"EYLÜL" ROMANINA DAİR İNCELEME

06.10.2023

                                                                                                       

"Bu, alışabilmek idi, herkes felaketlerine tahammül ile başlıyor ve tahammülle itiyat ederek mukavemet edebiliyordu... o zaman tevekkülde bir muzafferiyet değilse bile bir güzellik, bahusus bir rahat bulunduğunu anlıyordu. Halbuki hayata karşı isyan insanı rahattan mahrum bırakıyor, felaketten felakete değil, sefaletlere, hatta rezaletlere atıyor, levs içinde bile çalkalıyordu." (336-3337.s.)

 

Eylül - Mehmet Rauf | İnkılâp

Kitabın Adı: Eylül

Yazarı: Mehmet Rauf

İnkılap Kitabevi, 2003

365 sayfa

Okuma Tarihi: Eylül 2023

Yazar Hakkında Kısa Bilgi:

"Mehmet Rauf, Türk hikâyeci ve romancı. Mehmet Rauf'un dışında, Rauf Vicdani, Besim Rauf, Cemil Jüpon, Ali Necdet, Mehmet Nafiz imzalarını da kullandı. İstanbul'da doğmuş ve küçük yaşta edebiyat ile ilgilenmeye başlamıştır. 
Doğum: 12 Ağustos 1875, İstanbul
Ölüm tarihi ve yeri: 23 Aralık 1931, İstanbul"
 

ESERLERİ:

ROMAN: Eylül (1900, aynı yıl tefrika), Ferdây-ı Gâram (1913; Servet-i Fünûn’da tefrika), Karanfil ve Yasemin (1924), Genç Kız Kalbi (1925), Böğürtlen (1926), Define (1927), Son Yıldız (1927), Ceriha (1927), Kan Damlası (Define’nin devamı, 1928), Halas (1929).

HİKÂYE: İhtizar (1909), Âşıkane (1909), Son Emel (1913), Hanımlar Arasında (1914), Bir Aşkın Tarihi (1915), Menekşe (1915), Üç Hikâye (1919), Kadın İsterse (1919), Pervaneler Gibi (1920), İlk Temas İlk Zevk (1923), Aşk Kadını (1923), Gözlerin Aşkı (1924), Eski Aşk Geceleri (1927).

MENSUR ŞİİR: Siyah İnciler (1901).

OYUN: Ferdi ve Şürekası (1909, Halid Ziya’nın aynı adlı romanından uyarlama), Pençe (1909, filme alındı, 1917), Cidal (1911), Yağ­murdan Doluya (1919), Sansar (1920).

ANI: Mehmed Rauf’un Anıları (yay. haz. Rahim Tarım, 2001).

Kaynaklar: Wikipedia

                  biyografya.com

Romandaki Kişiler: Suad, Süreyya, Necib, Fatin Bey( Hacerin kocası), Hacer (Süreyya'nın kız kardeşi), Süreyya'nın anne ve babası, Behice (dadı).

 

 

                                                                                    "İTİRAFSIZ VE ÜMİTSİZ" BİR AŞKIN ROMANI: EYLÜL

                  Mehmet Rauf, Türk edebiyatında ilk psikolojik roman olarak kabul edilen "Eylül" adlı romanında, kahramanlarının ruh betimlemelerini yaparken gerçek hayatta rastlayabileceğimiz kişilerin iç dünyalarına da ayna tutuyor. Eser boyunca devam eden yoğun ruh tahlilleriyle kahramanların iç dünyalarındaki fırtınalara tanıklık ediyorsunuz. Ruhlarının derinliklerinde bir yolculuğa çıkıyorsunuz adeta. Yazar kahramanlarının ve gerçek hayatta rastlayabileceğimiz kişilerin iç sesi oluyor. İç dünyalarında çeşitli duygularıyla verdikleri savaşı, çatışmalarını dile getiriyor. İç konuşmaların, ruh betimlemelerinin süreklilik göstermesi o çatışmaları daha yoğun hissettiriyor okura. Süreyya, Suad ve Necib arasındaki yakın dostluk, Suad'la Necib arasındaki tutkuya, aşka evriliyor. Ancak vicdan, ahlâk gibi değerlerin baskın olmasıyla kahramanlarımız aşklarını iç dünyalarında saklıyor ve yaşıyorlar.  

                   "... bu itirafsız, ümitsiz aşkı ile, sadece bu kadarıyla, kimsenin mesut olmadığı kadar mesut olduğuna inanıyordu." (192.s. / Necib)

                   "... Maahaza bu zaruri idi, bütün kavaid-i içtimaiye ve ahlakiye bunu amirdi. (toplum ve ahlak kuralları bunu emrediyordu.)" (192.s.)

                   Suad'ın Süreyya'ya karşı ve ahlâk kurallarına karşı kendisini sorumlu hissetmesi, onu, bu aşkı bastırmaya, bir süre görmezden gelmeye sevk ediyor. Suad, bir anlamda vicdanının, ahlâkî değerlerin telkin ettiği doğrultuda hareket etmek için iç dünyasında büyük bir çatışma yaşıyor. Roman, doğal olarak bu çatışmaların etrafında ilerliyor. Necib'in, Suad'ın iç dünyalarında yaşadıkları, bastırmak için büyük mücadele verdikleri bu "itirafsız ve ümitsiz aşk", romanın temasını oluşturuyor. Aslında bir okur olarak, bu aşkın bastırılması ve ahlâkî değerlerin baskın çıkmasından memnun olacaksınız diye düşünüyorum. Genel geçer ahlâk ve toplum kuralları bunu hissettirecek büyük bir ihtimalle.Romanı okunur kılan da bir bakıma toplum kuralları ve duygularımız arasındaki bu çatışma. Suad'ın ve Necib'in duygularıyla verdikleri savaş, aşklarını bastırmaya çalışmaları eserdeki psikolojik gerilimi de artırıyor. Elbette iç dünyalarında sakladıkları, itiraf etmekten kaçındıkları bu aşk da ahlâkî değil. Yazar, Necib ve Suad'ın iç dünyalarındaki bu mücadeleyi, çatışmaları başarılı ruh betimlemeleriyle yansıtmış. 

                  "Bir dostunun karısını seviyordu, kendine sine-i ailesini bir kardeşine açar gibi muhalesetle (dostlukla) açmış altın kalpli bir dostun karısını!" (193.s.) 

                  "... hayatını isteyerek değil fakat cebr-i nefsle sürüklüyordu." (Suad, 336.s.)

                   Eserde; evlilik, aile, ahlâk gibi değerlerin galip geldiğini görüyoruz. Aşk, bu değer ve kavramların karşısında nefes almakta zorlanıyor ve meşruluğu sorgulanıyor. Kahramanlarımızın ruhlarının derinliklerinde varolmaya çalışıyor. Yazar, ümitsiz bir aşkı romanın merkezine koymuş olsa da kadınların toplumdaki yeri, aile ve kadın erkek ilişkileri gibi konulara da değinmiş. 

                   "Kadın olmayınca bir erkek hayatının ne akim (kuru), ne yağmursuz, tesellisiz bir çöl olduğunu bilseniz... Bunu birçok erkekler de bilir de sonra unuturlar..."( Necib, 68.s.)

                   Yazar, kahramanlarının iç dünyalarının, kalplerinin, düşüncelerinin sesi oluyor. Bir taraftan toplumsal, ahlâkî değerlerin bir taraftan insan psikolojisinin çözümlemesini yapıyor. İç konuşmalar, ruh çözümlemeleri ve diyaloglarla kahramanlarının iç dünyalarında  yolculuk halinde oluyorsunuz. Mekân, zaman gibi unsurların sınırlandıramadığı uçsuz bucaksız bir yolculuk...

                     "İnsanın hayatını, temizliği, saffeti, ismeti için feda edebileceği bir kadın bulmak ne kadar güç olduğunu düşündükçe kalbi ağlayacak kadar derin bir acı ile sızlıyordu." ( Necib, 126.s.)

                      "Ben sefil, menhus (uğursuz) bir adamım. Sizin bu kadar iyiliğinize karşı ben alçaklık ediyorum. Fakat bilseniz ne zavallıyım..."( Necib, 163.s.)

                      Yakın çevrelerine hissettirmemek için yoğun bir şekilde bastırılan duygular yansıyor satırlara: Ümitsiz, yasak bir aşak... Romanın adı olan eylülle de şu satırlarda buluşuyorsunuz: "Eylül malum ya hüzün ve matem ayıdır." "O zaman Suad'a da hayatının şu devresi kendi ömrünün, kendi kadınlık hayatının eylülü gibi geldi. Eylül..." "Şimdi işte yağmur, işte kış hepsini çürütüyor; her şey çürüyor, her şey... Evet, hepsi çürüyor, her şey... İnsanlar da çürümeyecekler mi?" "Ne renk, ne rayiha... İşte yapraklar ölüyor... Rüzgâr insafsız, yağmur muannit, her şey çürüyor, oh, her şey çürüyor..." (232.s.)

                       "Eylül" ayının betimlendiği bu satırlar, aslında Suad'la Necib'in ruh halleriyle özdeşleşiyor. Bu satırlarda hem hüzün hem matem var. Her bir satır ruhunuzda farklı bir etki uyandırıyor. Yazar, eylül ayına bir ruh kazandırmış adeta. Yazar, kullandığı ifadelerle okurun yüreğine çok narin dokunuşlar yapıyor: "ruhların izdivacı", "Bilir misin nefis kadınlar hangileridir? Temiz ruhlular!" "Ah insanlar, şu kalb-i beşer... Yüzbin manalı bir muamma... İçinden çıkmak mümkün değil..." (70.s.)

                       Yazar bazı kavramları da sorguluyor şu satırlarıyla: "Namus... Hekesin söylediği, fakat kimsenin rast gelmediği bir nevi kuş olmalı..." (259.s.)

                       "... bir şeyin doğru olmakla güzel ve iyi olamayacağını düşünür gibi oluyordu..." (265.s.)

                       Yazarın ifadesiyle "kalpler ağlıyor". Suad, duygularını, aşkını bastırmaya çalışırken evliliğini, Süreyya'ya karşı olan duygularını sorgular bir noktaya geliyor. "Süreyya'nın da her şeyini bilirim derken nasıl hiç beklemediği tabiatları çıktığını görüp, 'Ben onu bilmiyormuşum, başka bir adammış... Nasıl yaşadım yarabbi, nasıl? diyordu." (Suad, 168.s.)

                         Eser, Suad ve Necib'in duygu ve düşünceleri, ruh halleri üzerine yoğunlaşsa da Hacer, Fatin, Süreyya'nın anne ve babasının da  çatışmaları, ruh halleri romanda önemli bir yer tutuyor. Süreyya'nın duygu ve düşünceleri fazla yer tutmuyor. Süreyya'nın bu aşktan bihaber oluşu da dikkat çekici. Toplum ve ahlâk kurallarına rağmen Suad ve Necib arasında "ümitsiz ve itirafsız" bir aşk filizleniyor, yeşeriyor ve ruhlarının derinliklerinde var olma mücadelesi veriyor. Her ikisi de yazarın ifadesiyle, "cebr-i nefsle" hayatlarını devam ettiriyorlar, yazarın ifadesiyle sürüklüyorlardı.

                          "Eylül", her ne kadar "ümitisiz ve itirafsız " bir aşkın romanı olsa da toplum ve aile hayatına, ahlakî değerlere dair duygu ve düşünceler de yer buluyor kendine. Mehmet Rauf, ruhlara dokunan betimlemeleri ve duygu yüklü anlatımıyla okurlarını psikolojik romanın yoğun duygusallığıyla buluşturuyor her satırında. İlk psikolojik romanımız olmasını her satırında hissediyor ve böylece kahramanların iç dünyalarıyla içli dışlı oluyorsunuz. Eylül'ü okurken hem yasak bir aşkın insanı nasıl bir ruh haliyle karşı karşıya bırakabileceğini hem de iradenin, duygularına gem vurmanın insana neler hissettirdiğini okuyorsunuz. "Eylül", iç dünyalarda yaşanan çatışmaların ve fırtınaların bir romanı... İç dünyalara ayna tutan Eylül romanıyla duygusallığa bir yolculuk yapacaksınız. 

                          İyi okumalar! 

 

Eserden Bölümler:

"Evet, dedi, layık olan mesut olur; yahut Goethe'nin dediği gibi, layık olan kazanır ve kazanamayan layık değildir." (43.s.)

"Azıcık fedakârlığa kail (razı) olmayınca hiçbir şey kabil-i icra değildir." (70.s.)

"İnsanın hayatını, temizliği, saffeti, ismeti için feda edebileceği bir kadın bulmak ne kadar güç olduğunu düşündükçe kalbi ağlayacak kadar derin bir acı ile sızlıyordu."( 126.s.)

"Düşündükçe Suad'ı değil, onun ruhunu, sadece ruhunu sevdiğini görüyordu." (140.s.)

"İnsan gariptir, nasıl birbirine alışıyor." (164.s.)

"Mesut olsak bile hayat, sadece tahrip eden hayat, sadece yiyen, yıkan, öldürüp ezen hayat hükümran oluyordu." (205.s.)

"İnsan eminim zannettiği şeylerde o kadar yanılır ki..." (308.s.)

 

                       

 

                   

 

                      

                      

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar