KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarEkspresyonizm Dışavurumculuk Nedir

Ekspresyonizm Dışavurumculuk Nedir

04.01.2016

 

Ekspresyonizm ( Dışa Vurumculuk-  Anlatımcılık )

Ekspresyonizm  terimi Fransızcada anlatım anlamına gelen  “ekspresyon”  kelimesinden türeyen bir terimdir.

Ekspresyonizm Dışa Vurumculuk: Doğanın  nesnel dünyadaki halini   somut özellikleri   ifade etmek yerine  doğanın insan ruhunda  ve iç dünyasında  uyandırdığı duygu ve izlenimleri  izah etmek ve betimleme amacını taşıyan sanat akımıdır.

Doğayı betimlemek yerine insanın iç dünyasını betimlemek esasına dayana bu sanat akımı romantizmin bir çeşidi olarak görülmüş,  beni ve benin duygularını açıklamak amacına yönelen  bir sanat anlayışı olarak  Poiztivizm, Naturalizm  ve Empresyonizim’e  bir tepki  olarak doğmuştur.

“ insanların en gizli yönlerini açığa vuran bir anlatım”  anlayışına yönelen bu akım ilk önce Almanya ve Alman sinemasında I. Dünya savaşı sonrasında  belirmeye başlamış,  bu sanat anlayışı ilk defa sinema dünyasında varlığını  hissettirmiştir.

Ekspreyonizmin ortaya çıkış sebepleri I. Dünya savaşı sıralarında  yaşanan haksızlık ve zulümlere karşı iç dünyada oluşan  duyguları dışa vurmak, dış dünyanın anlamsızlığını ve  içsel gerçeğin ve ifadelerin açığa çıkmasını sağlamak amaçlıdır.   Sanayinin, medeniyetin ve savaşların  anlamsız hale getirdiği hayata karşı   ruhun isyanını dile getirmeye çalışmışlar, onların bu tepkileri nesnel gerçeklikten uzaklaşmalarına, nesnel gerçekliğin önemsiz olduğu düşüncelerine kapılmalarına neden olmuştur.   Savaşların ruhlarında uyandırdığı dehşeti ve nefreti izahı doğayı taklit etmekten daha önemli gören Ekspreyonistler, nesneleri somut ilişkilerinden ayırarak,  nesnelerin zihinlerinde uyandırdığı duyguları, öfkeleri, nefretleri ve  iğrendikleri  şeyleri ifade etmeye çalışmışlardır. Gerçek dünyayı  ve nesneleri önemesizleştiren bu yaklaşım, kadınların vücutlarını bilerek çirkinleştirme,  nesneleri kendilerini boğan, ezen ıstırapları ifade eden varlıklar olarak yansıtma,haksızlıklar karşı duydukları isyanları betimleyen varlıklar olarak şekillendirme  haline dönüşmüştür.

Özellikle resim sanatında suratları çirkinleştirme, renkleri ve desenleri  fovistler  kadar cesaretli bir  şekilde  kullanma, çehreleri  korkunç iğrenç maskeler şeklinde çizme  şeklinde belirginleşen bu anlayış edebiyatta ise  şekilcilikten kaçınma, nesnel olanlardan uzaklaşıp şahsileşme,  nesnelliğe önem vermeme,  olaylara  ve dünyaya tümüyle kişisel  açıdan bakma, öznelliği öne çıkarma şeklinde belirginleşti.  Dış şeklin  önemsizliği düşüncesi, cümle kurallarını, noktalama, imla gibi şekilsel özellikleri ikinci plana itme anlayışına dönüşmüştür.

Dışavurumcu yazarlar şekilsel ve biçimsel olan her şeyi ikinci plana iterek önceliği dışavurumculuğa önem vermişler,  biçimsel kuralları yok etmeye yönelmişlerdir.  Ruhun isyanlarını ve ruhun iç dünyasında olup bitenleri izah etmeyi en önemli görev gören  Ekspresyonistler, objektif dünyayı nefret uyandıran bir hiç sübjektif dünyayı ise anlatılması gereken bir  anlatım olarak görmüşlerdir.  Sanatta ferdiyetçiliği öne çıkaran Ekspresyonistler  duygularını hür bir şekilde dile getirmişler  iç gözleme büyük önem vererek, dış dünyanın anlamsızlığını ifade etmişlerdir.

Sanatçının görevinin, insanın öz derinliğine inmek olduğunu  savunan  Ekspreyonistler ve özün ortaya çıkması için  aklın kontrolünden kurtulmak gerektiğine inanmışlar,  bu nedenle nesnelerin akılla bilinen şekillerinden kurtulmaya özel önem vermişlerdir. 

Dışa vurumcu sanatın amacı, sanatçının duyguları ve iç dünyasını renk, çizgi, düzlem ve kütle aracılığıyla dışa vurmasıdır.” Bu  amaca ulaşmak isteyen sanatçıları da  duygularını  daha iyi yansıtabilmek için sanatçı geleneksel kuralların dışına çıkarak, duygularını  anlatabilecek her yöntemi uygulamaktan kaçınmayan bir serbestliğe yönelmişlerdir.  O bakımdan gerçeğin biçimlerini, bozmaktan,  renkleri özgürce kullanmaktan,   her türlü çelişkileri kullanmaktan, akla ve gerçeğe ters düşen yöntemlere de başvurmaktan kaçınmamışlardır. Bu sanat akımında  ruhsal durumu ifade edecek çelişmeler,  bozguncu renkler, garip biçimler, maskelen yüzler,  çığlıklar  ve haykırışlar  öne çıkan unsurlar olmuşlardır.

Özellikle resim sanatında   Eskpresyonist anlayış  özellikle resim sanatında kendini oldukça iyi ifade edebilmiş, bozuk, çizgiler, uçarı,  aykırı, alakasız renkler,  gerçekliliği ile oynanmış yüzler, nesneler, doğal şeklileri ve renkleri bozulmuş dış dünya, iğrenç, çirkin,  maskeler halindeki  çehreler  Ekspresyonizmi ifade eden çarpıcı anlatımlar olmuştur.

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da