısal bölümlere yer verilir. Bazı operalarda bale sahneleri de bulunur. Operalarda bütün bu müzik tür ye biçimleri genellikle ayn parçalar olarak arka arkaya gelir. Ama bazılarında (örn. Richard Wagner'inkiler) müzik bir perde boyunca kesintisiz sürer.
Opera, rönesans dönemindeki Milanolu Medici'nin "öyle bir sanat yaratın ki içinde bütün sanatlar olsun" şeklindeki talebi üzerine, o dönemin ünlü sanatçıları tarafından yaratılmıştır.
Operet, olayları gülünç ve toplumsal, siyasal yergi öğeleri içererek anlatanm müzikal sahne oyunudur.
Dünya'da operet
Olay ve kişilerin özelliklerinin sınırı çok belirgin olmadığından opera komikle ayrımını çizmek zordur. Operet, Fransa'da İkinci İmparatorluk boyunca Paris'te çok tutulan bir eğlenceydi. En önemli temsilcisi J. Offenbach'dır. Viyana'da 1870'lerde daha duygusal ve sıcak melodikliğe dayanan yeni bir operet tipi ortaya çıktı. Bu okulun temsilcisi J. Strauss (oğul), F. von Suppe ve K. Millöcker'dir. Giderek yergisel özelliğini yitiren operet, yumuşak müziğiyle müzikal komediye dönüştü. Viyana'da F. Lehar, O. Straus bu türde eserler verdiler.
Türkiye'de operet
Operet, Türkiye'de 19. yüzyı'ın ikinci yarısı ve 20. yüzyıl'ın ilk yarısında yaygın bir tür oldu. Operet besteleyen ilk müzikçi Dikran Çuhacıyan Efendi oldu. Özellikle Leblebici Horhor operetiyle yaygın bir ün kazandı. İsmail Hakkı Bey, doğu müziği sistemleri içinde operetler besteledi. Daha sonra Dr. Suphi Ezgi, Hasan Ferit Alnar, Muhlis Sabahattin Ezgi, Cemal Reşit Rey bu türden ürünler verdiler.
Bir kimsenin kendi hayatını yazdığı eser. Biçim ve içeriğiyle bir edebi değer taşımalıdır.
Sekiz mısralı bir nazım şekli. Önce İtalyan edebiyatında kullanılmış, sonra Fransız edebiyatında, buradan da Türk edebiyatına geçmiştir. Batı edebiyatında kafiye şeması, abababcc’dir. Bu şema bizde değişikliğe uğrayarak ababcccb şeklini almıştır. Aabbccdc şekli de görülür. Bu nazım şekli lirik tür için elverişlidir. Ottova Rima’yı edebiyatımızda daha çok Abdülhak Hamid kullanmıştır. Örnek:
(MAKBER’den)
Bu makberdir o bâba makdem,Baksı, şam, kaman , halk ozanı , halk şairi .. Kopuzla türkü söyleyen en eski Türk şairleri. Osmanlı döneminde halk şairleri için kullanılırdı. Âşık sözünün karşılığı olduğu gibi meddah anlamını da taşıyordu. Ozanların toplumda önemli yerleri vardı. Beylerin huzurunda, dini törenlerde, elindeki kopuzunu çalarak kahramanlık destanları okurlar, halk arasında kıssa söylerlerdi. Memluk ordusunun mızıka takımında ozan denilen çalgıcılar olduğu tarihi kaynaklarda yazar. Selçuklularda da benzer durum görülür.
Eserin niçin ve ne amaçla yazıldığını belirtmek için kitabın başına eklenen yazı. Bu bölümde yazar ya kitabın özetini verir veya hangi nedenle yazdığını açıklar. Eskiden, “sebeb-i telif-i kitab” (Kitabın yazılışının sebebi) sözü kullanılırdı. Tanzimat’tan sonra edebiyatçılar, mukaddeme başlığı altında yazdıkları önsözlerde edebiyat anlayışlarını belirleyici açıklamalar yaptı. Namık Kemal’in Celaleddin Harzemşah, Recaizade Mahmud Ekrem’in Zemzeme, Abdülhak Hamid Tarhan’ın Makber mukaddemeleri bunlardandır
Kaynaklar
İLGİLİ SAYFALAR
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın