Bu bir fabl, öykünce türü alegorik çalışmadır. Şüphesiz teşhis ve intak yapıldı. Gerçekle ve gerçekte olanla en ufak benzerlik yoktur. Tamamen kurgu ve hayal ürünüdür. Yeryüzünün hiçbir yönünde böyle bir eşek kolonisi yoktur.
Fabl insanlar arasında geçmekte olan ibret verici olayların, hayvanlar arasında geçen olaylar haline dönüştürülerek anlatılmasıdır. Kahramanları çoklukla hayvanlardan seçilen, sonunda ders verme amacı güden, genellikle manzum hikâyelerdir. Didaktik dramatik amaçla oluşturulur.
Fabllarda görülen kişilerin ve olayların altında, gerçek kişiler ve olaylar vardır. Fablların kahramanları genellikle insanlardır. Ama bu hayvanlar insanlar gibi düşünür, konuşur ve tıpkı insanlar gibi davranır. İçinde bir ders Ya da öğüt bulunan öykülerdir. Yazar genellikle bu dersi öykünün sonunda, 'Gülme komşuna gelir başına' gibi bir cümle ile özetler.
İntak: Konuşturma söyletme. Kişileştirilen varlıklara hayali yaratıklara, söz söyletme sanatı, dillendirme. Söylemeğe kabiliyeti olmayanı söyletmek. Onun namına konuşmak. Nutka getirmek, söyletilmek. Dile getirmek.
Alegorik: Bir görüntü bir yaşantı veya bir davranışın daha iyi kavranmasını sağlamak için göz önünde canlandırma, yerine getirme.
3. Bölüm A Kısmı
76-Ne kadar vizyon
O kadar işbirlikçe revizyon
Vizyon kuzeyden güneye
Doğudan batıya artarken
İş düşmezmiş süneye
Bunun takdirini
Küllük eşeklerinden başkası bilmezmiş
77-Gün görmüşünden olan eşeğ-i küllük
Münasibi yer lazımından püsküllük
Dal yaş kıra kıra, gelirken onlara sıra
Derlermiş neme lazım, etmeli her şeyi hazım
Aslında umur çekmiş, dilaverlermiş!
Ama vizyonsuz eşeklerle sürünmekten
Tomalarla biber gazıyla kürünmektense
Hidayete erip, küllüğü yurtlanarak
Arada bir yalaka oluştan kurtlanarak
Pragmatisklikten aşınmaz, hiç kaşınmazlarmış
Takımı ayak, çekilirken dayak eşeklerinin
Derlerken pes, çıkarırlarken feryadı ses
İcabı çağrıya uymaktan,
Gürültüyü duymaktansa; küle yellenip
Arada bir demokrasi diye celal edip sellenip
Acayip toz kaldırışla, hallerinden belli aldırışla
Güya ortam yangınını söndürürler
Ortalığı eşek, sıpa gününe döndürürlermiş
78-Vizyon sahibi öldü mü
Ortam kelek dönerken çarkı felek
Alayı valalı vizyon da bitermiş.
Vizyon sahibi öldü,
Yaşasın yeni vizyonerler, denirse de
Aklı başında olanı kaşıyamadığından
Akil olan bu vizyonu taşıyamadığından!
Vizyonlu ufku kadar ahır otele bayılır
Yad edilen anılar, vizyondan sayılırmış
Sade suya tirit, kapıya irit eşekler:
'Kurallar, uymak için var' derlerken
Vizyonlu eşekler: 'kurallar delinmek için var'
Deyip, vizyon yaparlar
Kül eşekleri de anırtı ile arpayı kaparlarmış
Artık üretmeden tüketim
Eşeklerin yeni vizyonuydu
79-Her vizyon sergilemesinde
Vizyonun seyahati büyüklüğünce
Bir el eşeklerin içine girer
Habire karıştırırmış birer birer
Verim olmaz, biçilir destesi yokki solmaz
Gösterir var inayetini eşekler yapar kulluk sirayetini
Birileri yedikçe arpa, işler gidermiş hep sarpa
3.Bölüm B Kısmı
80-Önce yük eşekleri
Besi yapanı, mevki kapanı
Hazine ayalamışı, mürekkep yalamışı
Ziraatta çalışanı,
Kovulup bacadan dalmaya alışanı
Hükmü dişsiz, kendileri işsiz kalmış
Denirmiş ki müstehakı ah almış
Kendileri üretmediğinden
Sorunu ile de baş edemeyip
Kör kör parmağım gözüne*
Üstelik geçerliği düşmüş
Demode ve bağımlı kılıcı
Çevre sorunu olan ithaller
Vizyon kalitesiymiş
Artık üretmeden tüketimdi
Eşeklere yeni vizyon yük edimdi
Vizyon eşeklerinindir alameti farikası
Dikili ağaçlarının bile olmama harikası.
Din, fakirlik, kardeşim derle uzar tarikası
Sonra hayal ormanda yolu şaşırması
Bol kazan, bol kepçeyle rantı aşırması
Canı salmak, bir koyup beş almak
Anlaşıldığında, soygunda kalmak
Herkesin göremediğini;
Üç beş çapulcu görmek.
Kıyameti böylece gaile örmek
Çok hesapçı, açık seçik akılcılık!
Ne tarifi mümkün!
Zamları bile bu hesapla
Ekonominin gereği yaparlar
Üç gün sonrada fazla olmuş diye
Gereklikten, hesap kitap dediği
Açık seçiklikle diş hediğinden saparlar.
Sevdi mi sağlama severler
Zengini, işini bileni, dilde geverler!
Vizyonsuz eşeklerinse buna hayali bile yetmez
Ne olsa, altın semeri de olsa; eşek eşektir.
Ah kül eşekleri, bunlar da olmasa; onların
Tüyleri dokunmaz, esamileri bile okunmaz
3.Bölüm C Kısmı
81-Bu nedenle eşeklerin kafası karışır
Daha bir büyücü, üfürükçü aramaya yarışır
Biraz sosyetesine medyum, bakıcı denmekle
Kademe mi alacak, tut medyumun yolunu
Baş eşek mi olacak, koş üfürükçüye
Kısmeti açıp, kısmet mi bağlatacak?
Yakalayıp cinciyi,
Yalvardan yakardan kururlarmış
Bilimsel eşeklere, başvururlarmış!
82-Eşekler kavramları da karıştırırmış
Tıp, bilimsel sonucu uygularken
Alternatif tıpları, bilimin karşıtı olurmuş?
Öğretim elemanlarına bilim adamı derlermiş!
Öyle olunca teolog da, bilim adamıymış
Neşet ettikleri kitap da, ilmi olduğundan
Bundan ilhamı mülhemle, cinci büyücü;
Üfürükçü, medyum bile, bilim adamı imiş!
Bu yüzden ulema eşeklere danışılırmış.
83-Aynı imiş bilimsellik çarkı
Aktıkları, baktıkları arkı
Yorumdur, tartışılan tek farkı!
Şafağı hiç sökmeyen eşeklerin
Afağı da hiç sökmezmiş.
84-Dövmenin eşekliğe Yakışır lığı tartışılmaz da
Maya eşek serkeşlik ederse!
Nallı mı, nalsız mı tekmelemeli
Tek ayakla mı, çift ayakla mı tepmeli
Tepme uzaklığı ne kadar olmalı
Teperken karnına mı kabasına mı, denklenmeli
Bunların bilimsel sonuçları tartışılırmış.
Güruh eşekleri de
Tartışma sonucunu öğrenire rahat
Olursa bir şikâyet, bunlarlan ıstırahat