12.07.2022
Şems’isin düşlerin belki de şiarı yenilgilerin…
Ümmeti aşkın
Ah, pervasız sevdam
Hüsrana dönük yüzü mevsimin
Pişekâr besteler sevdalı gölgeler
Manen zenginim aşkın ırkında solan resmin;
Miadı dolan ömrün
Dış mihrakı kimse yalnızlığın
Elbet aşktır peyda olan gecenin nakşında esen
Rüzgâr ve ümidi saklı tutan
Günün ve gecenin girift sağanağı
Yürekte kopan fırtına
Huşu içinde yaşamanın doğası ve duası
Yalnızlığın tınısı
Ey, güzel Huda’m…
Maviden esintisi ümidin
Yeşildir gözlerimin bestesinde pişen yüreğim
Padişahı bu ölü nefsin
Nefesimi tuttuğum kadar ölümün kendisiyim
Veremediğim o son nefes
İzahı yok yaşamanın
Bedeller ödediğim acıların
Ah, ırkı yok işte bilinmezin
Bilindik ne kaldı söyle geride?
Gerisin geri giden sözcüklerim
Tüketilmiş yüreğin
Tünediği o devasa oyuk
Kalemle kaktığım her şiir
Şiirlerin nezdinde gönülde saklı zikir
Gecenin peçesi yırtık
Aşkın pençesi acıtan
Hayallerin doğasında bir doğup bir öldüğüm
Nesli gecenin binlerce yıldız
Kaderin bestesi mehtap
Aşk yediğim aşk içtiğim
Kaptan köşkünde yalnızlığın
Sökülmüş dikişleri yüreğin…
Genzimde hıçkırık
Arkamda devasa bir obruk
Sağım solum kuşatılmış
Kuş gibi çırpınan yürek
Meylettiğim her gecede saklı hasret
Hazanım kışım
Baharım yazım
Meylettiğim nice mevsim bir günde yaşanan
Yaşatan Rabbim meylettiğim ölüm olsa bile
Olmazın olmazı bir yası yasa bellediğim.
Kuytularında şehrin,
Kumpasa kurban giden yazılmamış şiirlerin…
Tutuklu yürek
Turuncudur sevdiğim ışık
Güneşin hükmü sonlanmaz gecede bile
Geçimsiz benliğin geniş penceresinde
Konaklar kuşlar, çiçekler
Bahtı kara şehrin kundaklandığı her köşeden sızar
Bilinmeze meylettiğim
Bitap düştüğüm kadar kader ve keder
İstifli zemheride
Solan günden arda kalan
Bir satırda bozguna uğradığım kadar
Koştuğumdur en önde o kulvar.
Şah damarımdan yakına teslimiyetim
Ve işte tüm zincirlerimi kırdığım zinhar yalandır
Şarkılar ve şiirler hatta yaslı ve sevdalı şehir dahi
Varır rükûa hikmeti ile kâinatın
Bir dokun bin yaş süzülsün gözlerimden
Yaşarım da yaşattığım kadar maneviyatı her zerremden
Sökün etse de bunca acı
İçimi Rabbime açtığım kadar huzurdur mekânım:
Gönlün hutbesi
Yalnızlığın her katresi nasıl da diner ansızın
Duaların nezdinde vardığımdır huzur
Varamadığım binlerce yaka ne ki?
Yakardığım kadar yaşadığım
Yaslandığım kadar yasadığım
Elbet her şeye kadir yüce Mevla’mın izinde yürüdüğüm kadar…
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın