27.05.2011
Erzurumlu Emrah
Belalara
Bin kere nasihat eyledim sana,
Gönül düşme dedim bu deryalara,
Sen guş huşunu vermedin bana,
Düşürdün başımı ne belalara.
Vaktin dilberinde namus ar olmaz,
İkrarında sabit ber-karar olmaz,
Aldatırlar seni sana yar olmaz,
Gönül niçün düştün bi-vefalara.
Münafık sözüne gel gitme beyim,
Hatır-ı mahzunum incitme beyim,
Dert-ment Emrah'a cevr etme beyim,
Zird dayanılmaz bu cefalara.
Bir Nazenin Bana Gel Gel Eyledi
Bir nazenin bana gel gel eyledi
Varmasam incinir varsam incinir
Beyaz gerdanından ince belinden
Sarmasam incinir sarsam incinir
Kaşına çekilmiş kudret kalemi
Görmemiş dünyada derd ü elemi
Her sabah her akşam verir selamı
Almasam incinir alsam incinir
Gene görünüyor yarin illeri
Başımızda esen sevda yelleri
Yarin bahçesinde gonca gülleri
Dermesem incinir dersem incinir
Nereden nereye sevmişim yari
Ateşi komuyor yakıyor beni
Aşık Emrah sever böyle bir canı
Sevmesem incinir sevsem incinir
Bizim Sahraların Başı
Bizim sahraların başı
Duman duman pare şimdi
Sevişmesi ne hoş olur
Ayrılması yaman şimdi
Erisin dağların karı
Ben çekerim ahuzarı
Kadir mevlam gönder yari,
Gönül ister hemen şimdi
Benim yarim şimdi çıkar
Çıkıp da yollara bakar
Emrah'ı odlara yakar
Boyu selvi, revan şimdi
Bu Meral Bakışın Ey Per-i Suret
Bu meral bakışın ey per-i suret
Çok açtı bağrımda yara gözlerin
Bilmem huri midir yoksa ki afet
Yakar baktığını nara gözlerin gözlerin
Dilden işvelenip mestane süzer
Gamzelerin oku bağrımda gezer
Bir kez iltifatla eylese nazar
Olur şu gönlüme çare gözlerin gözlerin
Emrah'ı alemde bikarar ettin
O nihan aşkını aşikar ettin
Aklımı fikrimi tar ü mar ettin
Fitne bakışları kara gözlerin gözlerin
Çağrışır Bülbüller Gelmiyor Bağban
Çağrışır bülbüller gelmiyor bağban
Hoyrat dost bağından gül aldı gitti
Yüz bin mihnet çektim bir bağ bezettim
Yari ben besledim el aldı gitti
Nice mihnet çektim bin daha gerek
Hayli ômür ister bir daha görek
Nazlı yarim aldı o kanlı felek
Aktı gözüm yaşı sel oldu gitti.
Nazlı yardan kem haberler geliyor
Dostlarım ağlıyor düşmanlar gülüyor
Dediler ki sefil Emrah ölüyor
Kimi kazma kürek bel aldı gitti
Dedim Dilber Didelerin Islanmış (Koşma)
Dedim dilber didelerin ıslanmış
Dedi çok ağladım sel yarasıdır
Dedim dilber ak gerdanın dişlenmiş
Dedi zülfüm değdi tel yarasıdır
Dedim dilber sana yazılmış kanım
Dedi niçün böyle edesin sultanım
Dedim teşne vermiş ince miyanın
Dedi ben sarıldım kol yarasıdır
Dedim seni saran serini vermiş
Dedi beni saran murada ermiş
Dedim peri yanaklarının kızarmış
Dedi çiçek sokdum gül yarasıdır
Dedim dilber Emrah aklımı aldın
Dedi sevdiğine pişman mı oldun
Dedim dilber niçin sarardın soldun
Dedi hep çekdiğim dil yarasıdır
Düşem Yollara
Tutam yâr elinden tutam
Çıkam dağlara dağlara
Olam bir yaralı bülbül
İnem bağlara bağlara
Birin bilir birin bilmez
Bu dünya kimseye kalmaz
Yâr ismini desem olmaz
Düşer dillere dillere
Emrah eder bu günümdür
Arşa çıkan tütünümdür
Yâra gidecek günümdür
Düşem yollara yollara
El Çek Tabib El Çek Yaram Üstünden
El çek tabib el çek yaram üstünden
Sen benim derdime deva bilmezsin
Sen nasıl tabibsin yoktur ilacın
Yaram yürektedir sarabilmezsin
Sana derim sana ey kalbi hayın
Kimseler çekmesin feleğin yayın
Yıkıp harab ettin gönül sarayın
Alıp bir taşını koyabilmezsin
Emrah'ım dinledin benim sözlerim
Muhabettin can evimde gizlerim
Ne duruyon ağlasana gözlerim
Bir daha yarini görebilmezsin
Fidan
Sabahtan uğradım ben bir fidana
Dedim mahmur musun, dedi ki yok yok
Ak elleri boğum boğum kınalı
Dedim bayram mıdır, dedi ki yok yok
Dedim inci nedir, dedi dişimdir
Dedim kalem nedir, dedi kaşımdır
Dedim on beş nedir, dedi yaşımdır
Dedim daha var mı, dedi ki yok yok
Dedim Erzurum nen, dedi ilimdir
Dedim giderm misin, dedi yolumdur
Dedim Emrah nedir, dedi kulumdur
Dedim satar mısın, söyledi yok yok
Gönül Gurbet Ele Çıkma
Gönül gurbet ele çıkma
Ya gelinir ya gelinmez
Her dilbere meyil verme
Ya sevilir ya sevilmez
Yöğrüktür bizim atımız
Yardan atlattı zatımız
Gurbet ilde kıymatımız
Ya bilinir ya bilinmez
Bahçemizde nar ağacı
Kimi tatlı kimi acı
Gönüldeki dert ilacı
Ya bulunur ya bulunmaz
Deryalarda olur bahri
Doldur ver içem zehri
Sunam gurbet elin kahrı
Ya çekilir ya çekilmez
Emrah der ki düştüm dile
Bülbül figan eder güle
Güzel sevmek bir sarp kale
Ya alınır ya alınmaz
Hazân İle Geçti Gülşeni Bustan (Koşma)
Hazân ile geçti gülşeni bustan
Eyler dertli bülbül zâr garip garip
Haraba yüz tuttu bezmi gülistan
Ağla şimdengeru var garip garip.
Hançeri feleğin ucu ciğerde
Gittikçe artıyor yara bu serde
Diyarı gurbette tutuldum derde
Gel tabip yaramı sar garip garip.
Emrah bizim elin gonca gülleri
Açılmıştır öter dost bülbülleri
Ben sefil sergerdan gurbet elleri
Gezeyim bir zaman yâr garip garip
Edebiyat Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız Sitemize üye olarak ve bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.
BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM veya [email protected]
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın