Eskici Hikâyeleri- ATATÜRK ÇİÇEĞİ

04.09.2022

ATATÜRK ÇİÇEĞİ

Yılbaşına yakındı. İsviçreli yaşlı bir hanım elinde saksılı bir çiçekle dükkâna geldi. 

-Merhaba gülümseyen kadın. Beni hatırladın mı?

-Merhaba... Siz...?

-Geçen hafta gelmiştim. Arabamı buraya park etmek istedim. Bana “Tabii ki” dedin. “Ama uzun sürecek, 10-15 dakika kadar değil... kocam şu yandaki klinikte ameliyat olacak.” dedim. Çok üzgün ve stresliydim. Sen bana “ Sorun değil, park edebilirsiniz.”dedin hatta bir de “Gute besserung” (Geçmiş olsun) dedin. Kendimi o kadar iyi hissettim ki... 

-Kliniğe geldiyseniz, arabanızı yine park edebilirsiniz. Sorun olmaz. Eşiniz nasıl?

-İyi... İki gün içinde çıkmıştı zaten. Ben buraya senin için geldim... Bu çiçek, senin. 

-Aaa... teşekkürler. Ama gerek yoktu. 

-Sana bir çiçek alıp ayrıca teşekkür etmek istiyordum. Eşime senden bahsetmiştim. O da bunu almamı söyledi. Poinsettia... Türkçe’de adı Atatürk çiçeği... En güzel dönemi bugünler... Sonra kırmızı yaprakları dökülür, soldu diye atma. Bakarsan açmaya devam eder. Hem ülkenizin, Türkiye’nin kurucusunun ismi... 

-Çok teşekkürler... Gerçekten ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Çok sevindim. 

-En kötü günümde bana yardımcı oldun. Hiç tanımadığın halde kocama iyi dileklerde bulundun. Gülümsedin... O an kendimi çok iyi hissettim. Beni o gün ne kadar rahatlattın bir bilsen... Asıl ben teşekkür ederim. İyi yıllar... Çüüüs...

-Size de iyi yıllar... Çüüüs. 

Elimde çiçek öylece kaldım. Kadının, gelmesiyle gitmesi bir oldu sanki. Atatürk çiçeği, dükkanın boğucu atmosferine, kırmızı kırmızı yapraklarıyla, öyle bir canlılık verdi ki ben de kendimi iyi hissettim. 

Yılbaşından sonra o yapraklar döküldü. Şimdi evde, camın önünde... Hem dışarıyı seyrediyor hem yaşam döngüsünü devam ettiriyor.

.....

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar