07.01.2016
Etimoloji ( Kökenbilimi )
Antik Yunancadaki “etymologia” “etymos” (doğru) ve “logos” (bahis) sözcüğünden türetilmiş diğer dillere ve bizim dilimize de geçmiştir. Bu sözcük için dilimizde “köken bilimi “ terimi üretilmiştir.
Etimoloji veya kökenbilim dilimin bir dalıdır. Bu dilbilim dalı kelimelerin kökenlerini, ilk olarak ne zaman ortaya çıktığını, ilk defa ve tarihte hangi kaynakta geçtiğini, hangi dile ait olduklarını, kelimenin geçmişten günümüze uğradığı ses değişimlerini, ses ve anlam bakımından geçirdikleri dönüşümleri ve evrimleri inceleyen dil bilimi dalıdır.
Osmanlıcada kökenbilim "İlm-i İştikak" tabiri ile ifade edilmiştir.
Etimoloji kelimelerin hangi dilden geldiğini, kökenlerinin ne olduğunu, kelimelerin köklerini araştıran dil bilimi dalıdır. Etimoloji bilimin temelleri Alman dil bilimcileri Franz Bopp ve Kari Brugmann tarafından atılmıştır.
Bu bilimin temelini dünyadaki dillerin genel ve özel oluşumları oluşturur. Bir dil oluşurken kelimeleri kendi iç dinamikleri ile ürettiği gibi diğer lisanlardan da kelimeler alabilmekte, diğer dillerden aldığı kelimeleri kendi hançere ve seslendirme yapısına göre değiştirebilmekte, öz dilde üretilen özgün kelimeler dahi yüzyılları aşan süreçlerde aslından uzaklaşıp başkalaşabilmektedir. Kelimelerde oluşan ses türemeleri, ses düşmeleri, ses değişimleri vb kelimelerin yapılarında önemli değişimler oluşturmakta bir kelime ilk oluştuğu halden çok başka hallere dönüşebilmektedir. Hatta bir dilde kullanımdan düşen kelimeler diğer bile geçebilmekte ve orada yaşayabilmektedir.
Örneğin dilimizde köken olarak Türkçe olmayan pek çok sözcük vardır. Dilimize Arapça, Farsça ve batı dillerinden pek çok kelime girmiştir. Bu kelimelerin büyük kısmı Türkçeye girdikten sonra Türkçenin kaidelerine göre şekillenmiş, değişmiş ve Türkçeye uygun kelime nitelikleri kazanmıştır. Örneğin Farsça merdiban sözcüğü merdiven, cihar şenbe, Çarşamba haline gelerek Türkçeleşmiştir. Ama bu sözcükler Türkçe kökenli değillerdir. Dilimizdeki “maydanoz” kelimesinin Farsça “midenuvaz” (mideyi okşar sözcüğünden dönüşmüştür. Sibel isminin kökeni Eğe Uygarlıklarının tanrıçası Kibele’den gelmektedir. Adana ilimizin ismi Danuna devletinin adından kalmış, İbrahim sözcüğü, batı dillerine Abraham şeklinde geçmiştir. , Fransızca “hortensia” kelimesi dilimizde “ortanca” biçime dönüşmüştür. Farsçadaki birader, İngizlece de Brother , Farsçadaki mader , İngilizcede mohter, İtalyancada mama, Türkçede anadır.
Eski Türkçede kullanılan pek çok kelime günümüze gelene kadar pek çok değişimlere uğramış bazıları Anadolu Türkçesinde unutulmuş, bazıları da başka Türk lehçelerine yayılırken eski halinden değişime uğramıştır. Örneğin “yıparlık” sözcüğü geçmişten günümüze parlak şekline gelirken, bir başka Türk lehçesinde jiparlık şekline dönüşmüş olmaktadır.
Etimoloji, kelimelerin kökenlerini, kelimelerin ilk şeklini, hangi dilde oluştuğunu diğer dillere geçip geçmediğini, bir dilin diğer dillerle diğer topluluklarla olan kültürel ilişkilerini araştırır. Kelimelerin gelişme veya değişme süreçlerini, ortaya çıkışından itibaren izlemeye çalışan, kelimelerin hangi dillerden kaynaklı olarak hangi dillere yayıldığını saptamaya çalışan, nasıl yayıldığını ve yayılma alanlarını anlamaya gayret eden , parça ya da bileşenlerinin analiz etmeye gayret eden bir dil bilimi dalıdır.
Köken bilimi uzmanlarına etimolog, köken bilimci veya iştikakçı denir. Etimologlar yaşayan ve ölü diller hakkında, kalıntılar bulgular ve sonuçlar çıkartan dil bilimcilerdir. İlgili dillerdeki kelimeleri karşılaştırarak ortak ana dili ve ortak ana dillerin temel niteliklerini anlamaya çalışan kimselerdir.
Türk dillerinin ilk etimolojik sözlüğünü Martti Rasanen “Türk Dillerinin Etimoloji Sözlüğü Üzerine Bir Deneme” başlıklı çalışması ile hazırlanmıştır. Rasanen’in 1969 yılında yayımlanan bu çalışmasında her sözcüğün Eski Türkçe Orta Türkçe ve Eski Anadolu Türkçesi Çağatayca vb deki biçimleri ile Azeri Kumukça, Kıpçakça vb deki kullanımları sıralanmış, sözcüğün yaşadığı diller, kazandığı farklı anlamlar, değişimler vb tek tek gösterilmiştir. Uygun olabil dikçe kelimeler Ural ve Altay dillerindeki biçimlerle karşılaştırılmış kelimelerin kökenleri üzerinde analizle yapılmış, Türkçenin Moğolcadan, Mançu-Tunguz dillerinden, Korece-den ve Finceden aldığı etiler üzerinde durulmuş, Türkçenin bu dillerle akraba olabileceği veya bu dillerin de atası olan tek bir ana dilden gelmiş olabileceği ifade edilmiştir.
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın