Elvan Çelebi
Aşık Paşa’nın oğlu 14 yy Anadolu velilerinden, şair
Aşık Paşa’nın oğlu olan şairin tam ismiElvân bin Ali'dir. Babası Garipname’nin yazarı meşhur şair ve tarihçi Âşık Paşadır.
Hayâtı hakkında geniş ve katî bilgi azdır. Doğum ve ölüm tarihleri tesbit edilememiş olan Elvan Çelebi’nin doğum yerinin ise Babası Âşık Paşa’nın, Kırşehir’de yaşayıp orada vefat etmesinden dolayı Kırşehir'de doğmuş olması kuvvetle muhtemeldir.
Elvân Çelebinin mensup olduğu aile, on üçüncü asrın ilk yarısında Moğol istilâsı sebebiyle Anadolu'ya gelmiş ve Anadolu'da önemli bir nüfuz kazanmıştır. Büyük büyük Dedesi Eb’ul Beka Şeyh Baba İlyas B. Horasani’dir. Babası Âşık Paşa’nın Dedesi ise Horasan’dan Anadolu’ya gelip Amasya’ya yerleşmiş olan Baba İlyas’tır. Bilindiği gibi Baba İlyas’ın öğrencileri Selçuklulara karşı çok büyük bir isyan çıkartıp - Babai İsyanı - Selçukluların yıkılmasına da neden olmuşlardır. [1]
Elvan Çelebi’nin babası Âşık Paşa, Baba İlyas’ın oğlu Muhlis Paşa’nın oğludur.[2] Elvan Çelebi’nin dedesi Muhlis Paşa, isyan sırasında daha yedi yaşında iken Çat köyünde ( Daha sonra bu köy Elvan Çelebi Köyü adını alacaktır.) bir köylü tarafından kurtarılıp Mısır’a kaçırılır.
Babası Âşık Paşa ise Kırşehir’e gelmiş orada uzun yıllar kalmış ve orada evlenmişti. Elvan Çelebi’de büyük ihtimalle Kırşehir de dünyaya geldi. Babası ve Anne tarafından dedesi sayesinde oldukça iyi bir eğitim gördü. Babası Âşık Paşa’nın 1326 (H. 727)da babasının Mısır'a elçi olarak gönderilmesi esnasında babasının izni ile dedelerinin büyük hatırasını taşıyan Çorum-Mecitözü arasında sonradan Elvân Çelebi köyü olarak anılacak olan Çat köyüne gidip yerleşmişti. Bu köy büyük dedesi İlyas Paşa ‘nın yakalandığı, Dedesi Muhlis Paşa’nın ise daha yedi yaşında iken bir köylü tarafından isyan sırasında Mısır'a kaçırılarak kurtulduğu Çat köyüydü. [3]
Bu köye atalarının hatırası için bir cami, zaviye, türbe ve hamam yaptırdı. Eratına Beyinin veziri olan amcazadesi Alaeddin Ali Şah-ı Rumi, bu eserleri besleyecek zengin vakıf kurmuş Köyü ve etrafındaki araziyi Elvan Çelebi’ye bağışlamıştı. [4] Elvan Çelebi bu köyde hem irşad faaliyetlerine başlamış hem de eserlerini yazmaya koyulmuştu.
Böylece ömrünün büyük kısmını kendi adı verilecek olan bu köyde - Elvân Çelebi köyünde – geçirir. Devrin kaynakları na göre bu yörede oldukça çok sevilmiş ve kaynaklara bakılırsa daha ölmeden önce halkın arasında veli mertebesinde görülmeye başlanmıştır. “Halkın inancına göre Elvan Çelebi kendisinden yardım isteyenlere, uzun boylu mütenâsip endamlı bir delikanlı yahut nur yüzlü, saygıdeğer bir ihtiyar kılığında gelerek yardım etmektedir. “[5]
Elvan Çelebi’nin hayatı ve ecdadı hakkındaki bilgiler kendi eseri olan Menâkıbu l-Kudsiyye fî-Menâsibi l-Ünsiyye adlı eserinden öğrenilmiştir. Elvan Çlebi bu eserinde kendisinin ve ecdadının tarihini anlatmıştır. Bu yörede bir tarikat kurup zaviye açmış olan Elvan Çelebi'nin hangi tarikata mensup olduğu bilinmez eserinde de ifade etmemiştir. Ancak büyük dedesi Baba İlyas’ın izinden gittiği Vefâiyye tarikatına mensup olduğu tahmin edilmektedir.[6]
Elvan Çelebi de Babası ve dedesi gibi devrinde epeyce tanınmış mutasavvıf bir şairdir. [7] Kaynaklar onun Cezbe sâhibi ve ulu bir şeyh olduğunu belirtmektedir. [8]. Horasandan gelen Büyük dedeleri ve babası gibi Sünnî olan Elvân Çelebi, tasavvuf terbiyesini, babasının halifeleri arasında yer alan Şeyhülislâm Fahreddîn den almıştır.
Elvân Çelebi 2084 beyti bulan Menâkıbu l-Kudsiyye fî-Menâsibi l-Ünsiyye adlı mesnevîsini 1359 (H.760) yılında yazmıştır. Eser tam bir mesnevî olmakla birlikte, içinde terci-i bend ve kaside tarzında manzumelere de rastlanır. Bu eserin yazma nüshası 1957 senesinde bulunmuştur.[9]]Bu eser Konya Mevlânâ Müzesi kitaplığında muhafaza edilmektedir.[10]
Menâkıbü’l-kudsiyye’nin başka bir nüshası ele geçmemiş ve bu eser İsmail E. Erünsal ve Ahmet Yaşar Ocak tarafından geniş bir inceleme yazısıyla birlikte yayımlanmıştır (İstanbul 1984).
Elvan Çelebi’nin adı Kenzü l-Küberâ ve Mehekkü l-Ulemâ da da geçmektedir. Hatiboğlu ve Muhyiddin Çelebi gibi şairler, ona eserlerinde yer vermişlerdir. XV. yüzyılın sûfî şairlerinden Hatiboğlu, 817 de (1414) yazdığı Letâifnâme adlı eserinde kendisine üstat kabul ettiği sûfî şairler arasında Elvan Çelebi’yi de zikreder.[11]
Şiirleri
· Gazel Bu cümle nesneye ışkdur bahâne
· Gazel Evliyâya ten göziyle kim bakarsa serserî
KAYNAKÇA
[1] Şahamettin Kuzucular, Aşık Paşa Hayatı Eserleri Garipnamesi https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/asik-pasa-hayati-eserleri-garipnamesi/74273
[2] Şahamettin Kuzucular, Aşık Paşa Hayatı Eserleri Garipnamesi, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/asik-pasa-hayati-eserleri-garipnamesi/74273
[3] SEMAVİ EYICE, ÇORUM'UN MECİDÖZÜ'NDE ÂŞIK PAŞA-OĞLU ELVAN ÇELEBİ ZÂVİYES, journals.istanbul.edu.tr/iuturkiyat/article
[4] SEMAVİ EYICE hber Ansiklopedisi, Elvan Çelebi Maddesi
[5] Ahmet Yaşar Ocak, ELVAN ÇELEBİ, TDV İA cilt: 11; sayfa: 64
[6] Ahmet Yaşar Ocak, ELVAN ÇELEBİ, TDV İA cilt: 11; sayfa: 64
[7] Tâcü't-Tevârih; c.5, s.5
[8] Şakâyık-ı Nu'mâniyye Tercümesi; c.1, s.22
[9] SEMAVİ EYICE, ÇORUM'UN MECİDÖZÜ'NDE ÂŞIK PAŞA-OĞLU ELVAN ÇELEBİ ZÂVİYES, journals.istanbul.edu.tr/iuturkiyat/article
[10] https://www.ehlisunnetbuyukleri.com/Evliyalar-Ansiklopedisi/Detay/Turkiye-Corum-ELVAN-CELEBI/132
[11] Ahmet Yaşar Ocak, ELVAN ÇELEBİ, TDV İA cilt: 11; sayfa: 64