KategorilerEDEBİYATTasavvuf Edebiyatı Aşık ve DivanEn Seçkin Alevi Bektaşi Nefes Örnekleri

En Seçkin Alevi Bektaşi Nefes Örnekleri

29.05.2017
 

Gafil kaldır şu gönülden gümanı

Bu mülkün sahibi Ali değil mi

Yaratmıştır on sekiz bin alemi

Rızıkların veren Ali değil mi

 

Gelin vazgeçelim böyle gümandan

Vallahi çıkarız dinden imandan

Şefaat umarım On iki İmam’dan

Anların atası Ali değil mi

 

Bin bir adı var, bir adı Hızır

Her nerde çağırsan orada hazır

Ali padişahtır, Muhammed vezir

Bu fermanı yazan Ali değil mi

 

Yemen ellerinden beri gelirken

Turnalar Ali’mi görmediniz mi

Havalar üzerinde sema ederken

Turnalar Ali mi görmediniz mi    Pir Sultan Abdal'ın Hayatı ve Edebi Kişiliği
 
Şu görünen yayla ne güzel yayla
 
Şu görünen yayla ne güzel yayla
Bir dem süremedim giderim böyle
Pîrim ben gidiyom sen himmet eyle
Bu yıl bu yayladan Şâh'a gidelim
 
Eğer ekilir de bostan olursam
Şu halkın diline destan olursam
Kara toprak senden üstün olursam
Bu yıl bu yayladan Şâh'a gidelim
 
Bir bölük turnaya sökün dediler
Yürekteki derdi dökün dediler
Yayladan öteki yakın dediler
Bu yıl bu yayladan Şâh'a gidelim
                                                     Pir Sultan Abdal'ın Hayatı ve Edebi Kişiliği
 
 
Eşrefoğlu al haberi
 
 
Eşrefoğlu al haberi
Bahçe bizde gül bizdedir
Biz de Mevla'nın kuluyuz
Yetmiş iki dil bizdedir
 
Erlik midir eri yormak
Irak yoldan haber sormak
Cennetteki akan ırmak
Coşkun akan sel bizdedir
 
Adem vardır cisme semiz
Abdest alır olmaz temiz
Hakk'ı dehleylemek nemiz
Bilcümle vebal bizdedir
 
Arı vardır uçup gezer
Teni tenden seçip gezer
Canan bizden kaçıp gezer
Arı biziz bal bizdedir
 
Kimi sofi kimi hacı
Cümlemiz Hakk'a duacı
Resul'ü Ekrem'in tacı
Aba hırka şal bizdedir
 
Biz erenler gerçeğiyiz
Has bahçenin çiçeğiyiz
Hacı Bektaş köçeğiyiz
Edep erkan yol bizdedir
 
Kuldur Hasan Dedem kuldur
Manayı söyleyen dildir
Elif Hakk'a doğru yoldur
Cim ararsan dal bizdedir
 
Kul Hasan DedeSarıkamış
İsmail Özmen - Alevi Bektaş-i Şiirleri Antolojisi, C. V, s.790 - 791. Saba, gerdaniye ve uşşak olmak üzere üç ayrı makamda bestelenmiştir.
 
 
Biz Urum Abdallarıyız
 
Biz Urum Abdallarıyız
Maksadımız yârdır bizim
Geçtik ziynet kabâsından
Gencinemiz erdir bizim
 
Dâim kılarız biz zârı
Harceyleriz elden var,
Dost yoluna verdik seri
Mürkirimiz hârdır bizim
 
Aşk bülbülüyüz öteriz
Râh-i Hakka yüz tutarız
Mânâ gevherin satarız
Mürşidimiz vardır bizim
 
İstivâyı gözler gözüm
Seb’almesanidir yüzüm
Ene’l Hakk’ı söyler sözüm
Mi’râcımız dârdır bizim
 
Haber aldık mahkemâttan
Geçmeyiz zâttan sıfattan
Balım nihan söyler Haktan
İrşâdımız sırdır bizim           
(Balım Sultan)
 
 
Güzel aşık cevrimizi
 
 
Güzel aşık cevrimizi
Çekemezsin demedimmi
Bu bir rıza lokmasıdır
Yiyemezsin demedimmi
 
Yemeyenler kalır naçar
Gözlerinden kanlar saçar
Bu bir demdir gelir geçer
Duyamazsın demedimmi
 
Pir sultan ALİ şahımız
Hakka ulaşır ahımız
Oniki imam katarımız
Uyamazsın demedimmi
 
 
 
Gece gündüz hayaline yanarım
 
Gece gündüz hayaline yanarım
Bir gece rüyama gir Hacı Bektaş
Günahkarım günahımdan bizarım
Özüm dara çektim sor Hacı Bektaş

Yandı bu garip kul nedir çaresi
Yine tazelendi yürek yarası
Onulmaz dertlere derman olası
Bu senin bendindir sar Hacı Bektaş

Derdimin dermanı yaramın ucu
Dört güruh mevcuttur güruh-i naci
Belinde kemeri başında tacı
Yüzünde balkıyor nur Hacı Bektaş

Sadıkların sıdkı aşıkın renci
Pirlerin pirisin gençlerin genci
Hem derya hem sedef hem dür hem inci
Hem umman hem ırmağ göl Hacı Bektaş

Gahi bulut olup göğe ağarsın
Gahi yağmur olup yere yağarsın
Ay mısın gün müsün kandan doğarsın
Ilgıt ılgıt esen yel Hacı Bektaş

Arının yaptığı bala benzersin
Şu gurbet illerde gönlüm eğlersin
Bend edip de ikrarına bağlarsın
Sailin sattığı kul Hacı Bektaş

Derdiment Hatayi eyler niyazi
Ulu Pir katardan ayırma bizi
Bu mahşer günüdür isteriz sizi
Muhammed önünde car Hacı Bektaş
 
 
Sultan Balım’dan
 
Gaziler dertlere derman bulunur Sultan Balım’dan
Sınık gönüllere merhem bulunur Sultan Balım’dan

Budur âlemler âlisi cümle gerçekler velisi
Gaziler aşkın dolusu sunulur Sultan Balım’dan

El benliğin dilden kesip nefsin ejderhasın basıp
Gümansız talibe nasip verilir Sultan Balım’dan

Aşıka ta’n etme yani Dergâh’a döndürmüş yönü
Dünü günü kudret hunu sürülür Sultan Balım'dan 

Can Hatayi’m der bendesi nazar etmiş haslar hası
Sinik gönüller aynası silinir Sultan Balım'dan
 
Şah Hatai( İsmail)
 
İ. Arslanoğlu, Şah İsmail Hatayi, İstanbul–1992, s. 480,
 
 
 
Uyur idik uyardılar
 
 
Uyur idik uyardılar
Diriye saydılar bizi
Koyun olduk ses anladık
Sürüye saydılar bizi
 
Sürülüp kasaba gittik
Kanarada mekân tuttuk
Dîdar defterine yettik
Ölüye saydılar bizi
 
Hâlimizi hâl eyledik
Yolumuzu yol eyledik
Her çiçekten bal eyledik
Arıya saydılar bizi
 
Aşk defterine yazıldık
Pir divanına dizildik
Bal olduk şerbet ezildik
Doluya saydılar bizi
 
Pir Sultan’ım Haydar şunda
Çok keramet var insanda
O cihanda bu cihanda
Ali’ye saydılar bizi
 
Boratav, Pertev Naili, A. Gölpınarlı (1943). Pir Sultan Abdal. Ankara: Ankara Üniversitesi DTCF Yay. s. 90-91.
 
 
Tevhid (Nefes)
 
Sunmuştur kullara türlü nimeti
Rızıkları veren Allah’tır Allah
Şu güzel dünyanın her tarafında
Çiçekleri deren Allah’tır Allah
                     ****
Yaratmıştır on sekiz bin alemi
Yok eder kulunun varsa elemi
İslam binasının sağlam temeli
Bu temeli kuran Allah’tır Allah
                   ****
Yardım eder kulu düşünce dara
Bırakmaz tenlerde ne bere, yara
Bak hele yağmura, bir bak şu kara
Rahmetiyle saran Allah’tır Allah
 
Silkinin ey kullar, hep salih olun
Gönülde her daim Allah’ı bulun
Mazlumlar zalimden hakkını alın
Zalimleri kıran Allah’tır Allah
                 ****
Kulunun kalbine hep sevgi saldı
Oradan da kini, garezi aldı
İnsanoğlu aşkı doğruyu buldu
Muhammet gönderen Allah’tır Allah
                  ****
Der Aşık Esirî övgü Allah’a
Kalbinden ulaşır sevgi Allah’a
Duyulması lazım sevgi Allah’a
Saygısıza vuran Allah’tır Allah
 
 
 
Şafi'-i Kıyamet Ruz-ı Nedamet  -Nefes
 
Şafi'-i kıyamet ruz-ı nedamet
Serdar-ı şehidan şah-ı Kerbela
Makbul-i ilallah mergüb-ı hazret
Dü çeşmi alemin ibni Murtaza
 
Münkirin sözlerin almam eğnime
Teslim kılıcını çaldım boynuma
Kıl ü kaal-i cihan gelmez aynıma
Dilde zikrim ismi-i Ali-lafeta
 
Dertli dertlerini saydım on iki
Üçer üçer dörde verdim on iki
Dört kapıdan üçer girdim on iki
On ikidir mü'minlere reh-nüma
 
Şair Dertli, 1001 Temel Eser, Cilt II - Şemsettin Kutlu, İstanbul 1979, sf. 202.
 
Şafi'-i Kıyamet: Kıyamet gününde bütün insanlara şefaat (Allah katında yardım, destek) edecek olan kimse. Hz. Muhammed

Bektaşi Nefes Örnekleri

 

Aman hey erenler mürüvvet sizden
Öksüzem garibem amana geldim
Şu benim halime merhamet eylen
Ağlayu ağlayu meydana geldim

Şah'ın bahçesinde men garip bülbül
Efkarım artmakta halim pek müşkül
Koparmadım asla kokladım bir gül
Kafir oldum ise imana geldim

İkilik perdesi yoktur özümde
Birliktir muradım özüm süzümde
Gece gündüz daim Hak niyazımda
Kıblegahım Şah-ı Merdan'a geldim

Gönül şahinini saldım havaya
Akıl sefinesin vermişim zaya
Yüzüm süregeldim men hak-i paya
Server Muhammed'e Selman'a geldim

Muhammed Ali'nin kullarındanım
Al-i aba nesl-i Hayderidenim
İmam-ı Ca'fer'in mezhebindenim
Derdimend Hatayi dermana geldim  Şah Hatai

 
Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da