Kim elif dedi de kim hâ bu yana
Ben anunçinnunçün demişim hâ bu yana
Gün yüzün olalı me’va bu yana
Can verir ehl-i temâşâ bu yana
Seyyid Nesimi
Ey gönül Hak sendedir Hak sendedir
Söyle Hakkı kim ene’l-hak sendedir
Hakkıı mutlak zat-ı mutlak sendedir.
Mushafın hattı muhakkak sendedir
Seyyid Nesimi
Ey tabib-i hâzik-i nâzik-mizaç
Sen bilürsün hasta gönlüme ilaç
Ey gönül ile sana kul olmuşem
Şive ile naz ile ne ihtiyaç
Seyyid Nesimi
Bîvefâ dünyâdan usandı gönül
Yoh dedi dünyayı yoh sandı gönül
Düştü aşkın oduna yandı gönül
Vahdetin kand âbına bandı gönül
Seyyid Nesimi
Özünü eşşeyh gören serdâr olur
Enelhak davâ kılan berdâr olur
Er oldur, Hak yoluna baş oynaya
Döşekte ölen yiğit murdâr olur
Kadı Burhaneddin
Erenler öz yolında tek gerek
Meydanda erkek kişi ner tek gerek
Yahşi yaman katı yumışak olsa hoş
Severim diyen kişi erkek gerek
Dünyayı çok sınadık bir bûyimiş
Kamu âlem varlığı bir hûyimiş
Kaplan aslan ejdehalar cümlesi
Kaynağında ecelin âhûyimiş
Yoluna can vermeyen taksîr eder
Gördüğü düşünü kej ta'bir eder
Her kişiye ne yazılganın görür
Anı bilmeyen dahı tadbir eder
Kadı Burhaneddin
Yeryüzünde ince der dür-dânedir
Zülfi dâm u kara hali dânedir
Yoluna ölür isem tutma aceb
Yar içün can oynamah merdânedir
Dîlberin işi itâb u nâz olur
Çeşmi cadû, gamzesi gammâz olur
Ey gönül sabret, tahammül kıl ana
Yâre erişmek işi az az olur
Kadı Burhaneddin
Seni sevmeyen begüm âdem degül
Ne demi var kim ki bağrı dem degül
Sen gözün gamzesin atma şuna
K’irmeye ger yarunuz merhem degül
Kadı Burhaneddin
Âşıkın seyrânı ol âlemdedir
Görmeyen şol âlemi matemdedir
"Küntü kenzen" gevheri Âdemdedir
Adem ol meydir ki câm-ı Cem'dedir
Kadı Burhaneddin
Oldu müsahhar bize çü Şam'la Rum
Düşmana demir olduk dostlara mum
Her kişiler yürüsün yollarına
Çün dosta mübarekiz düşmana şûm
Nice dedim ul senemge: "Barmagm!"
Qılmadı ul terk âhın barbagın.
Munça kim hudraylıq körgüzdi ul,
Aql hayret qıldı, tişlep barmagın
Yâ Rab, ul Şehd ü şeker yâ lebdürür,
Yâ meğer şehd ü şeker yalapdurur?
Canıma peyveste nâvek atqalı
Gamze oqın qaşımga yalapdurur!
Lâlidin canıma otlar yakılır
Kaşı kaddimi cefâdan ya kılur
Min vefâsı va’desin şad min
Ol vefa bilmen ki ya kılur.
Ali Şir Nevai,
La‘lidin cânımğa otlar yakılur
Kaşı kaddimni cefâdın ya kılur
Min vefâsı va‘desidin şâdmın
Ol vefâ bilmen ki kılmas yâ kılur
Ali Şir Neva'i
Dilberin haddi gül-i handân durur
Şol mutarrâ sünbülü reyhân durur
Cân eger tenden revân olsa ne gam
Ehli aşkın ânı çün cânân durur.
İvazpaşazade Atayi ( Âli Çelebi)
Gönlüm oldu aşkının avaresi
Gamzenin gitmez, gönülden yaresi
Derdime çok istedim derman veli
Yoğ imiş lâlinden özge çaresi
İvazpaşazade Atayi ( Âli Çelebi)
Evvel ü ahirde çün bir zât imiş
Vahdiyyet şanına isbât imiş
Mushaf-ı hatt-ı ruhı âyât imiş
Gayri vecheş cümlegi emvât imiş
Cihanşah, Karakoyunlu hükümdarı
Müşg (ü) ‘anber saçlarıdur çîn bile
Bir anıng tig kayda bolgay Çîn bile
Her ne kim dir dilberim tik turmasun
Ger ne dise min bilür-min çın bile
Şeybânî Han,
Özge bir umut ile kaç bayram gelir gider
Bir yarım kadeh bana boş seyran gelir gider
Gözledim bu yolları her dem hüsranım gelir
Çektiğim nefes gibi kaç devran gelir gider.
İMBİKLİ TUYUG
Bir anı Cennet Dünya'nın bir anı cinnet yazar.
Bir yüzü İblisten nazar, bir yüze şehvet azar
Tek göze kaç dem attırır, yosmaya imbik misal
Bir yaşı üstünden buhar, bir hoşu alttan sızar.
( Özleşim ölçüsü ve Özleşim Şiiri sanat anlayışı ile yazılmıştır.)