Fanus ve Fanusu Hayal

25.01.2016

 

 Fanus  ve  Fanus u Hayal

Osmanlıca yazılışı: fanus - fânûs :  فانئس

Fanus sözcüğünün Osmanlıca Sözlüklerdeki anlamları: “ Fener. Sâbit ve süslü fener. Bazı şeylerin üstüne kapatmak için camdan yapılmış kapak. Süslü fener.” Şekillerindedir.

Fanus kelimesinin günümüz sözlüklerindeki diğer anlamları şu şekildedir.  Süs balıklarının evde beslendiği cam kavanoz, camdan veya sert plastikten yapılan silindir, yuvarlak kap,  süslü ayaklı fener, saat, mikroskop vb. araçları tozdan korumak için üzerlerine kapatılan, yarım küre biçiminde cam kap, silindir biçiminde olan mum, gaz lambası vb. aydınlatma araçlarının çevresini kapatarak rüzgârdan koruyan cam. Anlamlarındadır.

Divan şiirimizde fanus daha ziyade fanus u hayal adı verilen  bir fanus etrafında oluşturulan mecaz, teşbih  ve gerçek manalar açısından girmiştir.

Fânûs-ı hayâl, günümüz dilinde  hayal feneri  anlamına gelen  eski devrilerde kullanılan bir tür eğlenceli ışıldaktır. Fanus-u hayal denilen bu fenerler  eski devrin  panayırlarında, pazar yerlerinde ve dükkânlarında da  aydınlatma aracı olarak kullanılmış,  üzerine değişik şekiller, resimler ve yazılar yazılmış ham ipekten imal edilen   bir fanustur.” Bürüncekten (  İpekten) yaparlar. Ve içine gunagun suver-i eşkalü  kitabe vaz’ederler. Mumun şulesi döndükçe  taraf taraf ol eşkal  nümayan  olur “[1] İpekten yapılan bu fanus fenerlerin içine resimlerin  yapıldığı, yazılar yazıldığı, içine mum yakılınca bu yazıların ve resimlerin büyüdüğü, fener de döndükçe bu resimleri ve yazıları etrafa büyüterek dağıttığı anlaşılmaktadır.

Ne dem kim âh idersem üstühˇân üstünde ten ditrer
Sabâdan nitekim fânûs üzre pîrehen ditrer                     Bursalı Rahmi 

 “Bu fanusun  İçinde  yanan mum alevi ipek üzerindeki şekilleri büyüterek yansıtmakta olduğundan seyredenlerin çeşitli hayaller kurmasına vesile olurmuş. Bu fenerlerin bazıları  rüzgârda dönecek  şekillerde yapılırmış ve  rüzgârın etkisiyle döndüğünde  etrafında renk ve gölge cümbüşü[2]oluştururmuş.  Bu nedenlerle  bu fenerlere  Fanus u hayal denmiş

Tahmin edilebileceği gibi bu fanuslar divan şairlerine çok çeşitli hayaller kurdurmuş, çok çeşitli  benzetmeler yapmalarına vesile olmuştur.

Sûretâ raks etmez isek ma‘nîde raks üzreyiz
Biz hayâl-i âlemiz âlem bize fânûs olur                     Gaybi ( Deveran Gazeli ) [3]

Görünürde raks etmiyorsak da gerçekte sürekli raks halindeyiz. Biz âlemin hayâliyiz, âlem bize bir hayal fanusu olur. “ diye n “ Gaybî, kainatı dönen bir hayal fenerine, hakikat adına bilinen her şeyi de bu hayal fenerinin etrafa saçtığı gölgelere benzetmektedir. “

Sâgar habâb-ı mevce-i mehtâbdır bu şeb.
Fânûs bahr-i nûrda girdâbdır bu şeb.                Şeyh Galip,

"Sanki bu gece mehtabın dalgaları üzerindeki hava kabarcıkları bir kadeh; gökyüzünde fanusu andıran dolunay da bir nur denizindeki girdaptır”[4]

Aşık- ı haste dilin  niteki fânûs u hayâl
Nar*ı aşk ile yanıptır  ciğeri döne döne      Baki

Çevirir devleti mânende- i  fânûs u hayâl
Şem’i engüş-i hıredle  ona layık Hatem     Nabi

Semâ ettikçe  şem’i şevk  Mevlanâ ile Sâbit
Dönüp cism –i nizârım şekli fânûs u hayâl olsun.

Benzer  felek  ol çenber fânûs u hayâle
Kin nakş-ı temâsili serîü’l cereyandır.              Ziya Paşa [5]

Şem '-i bezm-i şevka fânus-ı billûrîn olmaya geldim    Nedim

Şûh olsa zülf-i pür-şiken olmazsa gam degül
Fânûs-ı şem‘-i encümen olmazsa gam degül  Semerkândî-i Âmidî Âgâh 

Söner şem'-i revâcın mahv olur cânâ bu sûretler
Ki fânûs-ı hayâlinle döner pervâne kalmaz hîç                Şeyh Muhammed Es'ad Galib Dede Efendi

"Şem'idir kalbimizin can ile mal ü namus
Hıfz için bad-i sitemden olur adlin fanus              Şinasi

Şîşede bâdeyi fânûsda gör şem‘i hemân
 ‘Âşık-ı gam-zedenüŋ mahfaza-i râzına bak  KÂTİB-ZÂDE SÂKIB

KAYNAKÇA

[1] Burhan Katı tercümesinden alıntı ile A. T. Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB, 1996, shf 228

[2] Doç. Dr. Ömür CEYLAN, GAYBÎ’NİN BİR DEVERÂN GAZELİ VE ŞERHİ- (ÖNCE AŞK VARDI Şiirin Aynasında Osmanlı Kültürü Üzerine Denemeler, Kapı Yayınları, İstanbul 2005)

[3]  Doç. Dr. Ömür CEYLAN, GAYBÎ’NİN BİR DEVERÂN GAZELİ VE ŞERHİ- (ÖNCE AŞK VARDI Şiirin Aynasında Osmanlı Kültürü Üzerine Denemeler, Kapı Yayınları, İstanbul 2005)

[4] İskender Pala, Bir mehtap seyri, https://www.zaman.com.tr/yazarlar/

[5] A. T. Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB, 1996, shf 228

 

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da