Edelim Nazm İle Bir Hoş Nasihat

11.10.2016
  • Edelim Nazm İle Bir Hoş Nasihat

  • Edelim nazm ile bir hoş nasihat
    Dinlesin talib-i destan olanlar
    Verirse de nazmım cahile sıklet
    Kadrin bilir sahip-irfan olanlar

    Görmüş yok cihanda cahilden vefa
    Vefa umup etme kendine cefa
    Olur mu insana zehirden şifa
    Fikr etsin gönülden ihvan olanlar

    Sultan isen koyma boynunda vebal
    Her işin sonunda var elbet zeval
    Bir mezaristana git eyle sual
    Kimdir o hak ile yeksan olanlar

    Niçin garip oldu hükm-ü şariat
    Kadının müftünün yediği rüşvet
    İçkiden zinadan cahile növet
    Vermiyor hafız-ı Kur'an olanlar

    Küçük lokma ile dolmaz avurdu
    Ne yaman insanı kastı kavurdu
    Cihanın külünü göğe savurdu
    Geçti sadarete hayvan olanlar

    Bizleri bu ateş haşredek yakar
    Sanma şimdi sular engine kar
    Boşuna zannetme gırtlağa çıkar
    Ecelden kalbine ferman olanlar

    Alırsın rengini yeşilli morlu
    İlletin yok iken olursun çorlu
    Kılıç uran düşman olursa zorlu
    Kurtulmaz mı süngü kalkan olanlar

    Kimsenin kimseye yoktur sayesi
    Katıldı sütlere cehlin mayesi
    Tilkiye verildi aslan payesi
    Tilki gölgesinde aslan olanlar

    Herkes belasını azdı da buldu
    İnsanda evvelki sadakat n'oldu
    Eski sarayları beğenmez oldu
    Yere sığmaz oldu sultan olanlar

    Çark-ı felek kadim dönüp öğünmez
    Dönerse de dahi iyliğe dönmez
    Yedi derya suyu dökülse sönmez
    Bu zulmün narından suzan olanlar

    Seyrani kamiller ta'nın eylesin
    Cahiller nutkunun zemmin eylesin
    Bundan ala destan yapıp söylesin
    Şairlikte merd-i meydan olanlar

    ***

    Mustafa İslamoğlu, Seyrani, Hayatı, Kişiliği, Sanatı,
    Şiirleri adlı kitabında eseri şu şekilde aktarmaktadır
    (Denge Yayınları, İstanbul 2002, s.269-272)


    Edelim nazm ile bir hoş nasihat
    Dinlesin talib-i destan olanlar
    Verirse de nazmım cahile sıklet
    Kadrin bilir sahib'irfan olanlar

    Görmüş yok cihanda cahilden vefa
    Vefa edip etme kendine cefa
    Olur mu insana zehirden şifa
    Fikretsin gönülden irfan olanlar

    Sultan isen koyma boynunda vebal
    Her işin sonunda elbet var zeval
    Bir mezaristana git eyle sual
    Kimdir o hak ile yeksan olanlar

    Niçin garip oldu hükm-i Şeriat
    Kadının müftünün yediği rüşvet
    İçkiden zinadan cahile nöbet
    Vermiyor hafız-ı Kur'an olanlar

    Küçük lokma ile dolmaz avurdu
    Ne yaman insanı kastı kavurdu
    Cihanın külünü göğe savurdu
    Geçti sadarete hayvan olanlar

    Cellatlar elinden yemişler satır
    Kimisi tellaktır kimisi natır
    Kara toprak içre gark olmuş yatır
    Kimi vali kimi sultan olanlar

    Meylini vermişsin kisb ile kare
    Zikrinden fikrinden olup avare
    Bulunmaz ey miskin ölüme çare
    Bulmadı alemde Lokman olanlar

    Gözlerin yaşlarla dolmaz mı idi
    Gül benzin sararıp solmaz mı idi
    Kem işi tutmasan olmaz mı idi
    Tutup da sonunda pişman olanlar

    Behey ademoğlu encamın bulsun
    Gün ola gözlerin kan ile dolsun
    Dağ ne kadar yüce olursa olsun
    Muhtaçtır aşmağa kervan olanlar

    Sen talip olalı mustarip hara
    Büyükten küçüğe yoktur mudara
    Hizmet gördürürler pir ihtiyara
    Üç beş yaşındaki sübyan olanlar

    İlahi ey müftü altun eden pul
    Ara da hüccetin fetvasını bul
    İnd-i Hak'da olmaz şüphesiz kabul
    Sermayesi haram kurban olanlar

    Haramı helali sarf etse bilmez
    Anın'çün Hak duamızı işitmez
    Meyhaneye gider camiye gitmez
    Kadısı müftüsü şeytan olanlar

    Benim ne vazifem el olmuş sefil
    Ben kendi nefsime olmazım kefil
    Bir gün olur suru çalar İsrafil
    Boşanır mahbus-i zindan olanlar

    Mağrip dediğimiz şark olur bir gün
    Mü'minle münafık fark olur bir gün
    Cennet libasına gark olur bir gün
    Hak için şinas-ı üryan olanlar

    Sorsa ne olduğun bilmezsin iman
    Anın'çün bilinmez yahşiyle yaman
    Haraç korkusundan olmuş Müslüman
    Bir alay nimeti küfran olanlar

    Mehdi huruç etse nizam verilse
    Dünya mahşer olup mahluk derilse
    Yeniden Eflatun Lokman dirilse
    İlaç kabül etmez hicran olanlar

    Anlayana sivri sinek saz olur
    Anlamaza davul zurna az olur
    Surette insanlar hilebaz olur
    Öyledir sirette hayvan olanlar

    Gerçek mi alemde el için gussa
    Zulumla kelamı uzattı kıssa
    Azıcık kıssadan çok olur hisse
    Akleder sahibi iz'an olanlar

    Bizleri bu ateş haşre dek yakar
    Sanma şimdi sular engine akar
    Boşuna zannetme gırtlağa çıkar
    Ecelden kalbine ferman olanlar

    Alırsın rengini yeşilli morlu
    İlletin yok iken olursun çorlu
    Kılıç vuran düşman olursa zorlu
    Kurtulmaz sahib-i kalkan olanlar

    Kimsenin kimseye yoktur sayesi
    Katıldı sütlere cehlin mayesi
    Tilkiye verildi aslan payesi
    Tilki gölgesinde arslan olanlar

    Herkes belasını azdı da buldu
    İnsanda evvelki sadakat n'oldu
    Eski sarayları beğenmez oldu
    Yere sığmaz oldu sultan olanlar

    Çarh-ı felek daim dönüp ögünmez
    Dönerse de dahi eyliğe dönmez
    Yedi derya suyu dökülse sönmez
    Bu zulmün narından suzan olanlar

    Seyrani kamiller tanın eylesin
    Cahiller nutkunun zemmin söylesin
    Bundan ala destan yapıp söylesin
    Şairlikte merd-i meydan olanlar

  • Aşık Seyrani

  • Develi

  • Destan. Saz Şiiri Antolojisi - Vasfi Mahir Kocatürk, "Başlangıçtan bugüne kadar Türk Edebiyatının Saz Şiiri tarzında yazılmış en güzel Şiirleri" başlığıyla, Ayyıldız Matbaası, Ankara - 1963, s.342-343-344.
  •  
Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da