Mızıka-ı hümayun figürlü Osmanlı enfiye kutusu
Enfiye ve Enfiyye Keş
Enfiye, toz haline getirilmiş tütünün burun deliklerine çekilerek içilen bir tütün içime çeşididir. Enfiye kelimesinin “burunla ilgili manasına gelen enfî kelimesinden hareketle uydurulmuş bir galat-ı meşhur” olduğu söylenceler arasındadır. Kelimenin doğru yazımı enfiyye şeklindedir.
Tütün tozu terbiye edilerek buruna çekilerek içilir. Enfiyeye burun otu da denmiş, yüzlerce yıldır keyif veren bir madde olarak kullanılmıştır.
Tütün ve tütünden yapılan sığara ve enfiye kullanma alışkanlıkları Avrupa’da ve Türkiye de yaklaşık olarak üç yüz sene geriye kadar gider.
Enfiye yapımı temel olarak tütünü toz haline getirmek işleminden ibarettir. Bu yüzden enfiye yapımı tütünü toz haline getirmek için tütün törpüleme işleminden ibaret iken sonraki zamanlara doğru fabrikasyon yöntemlere de başvurulmuş “ önce İspanya ve Portekiz’de sonra sırası ile Fransa, Almanya, Hollanda, İskoçya ve İngiltere‘de gelişmeye başlamıştır. “ [1]Enfiye keseleri ve enfiye kutusu yapma işinin bir zanaat dalı haline geldiği çeşitli müzelerdeki gösterişli enfiye kutularından anlaşılmaktadır. Porselen, altın ve gümüşten yapılan pek çok enfiye kutusu örneği eski devrilerde enfiye içmek işinin ne denli önemli olduğunu ifade eder. Avrupa’da Enfiye kullanmak yüksek tabakanın tütün içmek ise aşağı tabakanın işi olarak görülmüş, Avrupa sosyetesinin kullanımına özel çok pahalı enfiye kutuları yapılmıştır. Enfiye içenlerin sosyal statülerini ortaya koyacak şekilde yapılan bu kutuların bazılarının çok pahalı olduğu ancak çok zengin olanların böylesi enfiye kutularını satın alıp kullanabileceklerini göstermektedir.
Tütünün dumansız şekli olan enfiye kullanımı, IV. Murat zamanında tütünün yasaklanması ile artış göstermiş, devrin kaynaklarından anlaşıldığına göre 1750 yılında İstanbul’da, enfiye satma ruhsatına sahip 60 kadar dükkân olduğu sayılmıştır.[2]
Enfiyelerin kokulandırılmasının da özel bir önemi olduğu anlaşılır. “Enfiye kokulandırmada başlıca ağır esans niteliğinde olan çoğunlukla da çiçek esansları kullanılır. Örneğin; kimyon, karanfil, bergamot, tonga been ve gül suyu maddeleri gibi. . Bugün Tekelin ürettiği enfiyenin terkibinde Hasankeyf ve diğer tütün tozları yanı sıra tuz, karbonat, amonyak, tarçın, bergamot, viyolet, kimyon ve karanfil bulunur.”[3]
A.Talat Onay’ın verdiği bilgilere göre “ Eski devirlerde ilmiye sınıfı mensuplarınca enfiye kullanmak âlimlik şiarından sayılmıştır. “[4]
Enfiye kelimesi 17. yy dan itibaren şiirimizde karşımıza çıkmaya başlayan mevzulardandır.
Hoça bir keyf idi enfiyya habis
Etmese ruh u burunu telvis Sünbülzade Vehbi
Öğme şarabı zemm edip afyonu sakiya
Açtırma ehli keyfe kutunun kapağını FENNÎ
Bu beyitte geçen kutudaki içecek afyon veya enfiye olmalıdır.
Zükkar-ı gam –ı yar ile enfiyye keş olduk
Bir enfiyye çek aksırıver genzin açılsın
Halkın yüzüne burnun envarı saçılsın. La edri ( Muhsin Bey – Ahmet Rasim’in arkadaşı )
KAYNAKÇA
[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Enfiye
[2] https://www.tutuneksper.org.tr/kaynaklar/ders-notlari/harmancilik/138-enfiye-harmani-ve-uretimi
[3] https://www.tutuneksper.org.tr/kaynaklar/ders-notlari/harmancilik/138-enfiye-harmani-ve-uretimi
[4] A. Talat Onay “ Eski Edebiyatımızda Mazmunlar, MEB Yayınları, 1996- shf.