Öncüsü, Romen asıllı ozan Tristan Tzara’dır. Tzara, genç sanatçıların bir toplantısında “Larousse” sözlüğünden rastgele bir sayfa açmış ve karşısına çıkan ilk sözcük “Dada” bu edebi akımın adı olarak benimsemiştir. Sözünü ettiğimiz bu olayın da kanıtladığı gibi Dadaizm bir bunalım edebiyatıdır. Birinci Dünya Savaşı’nın sonucu oluşan çöküntü, güvensizlik, insanların inanç ve değer yargılarının sarsılması, sanatçıları da umutsuzluğa, düş kırıklığına sürükledi. İnsanın yarattığı maddi ve manevi uygarlık değerlerinin, yine İnsan tarafından acımasızca yıkılıp yok edilmesi sanatçıları, ikiyüzlü saydıkları düzeni sanat anlayışlarının kuramlarını yıkmaya yöneltti.
Böyle bir ortamda Dadaistler, sanatta her türlü geleneğe karşı çıktılar. Var olan dil ve estetik kurallarını kaldırmayı hedeflediler. Akla dayalı her şeye savaş açarak kuralsızlığı ve sürekli değişmeyi savundular.
Bu akım sonradan yerini sürrealizme bıraktı. Tzara dışında Andre Breton, Luis Aragon ve Paul Eluard ilk ürünlerini sürrealizm akımının özelliklerine dayalı olarak vermişlerdir
I. Dünya Savaşı yıllarında başlamış kültürel ve sanatsal bir akımdır. Dada Dünya Savaşının barbarlığına, sanat alanındaki ve gündelik hayattaki entelektüel katılığa ve erotizme bir protesto olmuştur. Mantıksızlık ve varolan sanatsal düzenlerin reddedilmesi Dada'nın ana karakteridir.
Jean Arp, Richardo Hülüsenbecktrapovlack, Tristan Tzara, Marcel Janco ve Emmy Hennings’in aralarında bulunduğu bir grup genç sanatçı ve savaş karşıtı 1916 yılında Zürih’te Hugo Ball’in açtığı kafe’de toplandı. Dada bildirisi de burada açıklandı.
Dada isminin nereden geldiği konusunda kesin bilgi olmamakla beraber Fransızca ’da oyuncak tahta at anlamına gelen "Dada" bu kişilerin yarattığı edebi akımın ismi olarak seçildiği yönünde bir görüş vardır.
Bu akım, dünyanın, insanların yıkılışından umutsuzluğa düşmüş, hiçbir şeyin sağlam ve sürekli olduğuna inanmayan bir felsefi yapıdan etkilenir. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından gelen boğuntu ve dengesizliğin akımıdır. Dada’cı yazarlar, kamuoyunu şaşkınlığa düşürmek ve sarsmak istiyorlardı. Yapıtlarında alışılmış estetikçiliğe Karşı çıkıyor, burjuva değerlerinin tiksinçliğini, pisliğini, iğrençliğini, berbatlığını, rezaletliğini vurguluyorlardı.
Toplumda yerleşmiş anlam ve düzen kavramlarına karşı çakarak din ve biçimde yeni deneylere giriştiler. Çıkardıkları çok sayıda derginin içinde en önemlisi 1919-1924 arasında yayınlanan ve Andre Breton, Louis Aragon, Philippe Soupault, Paul Eluard ile Georges Ribemont-Dessaignes’in yazılarının yer aldığı dö Litterature'dü. Dadacılık 1922 sonrasında etkinliğini yitirmeye başladı. Dadacılar gerçeküstücülüğe (sürrealizm) yöneldi.
DADAİST BİR ŞİİR YAZMAK İÇİN
Bir gazete alın
Makas alın
Bu gazetede şiirinize vermeyi tasarladığınız
Uzunluğa sahip olan bir makale seçin.
Makaleyi eşit parçalar halinde kesin.
Daha sonra bu makaleyi meydana getiren kelimeleri özenle kesin
Ve bir torbaya koyun.
Yavaşça karıştırın
Daha sonra her kupürü peş peşe
Torbadan sırayla çekin.
Olduğu gibi yazın
Şiir size benzeyecektir.
İşte siz "çekici bir duygusallığı olan-her ne kadar halk tarafından anlaşılmaz
İse de- son derece değişik bir yazarsınızdır." Tristan Tzara (Çeviren: Cemil Göker)
Dadaizmin acımasız tutumu, kendinden sonra gelen gerçeküstücülük (sürrealizm) akımının daha uyumlu ve istediğini bilen bir anlayışa sahip olmasını sağlamıştır. Dadaistler arasında Tristan Tzara'nın yanı sıra bir süre bu harekete katılan Louis Aragon ve Paul Eluard da sayılabilir.
* Dadaizm, 1. Dünya Savaşının barbarlığına, sanat alanındaki ve gündelik hayattaki entelektüel katılığa bir protesto olmuştur.
* 1. Dünya Savaşı’nın ardından gelen boğuntu ve dengesizliğin akımıdır.
* Mantıksızlık ve var olan sanatsal düzenlerin reddedilmesi Dadaizmin ana karakteridir.
* Dadaizmciler, dünyanın, insanların yıkılışıyla umutsuzluğa düşmüş, hiçbir şeyin sağlam ve sürekli olduğuna inanmayan bir felsefeden etkilenir.
* Dadaizmciler toplumu şaşkınlığa düşürmek ve sarsmak amacıyla yapıtlarında alışılmış estetikçiliğe karşı çıkıyor, burjuva değerlerinin tiksinçliğini vurguluyorlardı.
* Toplumda yerleşmiş anlam ve düzen kavramlarına karşı çıkarak dil ve biçimde yeni deneylere giriştiler.
* Çıkardıkları dergilerin içinde en önemlisi Litterature'dir.
* Kişiyi aklın tutsaklığından ve aklın kurduğu düzenden kurtarmayı amaçlarlar.
* Sanatı dil, vezin, kafiye, biçim, anlam kaygılarından kurtarmayı isterler.
* Kelimeleri bilinen anlamları ve alışılmış estetik kuralları dışında bir düzenle birleştirmeyi amaçlarlar.
* Kalıplaşmış bütün sistemleri, kuralları, gelenekleri inkâr etmek, yıkmak; kuralsızlığı kural olarak benimsemek temeli üzerine kurulmuştur.
Edebiyat Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.
BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM veya s_kuzucular@hotmail.com