Gazel
- Dem-â-dem ney gibi bezm-i gam-ı ‘ışkuŋda nâlânum
Halâs itmez beni bend-i belâdan bunca efgânum
- Selâmın almaga itmez tenezzül ‘âşık-ı zâruŋ
Muhassal kimseye baş egmez ol serv-i hırâmânum
- Bilür kim kişver-i dil reh-güzâr-ı ceyş-i mihnetdür
Anuŋçün anı âbâd itmez ol sultân-ı hûbânum
- Eger su yirine kan aksa vâdî-i mahabbetde
Ta‘accüb eylemez hergiz bilenler çeşm-i giryânum
- Gelürdüm her gice ey Hâletî kûyında feryâda
Seherden âteş olmış çıkmasa ol mihr-i rahşânum
(Kaya, 2003)
Günümüz Türkçesi
- Senin aşkının gamı meclisinde ney gibi sürekli inliyorum, (yine de)bunca feryadım beni belâ bağından kurtarmaz.
- Zavallı âşığın selamını almaya tenezzül etmez. Kısacası benim o salınan servim kimseye boyun eğmez.
- O güzeller sultanım gönül ülkesinin mihnet ordusunun geçiş yeri olduğunu bildiği için orayı abad etmez.
- Eğer muhabbet vadisinde su yerine kan aksa ağlayan gözlerimi bilenler asla şaşırmazlar.
- Ey Hâletî! O parlayan güneşim seher vaktinde ateş olup çıkmasa her gece mahallesinde feryat etmeye gelirdim.