Esaretlikle Dolu Çılgınca Harcamanın Istırabı!

19.10.2016

 
               Esaretlikle Dolu Çılgınca Harcamanın Istırabı!
 
çılgınca harcama çılgınlığı ile ilgili görsel sonucu
Görsel sonucu
 
 
 
cep telefonu selfieçılgınlığı ile ilgili görsel sonucucep telefonu selfieçılgınlığı ile ilgili görsel sonucu
 
 
 
   Hayatımızı dört bir yandan saran, tüketim çılgınlığı harcama arzusun delice çılgınlığı sarmış durumda. Birde işin içine reklamı katarak tüketmemizi zorluyorlar, zorlamazsa da elini cebimize ister istemez uzatıyor. Soframıza kazancımıza tek başına sahip olmanın, harcamanın mantıksızlığı ile bir dostumuzu komşumuzu buyur etmekten uzak, baskıcı diktatör emperyalizmin uşaklarının düşünceleri savı ile adaleti insanlık ilişkilerini komşuluk akrabalık ilişkilerin dibine dinamit koyarak parçalayan düşüncenin, kör karanlık ışığında yaşamaya çalışıyoruz. İnsanlığın güzel sarsılmaz güzelliği sımsıkı aile komşuluk ilişkilerinin, muhteşem ışığını güzelliğini o emperyalizmi savunan karanlık düşünceli insanların karanlığı ile değiştirerek, o güzellikleri yaşamaktan maalesef mahrum kaldık, hatta hiç haberimiz yok hafızalarımızdan kökten silinmiş mevcutta.
 
   Yaşamanın binlerce dili var iken, insanca el ele gönül gönüle yaşayın, birbirinizin kadir kıymetini değerini bilin, sımsıkı omuz omuza birbirinize destek olun dilinde çıkan, akrabalık komşuluk ilişkilerine sımsıkı sarılın… Binlerce güzel sözlerini duymamazlık’dan gelerek, sadece kendimiz ailemiz için yaşarken karanlık zihniyetli insanların, odamızın içine kadar karanlık düşünceleri fikri ile girmesine izin verdik bu izin vermek, bizim batışımız yalnız kalışımız toplumca yok oluşumuz demek olduğunu anlayamadık lakin farkında hala hiç değiliz!
 
    Kendi kazancımızla paramızla sırtımızda kazanmaları yetmemiş gibi, kazandığımıza göz dikerek, kendi kazancımızla bizi yönetmeye yok etmeye çalışıyorlar. Zaten kazanırken hakkımız olanı kesiyorsunuz, özgürce harcamamıza izin vermeyerek kendi fikrinizle düşüncenizle yokluğa götüren bir çılgınlık içinde harcamamızı isterken,bari bırakın sosyal hayatımızda istediğimiz gibi yaşayalım!
 
   İnsanın kendi iç dünyasında binlerce dünya olabilir lakin o içimizdeki dünya değil, dış dünyamız bize nefes aldırıyor, mutlu mesut ederken tüm dertlerimize el ele omuz omuza vererek insanlarla beraber gönül gönüle gülümseyerek aşmamız için bizi bir arada tutuyor. Baskıcı ele geçirmenin fikirsiz ligi ile tüm dünyaya insana fikre düşünceye egemen olmanın peşinde olan, emperyalist karanlık fikirli insanların yanımıza sokulmasına nasıl izin verdik hala anlamış değilim ve anlamakta ben zorlanıyorum!
 
   Eşitlik diye bizi eşitsizlik uçurumunda aşağıya atan bu zihniyetin hala elini sıkarak sırtını sıvazlayarak yan yana yaşamaktan uzaklaşmadan, suratına yüce Allah C.C. vermiş olduğu tokatta ki sillede ki gayretin gücüyle vurmadıkça yok olmaya dağılarak paramparça olmaya yaşamaya devam edeceğiz. An zamanın tarihimizin içinde fışkırarak bize yön vermesi gerekirken, biz tarihin üstüne kapkara bir örtü örterek, geçmişimizi unutarak, kendimize Esaretlikle dolu çılgınca harcamanın hatta birbirimizi paradan daha çok harcamanın içinde olduğu karanlık insanların, karanlığı içinde tarih yazmaya çalışıyoruz. Teknoloji çılgınlığı ile her ay çıkan yeni model telefonların çıkması ile bütçemizi onlara yetiştirmek için harcarken, cebimizi boşaltırken, kapımıza gelen bir fakiri edepsizce kovmanın ona yardım etmenin mümkün olamayacağı savı edepsizliği ile kovmanın peşindeyiz.
 
   Oysa elimizde bizi sömüren yeni düzenin zinciri olan teknoloji zırvası telefonla meşgul olacağımıza, karşımızda fakir yetim düşkün olan insanların peşinde koşarak, soframıza komşumuzla beraber misafir ederek, gönüllerini severek okşayarak vakit geçirmek yerine, ellerimizde yeni çıkan telefonlarla yalnızlığımızı yaşayarak telefonla beraber yanında bilmem ne programını satın aldırarak onun yanın da başka bir zırvayı almanın reklamı ile cebimizi boşaltmasına izin vermenin edepsizliği ile yaşamaya devam ediyoruz, hem de sırıtarak gülümseyerek! Daha söyleyecek çok şeyler var lakin bugünlük bu kadar yeter. Selam ve dua ile.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar