23.08.2015
EĞRİ
ODUN YOK MU?-7
Dergâhta bir iş görmen gerek,
Muradına ermen gerek.
İşi vardır her dervişin,
Odunculuk olsun işin.
Yunus kırk yıl erinmeden,
Hiç usanıp yerinmeden,
Odun taşıdı dergâha,
Meyletmedi aha, vaha.
Hep taşıdı doğrusunu,
Getirmezdi eğrisini.
Otuz sene odun çekti,
Sırtında yaralar çıktı.
Şeyhi Yunus’u severdi,
Yeri geldikçe överdi.
Diğer dervişler kıskandı,
Bir fitne ateşi yandı.
Dediler” bu ağır işi,
Niçin yapar bu er kişi?
Şeyhin kızındadır gözü,
Onun için yanar özü.
Böyle bir düzen kurdular,
Şeyhe bunu duyurdular.
Tabduk Yunus’u tanırdı,
Ona içten inanırdı.
Bir gün çağırdı Yunus’u,
Ona sordu şu hususu,
“Yunus
Can gel hele beri!
Odun
yok mu dağda eğri?
Getirirsin
hep düzünü,”
Yunus eğerek yüzünü,
“Dedi”Şeyhim bu dergâhı,
Bozar
eğri odun dahi!
Burası
Hak kapısıdır,
Tabduk
Emre tapısıdır.
Eğri
adam dahi girmez,
Buna
Allah izin vermez.”
Tabduk baktı dervişlere,
Eğikti yüzleri yere,
Nadim olup üzüldüler,
Utanç ile ezildiler.
Tabduk Emre karar verdi,
Kızı Yunus’la everdi.
Bu kız Kur’an okuyunca,
Kurt, kuş susardı duyunca.
Akan sular akmaz olur,
O ses ile huzur bulur,
Duyan kendinden geçerdi,
Öyle eşsiz bir cevherdi.
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın