EDEBİYATIMIZIN ÜSTADLARINDAN REFİK HALİT KARAY

11.01.2013

 

EDEBİYATIMIZIN ÜSTADLARINDAN REFİK HALİT KARAY

1888'de İstanbul'da dünyaya gelen ünlü yazarımız, Vezneciler'de Şemsü'l-Maarif ve Göztepe'de Taş Mektep'te öğrenim gördü. Sonraki yıllarda Özel dersler alan yazarımız Galatasaray Lisesi ve Hukuk Mektebi'ne girdiyse de devam edemeyerek yarıda bırakmak zorunda kaldı. Daha sonra iş hayatına atılan yazarımız Maliye Merkez Kalemi'ne katip olarak girdi. Daha okul sıralarında merak saldı edebiyata. İlk yazılarını 1908'de Servet-i Fünun'da yayınlayan yazarımız Servet-i Fünun ve Tercüman-ı Hakikat'te çalışmaya başladı. Sonra ‘’Son Havadis’’ adıyla bir gazete kurdu. 15 sayı yayımladı. Fecr-i Ati Topluluğu'na katıldı. 18 Temmuz 1965'te İstanbul'da yaşamını yitirdi.

 Refik Halit Karay kısa sürede edebiyat dünyasında tanınmaya başladı. ‘’Uzaktan uzağa Aşk-ı Memnu'daki hoppa ve züppe Behlül'ü andırır halleri" ilk yazılarıdır. Yakup Kadri'nin Nirvana adlı tek perdelik oyunu yayımladığı 1909 yılında Refik Halit Karay da Zend Avesta başlığı altında yazdığı bir dizi düz yazı ile dikkatleri üzerine çekti. Yakup Kadri, bu yazılar için şunları ifade etti: "Refik Halit Karay o yazılarında alışılmış nesir temlerinden hiç birine yer vermemekte, hep cansız şeylerden canlı varlıklar gibi bahsedip durmakta idi. Çok şahsiyetli bir üslubu da vardı ve bunda Edebiyatı Cedide'nin allı pullu süslerinden hiçbir iz gözükmüyordu. Refik Halit Karay bununla kalmıyor, gayet sade bir konuşma Türkçesiyle yazıyordu.

İttihat ve Terakki iktidarını eleştirdiği, gönderildiği sürgün yıllarında edindiği Anadolu İzlenimlerini dili getirdiği ‘’Memleket Hikayeleri'ni’’ Ziya Gökalp'ın yönettiği Yeni Mecmuada yayımladı. Bu öyküler, Millî Edebiyat ve Sade Lisan akımlarının genişletip benimsenmesinde önemli bir rol oynadı.

Gazeteciliğe hiç ara vermeyen Karay, yurt dışında gitmek zorunda kaldığı sürgün yıllarında ise Gurbet Hikayeleri'ni yazdı.

 Eserlerinde Türkçeyi çok iyi kullanan usta yazarımız Refik Halit Karay’ın Türk edebiyatında çok önemli bir yeri vardır. Türk edebiyatında ‘’Milli sanat’ın hikayedeki temsilcisi olarak adını edebiyatımıza altın harflerle yazdıran ender şahsiyetlerimizdendir.

  Usta yazarımız her şeyden önce, Türkiye Türkçesi’nin edebiyat dilimizde yerli, milli ve zevkli  bir kıvam kazanması yolunda  gerçek hizmeti dokunmuş usta hikayecilerimiz arasında sağlam yer edinmiş usta kalemlerimizden birisidir. Duru ve şeffaf yazı dili yirminci asrın Türkçesinin ‘’örnek dili’’ olabilecek derecede güzel ve sağlam bir temele sahiptir. 

Refik Halit Karay Türkçesinin halk hikayelerinde söyleniş güzelliği ve hikaye dili, eski halk hikayelerinden dede korkut dilini anımsatır. Refik Halit Karay kullandığı lisanı, onun en saf ve en gerçek kaynağından almış; ana dilimizin en güzel konuşulduğu yurt, ev aile Türkçesini kullanmış ve İstanbul ağzı ile de bütünleyip güzelleşen böyle bir Türkçeyi, kendi sanatkar ruhunun kıymetleriyle birleştirerek, meydana zengin, akıcı ve bilhassa her türlü yapmacıklardan uzak pürüzsüz bir sanat ve terennüm lisanı ortaya koydu.

Refik Halit Karay, edebiyatımızda ‘’kirpinin dedikleri ve Memleket Hikayeleri’’ isimli eserleriyle edebiyatımızda yerini sağlamlaştırdı ve usta yazar olma yolunda büyük yol kat etti.

 Refik Halit Karay, eserlerinde insanların Anadolu’daki  yaşamları dile getirilmiş. Anadolu’nun nasıl değiştiği, çağın manzarası, psikolojisi, mantığı, iç ve dış varlığı aktarmıştır.

Anadolu’yu tanıtan eserleri ile ismini duyurmuş, yergi ve mizah türündeki yazıları ile de ün yapmıştır. Gözleme dayanan eserlerinde, tasvirler, benzetmeler kullanarak, sade, akıcı dili, güçlü tekniği ile 20. yüzyıl romancıları arasında seçkin bir yere sahip olmuştur. Türkçeyi ustalıkla kullanan Refik Halit Karay, Türk Edebiyatı'na birçok başarılı eser kazandırdı.

 Refik Halit, eserlerinde memleketimizin ne kadar güzel ve çok kıymetli adeta paha biçilmez olduğunu dile getirirken, okuyanı derinden sarsan ve onların memleketlerine karşı sıla özlemlerini coşturan hikayelere yer verdi. Bu hikayelerin en güzel örneği ‘’Gurbet Hikayeleridir.’’ Refik Halit Karay eserlerinde halkın dili halkın yüzü olmaya çalışmış bunu da gayet iyi başardı. Memleket hikayelerinde sanki halkın arasına bir ayna koyarak halkın bütün yaşamını bütün çıplaklığıyla gözler önüne serdi. Refik Halit Karay ‘’Yatık Emine ‘’ hikayesiyle toplumun değer yargılarını ortaya koyarken ‘’Boz Eşek’’ ile  halk arasında dini yargıların ne denli cehalete dönüştüğünü vurguladı. Mekke’ye vakfedilen Boz Eşeği Mekke’ye ulaştırmak için bütün işini gücünü bırakan köylünün düştüğü trajikomik durumu sade bir dille anlattı. Gurbet Hikayeleri eseriyle sıla özlemini dile getirerek vatan hasreti çeken insanların dili oldu. Bunları anlatırken asla ve asla Türkçenin duruluğundan uzak kalmamış sade ve anlaşılır bir dille eserler vücuda getirmiştir.

 MURAT ÖLMEZ 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar