Hırka
Osmanlıca yazılışı: hırka : خرقه
Sözlüklerdeki anlamları: “Bez parçası. Bezden mamul, kalınca kumaştan yapılmış elbise.”
Hırka-i tecrîd: تجرید خرقه Tasavvufta dünya zevkinden ve safâsından el çekip çekilip ibadete verme
Eski edebiyatta hırka daha çok dervişlerin giydiği yakasız, kollu veya kolsuz üst giysisi olarak karşımıza çıkar. Hırka sözcüğü Arapça ’da, yamalı ve yırtık manasına gelir. Hırka, eski edebiyatta “peşmine” olarak da bilinir.
Zâhidâ âlâyiş dâmânın eyle şüst ü şû
Yalnız hâlet bulunmaz hırka-i peşmînede Nedim
“Ey zahit, eteğinin gösterişini yıka, Sûfî’nin giydiği hırkada sadece görünüş, gösteriş bulunmaz.
Hırka nerdeyse tarikatlar ile özdeşleşmiş, her tarikat “ kendine has renkte ve biçimde bir hırka” seçmiştir. Tarikata yeni katılan birine dua ile hırka giydirmek gelenek haline gelmiş, ihvanın bu hırkayı giyerken “ eski alışkanlıklarını eski elbiseler gibi atıp, yeni bir hayata ve anlayışa, gireceği” telkin edilmiştir.
Her tarikat kendi dervişlerine hırka giydirme merasimini bir diğerinden biraz daha farklı merasimlerle yapmıştır. Her tarikatın hırkası da diğerlerinden az çok farklılık göstermiştir. Her tarikat hırka giydirme merasimini değişik şekilde ve değişik törenlerle yapmıştır. Bazı dervişler bez parçalarından hırkalar yaparak da giymişlerdir.
Tarikata dahil olan talibin giyindiği giysileri atıp hırkaya girmesi eski huylarında, düşüncelerinden, alışkanlıklarından tecrit olacağı anlamına gelir. Bu yüzden tarikata dâhil olunca giyilen bu hırkaya “ tecrid hırkası “تجرید خرقه denir. Tarikat Şeyhi tarafından müride dua edilerek giydirilen hırka o şeyhe ve tarikata bağlı olmanın simgesel bir ifadesi olmaktadır.
Hz Peygamberin giydiği hırkaya Hırka- i Şerif veya Hırka-i Saâdet denilir.
Eşcâr-ı bâğ hırka-i tecrîde girdiler
Bâd-ı hazân çemende el aldı çenârdan Baki
Mi’râc gecesi Ahmed’in döndürdüm arşta na’linin
Üveys ile giydim hırka Mansur’la urganda idim Âlim Yıldız [1]
Tarikat hırkasını, çevre edinmek ve menfaat temin etmek için giyenler de vardı. Tarikata bu amaçla girerek derviş olanlaın giydiği hırkaya ise “ salüs” yani “ riyakârlık hırkası” denirdi. [2]
Hırka-i tecrîdimiz döndü libâs-ı mâteme
Târ u pûd-ı âh ile nesc etdi dil peşmînesin Şair Haşmet
Hankah-ı aşka duşmiişdur gonul derviş olup
Pare pare cismi hırka dud-ı ahıdır kulah İbn Kemâl
KAYNAKÇA