Edebiyatımızda Tenkitçiler

19.03.2024

Edebiyatımızda Tenkitçiler


Eski edebiyatta tenkide ” haşiye, ta’likat, tefsir” “ilm-i nakd “ veya Fars edebiyatındaki kullanıldığı gibi “nakd-i edebî” şeklinde de ifade etmişlerdir. ” İlmi nakd “tabirini “nazmın kusurlarını bildiren ilm “anlamı ile kullanmışlardır. lm-i nakd ile meşgul olanlara ise nakkādi demişlerdir. Günümüzde tenkid yerine “ yorum, eleştir, inceleme, tahlil” sözcükleri de kullanılmaktadır. Tenkit kavramının Batı dillerindeki karşlığı “crituque “ kritiktir. Fransızca “analyse” ve Osmanlıca “tahlil” ile "şerh " sözcüğü de yeri geldigi zaman tenkit sözcüğü yerine kullanılabilinmiştir.

Türk edebiyatında tenkit türü ile alakalı olabilecek ilk eserler divan edebiyatında şairlerin vasıfları hakkında birkaç kelam eden şuara tezkireleridir.  Ancak şuara tezkireleri günümüzdeki tenkit anlayışından bir hayli uzak kalmıştır. Modern anlamı ile tenkid, konusuna hâkim bir münekkidin ( eleştirmen) eseri ve sahibini olumlu veya olumsuz her yönden nesnel bir şekilde değerlendirmesi olmaktadır.  Edebi tenkid, edebi teori ve kuramları iyi bilen bir münekkid tarafından edebi eseri ve sanatçısını tüm yönleri ile nesnel ve yansız olarak tahlil eden ve eleştiren inceleme olarak anlaşılır. [1] Eseri övmek veya aşağılamak amaçlı yapılan hiçbir çalışma edebi tenkit kapsamına giremez. Bu açılardan bakılınca şuara tezkireleri eseri veya şairini ilmi, edebi, dil, üslup, sanat açılarından tenkit etmekten ziyade şair ve eseri hakkında bilgi vermek ve tanıtmak amaçlıdır.

“Divan edebiyatında de tenkit benzeri, hiciv, yergi ve övgü türünde yazılar da yazılmıştır. Fakat bu yazılar sadece çok beğenme veya tamamen yere vurma veya alaya alma türünden objektif olmayan, münekkidin hissiyatıyla alakalı sadece övme veya yerme amaçlı” [2]yorumlar olduğundan çağdaş tenkit anlayışı ile tam olarak örtüşemez.

Edebiyatımızda batılı anlamı ile ilk tenkitler Tanzimat ile başlar. İlk münekkitler Şinâsi, Nâmık Kemal, Ziyâ Paşa, Recâizâde Mahmud Ekrem, Muallim Nâci, Beşir Fuad ile Ahmed Midhat Efendi’dir. Tanzimat döneminde ilk eleştiri Tasvir-i Efkâr ile Ceride-i Havadis arasında "Mesele-i Mebhûsatün anha" üzerine yapılan yazışmalar olmaktadır. Edebiyatımızdaki ilk muntazam tenkitler Namık Kemal’in, "Bahâr-ı Dâniş" ve "Mukaddime-i Celal" adlı yazıları ile Ziya Paşa’nın  i "Şiir ve İnşa” ile , "Harabat" adlı eserinin önsözündeki yazıları  olmaktadır. Şinasi, "Tercümân-ı Ahval" ve "Tasvir-i Efkâr"daki tenkit yazıları, Beşir Fuad ile Ahmed Midhat Efendi, Mizancı Murat, Nabi zade Nazım,  , İsmail Hakkı,Tanzimat Edebiyatının tenkit türünde eserler veren  tenkitçileri olmaktadır.

Recaizade Mahmut Ekrem'in "Talim-i Edebiyat” adlı yazısı, Recaizade ile Eihac İbrahim Efendi ve Muallim Naci arasında yapılan tartışmalar ve Zemzeme önsözü II. Kuşak Tanzimat edebiyatının kayda değer tenkitleri olmaktadır.


Çağdaş eleştirmenler;

  • Ahmet Haşim,
  • İsmail Habip Sevük 
  • Ahmet Hamdi Tanpınar
  • Nurullah Ataç
  • Yahya Kemal
  • Suut Kemal Yetkin
  • Asım Bezirci
  •  Fethi Naci
  • Sabahattin Eyüboğlu
  • Vedat Günyol
  • Mehmet Kaplan
  • Tahsin Yücel,
  • Murat Belge,
  • Orhan Burian,
  • Tahir Alangu,
  • Memet Fuat,
  • Mehmet Doğan,
  • Enis Batur,
  • Nihat Sami Banarlı,
  • Cemil Meriç,
  • Kenan Akyüz,
  • Melih Cevdet,
  • Orhan Şaik Gökyay,
  • Cevdet Kudret,
  • Agâh Sırrı,
  • Berna Moran,
  • Rauf Mutluay,
  • Yaşar Nabi,
  • Ahmet Oktay,
  • Atilla Özkırımlı,
  • Fuat Köprülü.

KAYNAKÇA

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar