Güneş boğuldu iki dağ ardında
Zeytinler arasından Ege’deyiz;
Martıların naftalin kanadında
Özgürlüğe dönen yörüngedeyiz.
Evdeyiz seninle düşlerde değil
Bakışım derin ve öpüşüm sessiz;
Buradan dönüş hiç de kabil değil
Sen dinler, seni izlerim nefessiz.
Denizin çocukları uykularda
Uzaklardan bir ninni sesi gelir;
Şarkılar, tenhalarda, kuytularda
Kulaklara aşkın güftesi gelir.
Bize reva mı bu çektiklerimiz
Perdeler gündüze uyansın artık;
Neşv ü nema bulsun ektiklerimiz
Geçmişte kalsın zifirî karanlık.
Seyrinde lezzet, mehtap lokmasının
Damağımda şerbetinin tadı var;
Dermanı, bendeki kalp hummasının
Hurma gibi dal gözlerinden sarkar.
Aysar gönlüm gecenin sepetinde
Aheste gezer gökte salınarak;
Anif iskelenin her cihetinde
Palamarlı tekneler vurur tak tak.
Sarılmışım yakamozlara karşı
Bırakmışım yârimin sandalına;
Denizin ıssız melteminde arşı
Asmışım saçındaki mandalına.
Zülfünden süzülen meyi içerim
Gözlerine dolup taşan kadehten
Yıldız gibi intizarla geçerim
Sarhoş olurum aşk-ı münezzehten.